Türk dizisi ihracatının bu yılki hedefi: 600 milyon dolar

 Türk dizileri, filmleri, yapımları, TV gösterileri, eğlence içerikleri, Fransa Cannes’da düzenlenen uluslararası yapım ve eğlence içerik fuarı MIPCOM’a katılan alıcıların beğenisine sunuldu.

Etkinliğe Türkiye’den 20 firma dahil olurken, 13 şirket ise bireysel stantlarıyla katıldı.

1. resim
2. resim

Aksiyon, dram, romantizm ve tarih dolu Türk dizileri, filmleri, yapımları, TV gösterileri, eğlence içerikleri, Fransız Rivierası'nın en popüler şehirlerinden Cannes’da düzenlenen uluslararası yapım ve eğlence içerik fuarı MIPCOM’a katılan alıcıların beğenisine sunuldu.

MIPCOM’a katılım sağlayan satıcı ve üreticiler, sektörün en iyi alıcıları ve finansörleriyle tanışma, programlarını büyük alıcılara tanıtma imkanı buluyor.

17-20 Ekim’de açık kalacak fuara, İTO’nun milli katılım organizasyonu ile Türkiye’den 20 firma dahil olurken, 13 şirket ise bireysel stantlarıyla katılıyor.

Fuara çevrim içi katılan Avdagiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, MIPCOM’un içerik endüstrisini şekillendiren trendleri yakalamak için ideal bir merkez olduğunu vurgulayarak, "Yapımcılarımız, TV platformlarımız, telif ve çeviri şirketlerimiz MIPCOM’da iş bağlantılarını geliştirmek için doğru imkanları bulacak. Fuardan yeni dizi satışları, ortak yapım anlaşmaları için döneceklerine eminiz." diye konuştu.

150 ülkede 100’e yakın Türk dizisi yayında

100’e yakın Türk dizisinin, dünyada en az 150 ülkede oynadığını belirten Avdagiç, "Dizi fiyatları pandemiden etkilendi. Pandemi öncesinde iyi bir Türk dizisinin bir bölümünün dünya satışlarının toplamı 650 bin doları bulurken, şimdi bölüm başı toplam hasılat 350-400 bin dolar seviyesinde. Ama satış adetlerimiz hızla artıyor." ifadelerini kullandı.

Avdagiç, dizi ihracatı rakamlarına ilişkin bir soru üzerine, "Doğrusu şu kadar ülkeye, şu bedelle diziler sattık gibi bir kayıt yok. Beyannameye bağlı bir ihracat olmadığı için sağlıklı istatistik tutulmuyor. Ancak bizim yapımcı firmalarımızdan aldığımız geri bildirimlere bakınca, bu yıl dizi ihracatında 600 milyon dolar geçeceğimizi öngörüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Türk yapımı içeriğinin temel sürükleyicisi olan dizi film ihracatının katma değerine dikkati çeken Avdagiç, "Bölüm başına aşağı yukarı 5 milyon TL’ye mal ettiğiniz bir diziyi, başarısına göre 400 bin dolara satabiliyorsunuz. Dizilerin peşinden sürüklediği markalar, sektörlerle birlikte devasa bir değer. Kültürümüzü dünyaya taşıması da en az ekonomik değeri kadar önemli." şeklinde konuştu.

İTO Başkanı Avdagiç, yerli ve yabancı dijital film, video platformlarının etkisine ilişkin, "Kesin rakamlar bilinmese bile Türkiye’de dijital platformların toplam abone sayısının 4 milyon civarında olduğunun tahmin ediliyor. Abonelerin aşağı yukarı yüzde 75’i yabancı dijital platformlara üye. Yerliler de önemli gelişim içinde." dedi.

"Dijitalle korsana gerek kalmıyor"

Dijital dizi, film, video platformlarının işlerin yayılmasında etkin rol oynadığını, yerli dizi, film, eğlence endüstrisini genel itibarıyla büyüttüğünü belirten Avdagiç, şunları kaydetti:

"Pandemiden sonra dijital platform izlenirliği ve sayıları dünya genelinde çok hızlı yükseldi. 10 yılda alacağımızı tahmin ettiğimiz yolu 1,5 yılda aldık. Herkes eve kapandı ve izledi bir şekilde. Yine dijitallerin şöyle bir faydası var. İnternet üzerindeki korsan kayıtlarımızı da telafi etmeye yarıyor. İşlerimiz, dizilerimiz çok popüler olduğu için çok hızlı korsana düşebiliyor. Diziyi bugün seyrediyoruz yarın Rusça alt yazılı izleyebiliyoruz, ama dijitalle korsana gerek kalmıyor.

Dijital platformlar oyunculara, senaristlere yönetmenlere piyasaya şartlarının çok üzerinde ücretler ödeyip kendilerine bağlıyorlar. Yapım şirketleri başrol oyuncularına bölüm başı 80-100 bin TL ödüyordu. Dijitallerde 100 bin dolarlara çıktığını duyuyoruz. Oyuncu platforma gidiyor. Bakınca tüm ülkelerde yayında daha fazla ülkede tanınacağım diyor. Haksız da değil elbette. Bütçeleri çok zorluyorlar ve bütçelerin şişmesine sebep oluyor. Ayrıca platformlar bir dizinin, filmin tüm dünya haklarını satın alıyor. Yeniden bu diziyi başka bir ortamda satamıyorsunuz. Yerel yapımcıyı koruyacak bir takım yasal düzenlemeler sektörün geleceği için önemli olacaktır."

"Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu"

Şekib Avdagiç, Türkiye’nin salgın sürecinde dizi üretimi, filmleri az duraksayan nadir ülkelerden olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birçok ülkede daha uzun süreler prodüksiyonlar durdu. Biz üretime çok kısa bir 'pause' verdik. Yine dijital yardımıyla çok da popüler olmadığımız bazı pazarlarda da görünüyor olmaya başladık. Özellikle Batı Avrupa’da Almanya ve İspanya’da hızlı gidiyoruz.

Türk yapımlarının son dönemde en çok popülarite kazandığı ülkelerden biri İspanya. İspanya’da firmalarımızın çok ciddi rating sonuçları aldığını duyuyoruz. Oyuncularımız büyük ilgi ile takip ediliyor ve ödüllendiriliyor. Batı Avrupa’nın bölgesel marketi İtalya’da duygusal içeriklerimiz büyük ilgi ile takip ediliyor. Oyuncularımız yerel yapımlarda yer alarak uluslararası başarılara imza atıyor. Bunlar bizim için çok önemli. Brezilya’da yine çok iyi gidiyoruz.

Türk dizilerine en fazla talep artışının yaşandığı bölgelerden biri Latin Amerika. Adeta Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu. Türk filmleri, tüm dünyada olduğu gibi Latin Amerika'da da bir başarı örneği olarak gösteriliyor. 2018’den 2022’ye kadar 5 yıldır Latin Amerika’da Türk dizisi damgası vurulmuş durumda. 2020’nin ortasından itibaren yani pandeminin başlamasıyla Türk dizilerine LATAM denilen Latin Amerika'daki ilgi, Türk dizilerine olan global talebin de üzerine çıktı. Romantik dramalar, tarihi diziler, romantik komediler son dönemde Latin Amerika’da çok iyi iş yapıyor.”

Türk yapımlarında içeriğin de anlatım dilinin de değiştiğini belirten Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı:

“Daha hızlı, ana çizginin dışında, daha farklı hikayelerle yeni jenerasyona ulaşıyoruz. 4-5 sezon süren, çok tutan Türk dizilerimiz var. Yani her sene ürettiğimiz trend olan dizilerimiz oluyor. Ülke ülke, bölge bölge zaman içinde yayına giriyorlar. Sadece diziler değil örneğin bir Türk filmi Şili’de gösterildiği tarihte, o ana kadar TV’de gösterilen en yüksek rating alan film oldu. Ayrıca Türk dizilerinin Türk kültürüne yaptığı katkı kadar Türk ürünlerinin alımına da katkı yapıyor.

Küçük bir örnek vermek istiyorum, 'Sizin o küçük bardakta içtiğiniz kırmızı içecek ne?' diyen muhataplarımız oldu. Yani küçük bardaklarda içilen kırmızı içeceğin Türk çayı olduğu ortaya çıktı. Sadece çayın kendisi değil, o bardak konsepti de satılmaya başlandı. Yani burada komple bir sistem satıyoruz."

Tartışma