Türkiye bölgesel rekabette Fransa ve İran'ı geride bırakıyor
Bölgedeki güçler, Fransa'nın Irak'taki artan müdahalesinden kesinlikle rahatsız olmakla birlikte, İran ve Musul'daki İran destekli milis grupları da, Fransa yerine Türkiye'yi tercih ediyorlar. Bu tercihler gösteriyor ki; Türkiye bölgesel rekabette Fransa ve İran'ı geride bırakıyor.
Türkiye'nin Musul Havalimanı'nın yeniden inşasını yüklenmesi, Fransa ve İran ile bölgesel gerilimlerin ve rekabetin ortasında yeni sorunlara neden olabilir. Ancak bu aynı zamanda Türkiye ile Irak arasında büyüyen ekonomik bağların da simgesidir.
DEAŞ'ın yol açtığı yıkımın ardından Türkiye, Irak'ın yeniden inşasında aktif olarak yer almaya başladı. Son zamanlarda, harap durumda olan Musul Uluslararası Havalimanı'nın yeniden inşası projesi konusunda Fransız rekabetiyle karşılaşmasına rağmen, Türkiye beklenmedik bir şekilde havalimanı projesi için sözleşme imzaladı.
Ninova Valisi Najm al-Jubouri'nin, yeniden inşaa işinin Türk TAV İnşaat ve 77 İnşaat'ın “uluslararası deneyimli ortaklığına” devredileceğini açıklamasının ardından, Irak Başbakanı Mustafa el-Kadhimi, 10 Ağustos'ta Musul Uluslararası Havalimanı'nın yeniden inşasının açılışını yaptı. Türkiye'nin Musul'a yüklediği siyasi ve jeopolitik önem düşünüldüğünde bu sürecin önemli bir gelişme olduğu ortada.
Musul, üç yıllık DEAŞ işgalinin ardından Irak güçleri ve ABD liderliğindeki uluslararası bir koalisyon tarafından 2017 yılında yeniden ele geçirildi. 1,5 milyon nüfusa ev sahipliği yapan şehir, DEAŞ işgali ve müteakip çatışmalar sırasında havaalanını ve diğer birçok binayı ve altyapıyı kaybetti. Şimdi, önemli uluslararası destek sayesinde şehir, DEAŞ öncesi görünümüne dönüyor.
Türkiye, büyük ölçüde Musul'un Türkiye'nin siyasi ve ekonomik hinterlandına coğrafi yakınlığı nedeniyle, DEAŞ'ın bitmesinden bu yana Musul havaalanını onarmakta ısrarcı. İlk etaplarda, genellikle IKYB bölgesindeki inşaat projelerini yürüten Türk şirketleri Musul Havalimanı'na da aday oldular ve yeniden inşa görevini üstlendiler.
Türk teklifinin aksine, Fransız şirketi Aéroports de Paris Ingénierie (ADPI), havalimanını işletmek yerine projeyi sadece müteahhit olarak üstlenmeyi teklif etti. ADPI, Bağdat, Basra'nın geliştirilmesi ve Duhok havaalanının inşasında yer alan tanınmış bir şirketti. Ancak Türkiye Fransız şirkete rağmen rekabeti kazandı.
Irak'ın Türk şirketleri ile yaptığı anlaşma, Orta Doğu'da Fransa ile Türkiye arasında zaten gergin olan hesaplaşma düşünüldüğünde şok etkisi yarattı. Görünüşe göre Iraklı siyasi aktörler, Irak-Türkiye ilişkilerini güçlendirmek amacıyla son anda projeyi Türk kuruluşlarına devretmek için inisiyatif aldılar.
Ayrıca Irak'ta, ABD'nin Fransa'nın Musul'a müdahalesinden rahatsız olduğu ileri sürüldü ve bu nedenle nihai karar olarak sözleşme Türk firmalarla imzalandı. ABD birliklerinin bölgeden çekilmesinin ardından, bazı Iraklı gözlemciler Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un eylemlerini olası bir güç boşluğunu Irak ve Orta Doğu'daki Fransız etkisini pekiştirmek için bir fırsata dönüştürmeye yönelik görüyorlar. Macron, ABD'nin ülkedeki ABD birliklerinin sayısını azaltma kararının ardından bir yıl içinde Eylül 2020 ve Ağustos 2021'de Irak'a iki ziyaret gerçekleştirdi.
Türkiye ile İran arasındaki rekabette de Musul, her iki ülkenin de nüfuz etmeyi umduğu kritik bir yer haline geldi. İran'ın Musul milis gruplarına verdiği destek kendisine bir avantaj sağlasa da Türkiye, Musul'la olan tarihi bağlarını ve Sünni toplumla olan ilişkisini kullanarak İran'ın etkisini zayıflatmayı umuyor.
Son yıllarda Türkiye, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde terör örgütü olarak kabul edilen PKK gibi milis gruplara yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı. Türkiye'nin havalimanı projesini almadaki başarısının özellikle bu operasyonların ardından gelmesiyle de dikkat çekiyor.
Spesifik olarak Türkiye, projeleri için güvenliği sağlamak ve Musul'da daha geniş bir mevcudiyet sağlamak için mücadele etmeye devam edecektir.
Washington Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.