Time: “Demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir.”

"Türkiye'deki seçimlerin Erdoğan'ın yanlışlarını düzeltmesine izin veremeyiz. Demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir. "

1. resim

ABD'nin önde gelen dergilerinden TIME, seçimlere artık saatler kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve yaklaşık yüzde 90 katılım oranına rağmen Türkiye'nin demokrasisini hedef alan kışkırtıcı ve hadsiz bir analiz yayımladı.

Dünyaya 'demokrasi' getirmek adına hareket ettiğini iddia eden ABD'nin, önde gelen yayın organındaki analizde; “Seçim, demokrasinin tanımında önemli bir unsur olsa da, seçim zaferi Erdoğan'ı demokratik yapmıyor.” gibi akla, mantığa ve gerçekliğe sığmayan tespitlere yer verildi.

Analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Batı'yı hedef alan açıklamalarından” rahatsız olduklarının dile getirilmesi de, adeta istedikleri 'demokrasinin', sadece kendilerinin çıkarlarına hizmet eden birisinin kazanması durumunda 'demokrasi' olduğu itirafı olarak kayıtlara geçti.

İşte TIME Dergisi'nde yayımlanan analizi tamamı:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kesin bir seçim zaferi elde edememesinin ardından 19 Mayıs 2023'te CNN muhabiri Becky Anderson ile yaptığı bir röportajda, Türkiye'nin uzun süredir otoriterleşmeye doğru kaymasına yönelik eleştirileri geçiştiren bir cevap verdi.

Erdoğan;

“Seçimi birinci turda tamamlamak yerine ikinci tur bir seçime giden biri nasıl olur da diktatör olur?”

açıklamasında bulundu.

Türkiye Cumhurbaşkanı, kendisine yöneltilen suçlamalar karşısında hoşnutsuzluğunu gizlemedi.

Erdoğan;

"Gerçek bu. Meclis'te 322 milletvekilliği almış olan bir ittifakımız var ve bu ittifakın lideri birinci sırada ikinci tura kalacak. Bu nasıl bir diktatör?”

ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın eleştirilerinin merkezinde, bir zamanlar Türk lidere "otokrat" diyen ABD Başkanı Joe Biden da vardı. Ancak Erdoğan'ın hedefinde daha geniş manada, onu 20 yıllık iktidarı boyunca “diktatör bir lider” olarak tasvir eden Batı dünyası vardı.

14 Mayıs seçimleri, evrensel olarak ülkenin siyasi sisteminin geleceği için adeta bir “yap ya da bitir” anı olarak görüldü. Türkiye, cumhuriyetin 100. yıl dönümünü kutlarken, Erdoğan'ın sarsılmaz iktidarı, birçok kişinin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Erdoğan zaferinden sonra tarihin unutulmasına neden olabileceğini düşündürdü.

Bu çerçevede, Erdoğan'ı Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki bir muhalefet koalisyonuyla karşı karşıya getiren ve Türkiye'de demokrasiyi yeniden tesis etme sözü veren 14 Mayıs seçimlerinin çıtası her zamankinden daha yüksekti.

Yine de bazı gözlemciler için Erdoğan'ın mesajı tam yerinde ve ikna ediciydi.

Ne tür bir “diktatör” ilk turda oyların %49,5'ini topladıktan sonra ikinci tur seçimlere gitmekle yetinir ki? O geceki zaferini kesin olarak çivilemek için %49,5'i %50'nin biraz üzerine çıkarmak yerine neden ikinci turla uğraşsın?

Bu argüman sadece büyük mantık hataları barındırmakla kalmaz, aynı zamanda yanıltıcıdır. Çünkü Erdoğan'ın sonuca "incelikle" razı olması, seçimlerin pek de adil olmadığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemci heyeti, oylamanın ardından yaptığı ön tespitlerde, yarışın "rekabetçi" olmasına rağmen, Erdoğan'ın muhalefete karşı kısıtlamalar nedeniyle "haksız bir avantaja" sahip olduğunu belirtti.

Örnek olarak muhalefet adayı Türkiye Radyo ve Televizyonu'nda (TRT) 32 dakika, Erdoğan ise seçim öncesi ayda 32 saat yer aldı. Dahası Erdoğan, devlet ve parti kaynaklarını, mümkün olan her yerde kendi lehine kullanmak için seferber etti.

Seçim demokrasinin tanımında önemli bir unsur olsa da, seçim zaferi Erdoğan'ı demokratik bir lider yapmıyor. Bu sadece, başından beri başarılı bir şekilde kurmayı başardığı otoriter rejimin gerçek doğasını maskelemeye hizmet ediyor.

Demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir. Bu seçimler, Erdoğan'ın kurmayı başardığı yeni bir yönetim şekline kılıf görevi görüyor. Bu sistemin adı “seçim otokrasisi”dir.

Hatta muhalefetin zaferi bile, demokrasiye bir gecede ve pürüzsüz bir dönüş anlamına gelmez, çünkü Erdoğan'ın kurduğu şeyi geri almak onlarca yıl olmasa da yıllar alacaktır.

Artık eski tarih gibi görünse de, 2013 Gezi Parkı protestoları ve ardından gelen yolsuzluk skandalları, Türkiye'de demokrasinin temel ilkelerini ayaklar altına alan ve yok eden bir cumhurbaşkanı bıraktı. Bunların hepsini hatta daha fazlasını Erdoğan yaptı.

Seçimler, sonuçları ne olursa olsun, Türkiye'nin Erdoğan liderliğinde yaşadıklarını değiştirmiyor. Erdoğan'ın ikinci tur seçimlere rıza göstermesi, onu bir gecede liberal bir demokrata dönüştürmez.

Kaynaklar

Tartışma