Türkiye alternatifi kapsamında Etiyopya-Somali krizi
Etiyopya ile Somali, Türkiye'nin arabuluculuğunda Ankara'da anlaştı. Geçmişte Berlin ve Londra gibi şehirlerde yapılan anlaşmalar konuşulurdu. Önümüzdeki süreçte bir diplomasi merkezi olarak Ankara'nın adını daha sık duyacağız.
Suriye’de yaşananlar medya gündemini de alt üst ettiğinden hızla gelişen gündemdeki birçok gelişme gölgede kalıyor, kalmaya da devam edecek gibi.
Bu gelişmelerden bir tanesi de Etiyopya ile Somali arasında varılan Ankara Mutabakatı'ydı. Etiyopya ve Somali, Türkiye’de aralarındaki anlaşmazlığa nokta koyduklarını dünyaya Ankara’dan ortaya koydular. Önceden Berlin’de ve Londra’da kurulan masalar ve bu şehirlerin isimleriyle yapılan anlaşmaların içerisinde önümüzdeki dönemlerde sıklıkla Ankara ismini duyuyor olacağız.
Şimdi dönelim olanı biteni özetleyelim.
Türkiye’nin ilk başlarda oldukça küçümsenen Somali adımları, son sekiz yıldan bu yana ciddi sonuçlar üretmeye başladı. Bu süreç birilerini oldukça rahatsız ediyor olmalı ki içerideki itibarsızlaştırma baronlarını devreye almakta gecikmediler. Onlar da Allah için görevlerini fena yapmıyorlar olmalı ki Somali’ye yapılan yardımlar ile alakalı olarak en iyi yaptıkları işi yapıp bastılar sloganı: Sultan Ahmet Camiinde dilenip Ayasofya’da yardım yapmanın alemi ne?
Aslında kulağa fena da gelmiyor ama gelin görün ki işin aslı öyle değil.
Neden?
Türkiye bugün Somali denizlerinde sismik tarama faaliyeti icra ediyor, Somali’ye bir uzay fırlatma rampası kurmayı planlıyor. Bu liste uzadıkça uzar ama konumuz Somali Türkiye ilişkileri değil.
Parçalanmış ülke Somali
1960’lı yıllara kadar Somali coğrafyası İngiliz, İtalyan ve Fransız hakimiyetinde olan bir bölge. Koloni süreçlerinin sona ermesi ile beraber Somali; Puntland ve Somaliland parçalarının da birleşmesiyle Somali devleti olarak uluslararası sahnede yerini alıyor. Bu süreç 1990’lı yıllara kadar devam etse de bu tarihten sonra Somali iç savaşı başlıyor ve Somali gayriresmi olarak üç parçaya bölünüyor lakin ortada meşru tek devlet olan Somali var.
2000’li yıllar ile birlikte Türkiye, Somali’de hastaneler, sağlık ocakları ve okullar açarak Somali ile kapsamlı bir ilişki geliştiriyor.
Bugün Türkiye’nin dünya çapındaki en büyük büyükelçilik binası Somali’de. Somali ve başkent Mogadişu ise kurmaca Eş Şebab saldırılarını bastırarak önemli bir istikrara kavuşmuş durumda.
Bu stratejik öneme haiz coğrafyada Türkiye’nin elde ettiği kazanımlar başta İsrail olmak üzere bazı körfez ülkelerini halihazırda oldukça rahatsız etmeye devam ediyor. Yakın bir zamanda Türkiye’nin bu kapsamlı hamlelerine karşı başta Somaliland’in tanınması gibi bazı hamleler de gelebilir.
Şimdi dönelim Etiyopya’ya
Etiyopya halihazırda 110 milyonluk nüfusu ve büyük bir coğrafyası ile gelecekte Afrika’nın en büyük devletlerinden birisi olmaya aday bir ülke.
Fakat bu ülkenin halihazırda bir denize çıkış limanı yok ve bu Etiyopya’nın potansiyel gücünü ortaya koymasına mâni bir durum. Eritre’nin de devletleşmesi süreciyle birlikte Etiyopya denize çıkışı kapatılmış bir kara ülkesi halinde ve Habeş Krallığı dönemlerinden bu yana Etiyopya tüm mücadelesini denize çıkış konusunda vermiştir dersek mübalağa etmiş olmayız.
Bunun dışında ülke içinde uzun yıllar boyunca Tigray isimli bölücü unsurlar ile mücadele halinde. Hatta Tigray unsurlarının başkent Adis Ababa kapılarından geri dönmeleri yine Türkiye’nin siyasi hamleleri ve savunma sanayii ürünleri önlenmiş durumda.
Yani Türkiye’nin Somali ile olan ilişkisi Somali ile sınırlı değil.
İşte bu Etiyopya geçtiğimiz aylarda Somali Devleti’nin bir parçası olan Somaliland üzerinden Kızıldeniz’e çıkış ile alakalı bir anlaşma imzaladığını ve yakın bir zamanda da Somaliland’i tanıyacağını duyurdu.
Somali de bu durum karşısında karasularının korunması kapsamında Türkiye ile bir ‘Savunma ve İşbirliği Anlaşması’ imzaladı.
İşte süreç bu noktadan sonra başladı ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 1 Temmuz 2024 tarihinde Ankara’da her iki ülkenin Dışişleri Bakanları ile bir araya geldi. Bu toplantı sonrasında ortak bir Ankara Bildirisi yayınlanarak nelerin yapılacağı konusunda çalışmalar başlatıldı.
Bakan Fidan bu bildiriden bir ay sonra takvimler 3 Ağustos 2024’ü gösterirken sessiz sedasız Etiyopya’yı ziyaret ederek kapsamlı alternatifler üzerinde Etiyopyalı yetkililer ile görüştü. Bu görüşmeden 10 gün sonra 12 Ağustos 2024 tarihinde her iki ülkenin Dışişleri Bakanları Türkiye ile birlikte Ankara Süreci denilen süreci başlattılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte BM temasları kapsamında New York’a giden Fidan burada Türk Evi’nde her iki ülkenin bakanları ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.
Ve bu diplomasi süreçleri meyvesini 11 Aralık 2024 tarihinde verdi ve iki ülke anlaşmaya vardıklarını duyurdular. Anlaşmayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed birlikte dünyaya ilan ettiler.
Anlaşma neleri ihtiva ediyor?
Yayınlanan bildiride ‘Taraflar dostluk ve karşılıklı saygı ruhu içerisinde, görüş ayrılıklarını geride bırakma ve ortak refah doğrultusunda işbirliği içerisinde kararlılıkla ilerleme konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar Somali Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterirken Etiyopya’nın denize ve denizden güvenli erişiminden sağlanabilecek çeşitli potansiyel yararları tasdik etmişlerdir.
Ayrıca Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti’nin, Somali Federal Cumhuriyeti’nin egemen yetkisi altında, denize ve denizden güvenilir, emniyetli ve sürdürülebilir erişiminden yararlanmasına olanak tanıyacak sözleşme, kiralama ve benzeri yöntemler de dahil olmak üzere ikili anlaşmalar yoluyla karşılıklı olarak avantajlı ticari düzenlemeleri sonuçlandırmak için yakın bir şekilde çalışma konusunda mutabık kalmışlardır’ denildi.
Şimdi taraflar detayları dört ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak yola revan olacaklar.
Böylelikle Türkiye coğrafyada Libya, Karabağ ve Suriye’deki istikrarsızlıklardan sonra, Somali ve Etiyopya coğrafyasında da önemli bir sorunu çözme yolunda önemli bir katkı daha sunmuş oluyor.
Bu açıdan ‘Türkiye Alternatifi’ içi boş bir söylem değildir.