Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör Zirvesi başladı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı'nın Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör Zirvesi, Antalya'da düzenleniyor.

1. resim

Zirvenin açılışına SSB Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan vekili Yusuf Tancan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ve sektör temsilcileri katıldı.

Zirvede ilk olarak Siber Güvenlik ve Bilişim Sistemleri Daire Başkanı Ahmet Bahadır Bülbül tarafından siber kümenin vizyon ve misyonundan hareketle 2023 yılı faaliyetlerinin özeti ve gelecek yıl planlamalarının aktarıldığı bir sunum yapıldı.

SSB Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, teknolojinin en hızlı değişiminin yaşandığı alanların başında gelen bilişim teknolojilerinin artık ülkelerin açık veya gizli mücadele alanlarından birine dönüştüğünü söyledi.

Teknolojinin kullanılması ve yaygınlaşması için ülkelerin ciddi yatırımlar yaptığını kaydeden Prof. Dr. Görgün, "Ama teknolojideki hızlı gelişme, aynı hızda belki de daha ivmeli bir şekilde güvenlik alanında da bir gelişmeyi tetikliyor. Bu nedenle bir taraftan hem bilişim sistemlerinin hem de klasik bilişim altyapılarımızın da ötesine geçecek şekilde, ağ bağlantısı olan her bir cihazın korunması ve bu cihazlar tarafından oluşturulan verilerin güvenliği çok büyük bedeller karşılığında sağlanmak durumunda kalıyor" dedi.

Prof. Dr. Görgün, "Özellikle yazılım temelli teknolojilerimiz, üretim tesislerimiz, bankacılık ve enerji sistemlerimiz, sağlık sektörümüz, savunma sanayiimiz, kamu kurumlarımız ve diğer kritik altyapılarımızın büyük verisinin olası tüm siber güvenlik saldırı ve tehditlere karşı dayanıklı hale gelmesi, hiç olmadığı kadar elzem bir hale gelmiştir.

Geçmiş yıllarda yaşamış olduğumuz küresel pandemi ile uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması, bizlere bir kez daha verilerimizin güvenliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır. Bunun için en verimli ve güvenli olan çözümün, yerli siber güvenlik ürünlerinin kullanımı ile sağlanabilecek olması en büyük gerçektir" diyerek uyardı.

Savunma Sanayii Başkanlığı olarak siber güvenlik alanında en verimli ve en güvenli mekanizmaları hayata geçirerek ülkemizin olası saldırılarda kendi kendine yeten ve bütün siber güvenlik çözümlerini üretebilen bir ekosisteme sahip olmasını amaçladıklarını belirten Prof. Dr. Görgün, "Yürüttüğümüz siber güvenlik projeleri ile hem güvenlik hem de sivil kamu kurumlarımıza ürün ve hizmet sağlıyoruz.

Bu kapsamda Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi kurularak, yerli siber güvenlik ekosistemini geliştirmek adına önemli bir adım atıldı. Bugün kümelenmemiz 245 üye firmayı, 78 farklı kategoride 377 ürünü, 31 farklı kategoride 660 hizmeti, 350'den fazla eğitim paketini bünyesinde barındıran bir platform haline geldi" dedi.

2018'de başlatılan eğitim programları sayısını her geçen gün artırdıklarını da anlatan Prof. Dr. Görgün, siber güvenlik uzmanları yetiştirmek için faaliyetlerine devam ettiğini açıkladı.

Her ay düzenlenen Kamu Siber Güvenlik Günü etkinlikleri sayesinde, birçok kamu kurumunun katıldığı teknik toplantılarda, üye firmaların, ürünlerini detaylı olarak tanıtma imkanı bulduklarını da belirten Prof. Dr. Görgün, "Hedef pazara yönelik, çevrim içi olarak düzenlenen Ülke Bilgilendirme Günleri vasıtasıyla, üye firmalar, ülkelerin ticari ortamı, iş yapma alışkanlıkları, pazar dinamikleri, şirket kurulumu ve destek mekanizmaları, start-up ekosistemi ve bilişim firmaları için fırsatlar hakkında bilgi sahibi oluyorlar" diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, finans ve bankacılıktan elektronik ticarete, giyilebilir teknolojilerden robotik sistemlere, sosyal medyadan sanal gerçekliğe kadar birçok alanda bilgi ve iletişim teknolojilerinin yoğun şekilde kullanıldığını söyledi. Sayan, "Teknoloji kullanımı arttıkça siber saldırı riski de artıyor. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Riskler Raporu'na göre; siber saldırılar önümüzdeki 10 yıl içinde küresel iş dünyasında en çok endişelendiren ikinci risk olarak sıralanmakta.

Günümüzde kullanıcıların hassas ve gizli bilgilerine ulaşmak amacıyla yapılan ortalama saldırılarda, siber saldırılar şu anda yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor. Zararlı yazılımlarıyla bilgisayar ve mobil cihazların işlevleri bozularak kritik bilgiler toplanıyor. Siber saldırılarla bilgisayar ve mobil cihazlar kötü amaçlı kişiler tarafından kontrol ediliyor, klavye işlemlerini kaydeden programlarla bilgiler, dosyalar ve uzak sunucular kaydediliyor.

Casus yazılımlar ile de kullanıcının izni ve bilgisi olmadan bilgisayarlardan veriler toplanıyor ve bu veriler üçüncü şahıslara iletiliyor. Sistem altyapılarında, servis dışı bırakma saldırıları düzenleniyor. Tüm bu siber saldırılar kişiler, endüstrilerin, ulusların düzenini bozuyor ve maddi olarak da zarara neden oluyor.

Dünya genelindeki siber suçların maliyetinin 2025 yılına kadar 10,5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Oluşturacağı endüstriden kat ve kat daha fazla ve en fazla odaklandığı grubun ise KOBİ'ler olduğu öngörülüyor. Ne yazık ki siber saldırıya uğrayan KOBİ'lerin yüzde 60'ı piyasadan çekilmek zorunda kalıyor. Dünyada her gün 2 bin 200 büyük ölçekli siber saldırı gerçekleşiyor. 39 saniyede bir siber saldırı yapılıyor" dedi.

İsrail’e alternatif

Siber Güvenlik Zirvesi'nde konuştuğumuz ArkSigner Genel Müdür Yardımcısı ve kurucu ortağı Özlem Kahramaner “son teknolojiler, siber saldırılar, birlikte ele aldığımız problemler ve önlemler, çözümler konusunda aslında bir fikir teatisi yaparak istişare yapıyoruz” dedi.

Kahramaner, ArkSigner'ın uçtan uca dijital güvenlik şirketi olduğunu ve kimlik tespiti, kimlik doğrulama, dijital kimlik doğrulama, görüntü işleme, yapay zeka ve elektronik imza gibi önemli ürünlerin çözümlerini sunduğunu vurguladı.

Kahramaner, 2024 yılında dünyada İsrail'in savunma sanayiinde siber saldırılara ve dijital çözümlerde arka plana koyduğu açık kapılar yüzünden İsrailli ürünlerden vazgeçme aşamasına gelindiğini belirtti.

"Aslında biz İsrail’deki satıcılara rakibiz."

2024'ten itibaren ArkSigner'ın dünyada markalaşma dönemine girdiğini ve Azerbaycan, BAE ve Avrupa'da Fransa'da dijital dönüşümde dijital kimlik doğrulama projeleri gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Kahramaner, ArkSigner'ın Türkiye'de 56 bankaya hizmet verdiğini ve yerinde gerçekleştirdiği çözümlerle Türkiye'nin 29.000 noktasında kendi ürettiği yerli ve milli, açık kapıları olmayan, tamamen güvenli pasaport ve kimlik okuyucularla kimlik doğrulama yaptığını söyledi.

ArkSigner'ın bu çözümlerini artık küresel arenaya taşıdığını ve şu an imzaladıkları sözleşmeler olduğunu da sözlerine ekledi.

Kahramaner, küme çatısı altında olmanın çok değerli olduğunu ve bu sayede çözümlerin harmanlanarak şirketlerin birleştiğini ve kasların birleşerek küresel çözümler haline geldiğini söyledi.

SecHard firmasının Genel Müdürü olan Sercan Akcan ise “Kalifikasyon yükseldiği için Türk ürünlerini izlemeye başladılar. Artık dünya, Türkiye’den çok önemli siber güvenlik ürünlerinin çıktığının farkında” dedi.

MilSoft firmasından bir yetkili ise siber güvenlik alanında farklı ağlar arasında güvenli geçişi sağlayan bir ürünü şu an Türk Hava Kuvvetlerine teslim ettiklerini kaydetti.

Bu ürünlerin aynı zamanda sivil sektörüde de karşılığı var.

“Askeri tarafta verilerin güvenliği çok önemliydi ama artık günümüzde sivil sektöre de tesir etti çünkü artık sivil firmaların çoğu bilgi ve veri güvenliğine inanılmaz önem veriyorlar. “Askeriyeye sağladığımız çözümler artık sivil firmalara da hitap ediyor. Biz bir ürünümüzü ilk olarak Konya’da bir firmaya teslim ettik.”

Kaynaklar

Tartışma