Türkiye, stratejik çıkarları için oldukça başarılı manevralar yapıyor
Erdoğan, Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarını karşılama hedefinden daha az olmamak üzere bölgedeki diğer tüm stratejik kontrole yönelik planlarına bağlı kalıyor.
Haftalarca süren toplantılar ve zorlu müzakerelerin ardından Rusya, Ukrayna limanından tahıl taşıyan gemilerin çıkışını kabul etti. Rusya, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında yapılan bir anlaşmanın sonucu olarak ortay çıkan gelişme, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için büyük bir başarı olarak kayıtlara geçti.
Anlaşma ihlal edilmezse, daha ucuz olan buğday, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri için en azından temel gıda ihtiyaçlarını garanti edecek. Türkiye, ayda yaklaşık 3,5 milyon ton buğday taşımanın mümkün olacağına inanıyor.
Özellikle Türkiye İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmasına izin verdikten sonra, Putin'i bu başarıyı Erdoğan'a hediye etmesi konusunda neyin Putin'i ikna ettiği tam olarak belli değil.
Fakat görünen o ki Erdoğan, Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarını karşılama hedefinden daha az olmamak üzere bölgedeki diğer tüm stratejik kontrole yönelik planlarına da bağlı kalacak.
Enerji konusundaki gelişmeler ise Rusya'nın Türkiye'de inşa ettiği nükleer santral projesinde yatıyor. Bu santral dünyadaki türünün en büyüğü olarak tanımlanıyor. 2015 yılında anlaşması imzalanan projenin inşaatına 2018 yılında başlandı. Önümüzdeki yıl faaliyete geçmesi ve tam olarak faaliyete geçtiğinde Türkiye'nin elektrik tüketiminin yüzde 10'unu karşılaması planlanıyor.
Fakat santral kurulduktan sonra bile, Türkiye'nin elektrik üretimi, Türkiye'nin gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 45'ini oluşturan Rus doğal gazının ithalatına bağlı olmaya devam edecek ve bu bağımlılık diplomatik baskıyı da beraberinde getiriyor.
Erdoğan ve Avrupa için Rusya'nın doğalgazını diplomatik baskı için kullanması yeni bir şey değil. Ancak Avrupa'nın aksine Türkiye, Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmadı. Mart ayında Erdoğan, Türkiye vatandaşlarının kış aylarında donmasına veya Türk sanayisinin etkilenmesine izin veremeyeceğini açıkça belirtti.
O zamandan beri Erdoğan, Amerika'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılma baskısı ile Türkiye'nin stratejik ve ekonomik çıkarları arasında oldukça başarılı bir manevra yapıyor.
Örneğin, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmasına izin vererek Batı'ya katkıda bulunurken, şimdi Putin ile olan iyi ilişkilerinin bir sonucu olarak Ukrayna tahılının nakliyesine ilişkin anlaşmayı gerçekleştirdi.
Ancak, tıpkı Avrupa gibi, Erdoğan da Rus gazına olan bağımlılığı azaltmaya çalışıyor. Türkiye geçtiğimiz yıl Karadeniz'de, yaklaşık 540 milyar metreküp doğalgaz içeren devasa bir açık deniz sahası keşfetti. Türkiye'nin enerji bakanına göre, Karadeniz'den boru hattının inşasında ilk aşama bu yıl tamamlanacak ve doğalgaz gelecek yılın ilk çeyreğinde verilmeye başlayacak.
Bu arada, Türkiye hala Doğu Akdeniz'de gaz sondajı yapıyor. Yeni bir sondaj gemisi, Abdülhamid Han Kuzey Kıbrıs yakınlarındaki bir sahaya ulaştı. Bu hamle, bir yanda Ankara ile diğer yanda ise Brüksel ve Washington arasında sert tartışmalara neden oldu. Hatta ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye'den Ege Denizi ve Orta Doğu'da istikrarı korumasını istedi.
Türkiye'yi Ortadoğu ve Asya'dan Avrupa'ya gaz satış merkezi yapmak isteyen Erdoğan, Kahire ile ilişkileri geliştirmeye devam ediyor. Mısır'da geçen hafta açıklanan verilere göre, Türkiye ilk çeyrekte 917 milyon dolarlık satışla Mısır gazının en büyük ithalatçısı oldu.
Türkiye ayrıca, İsrail'den Türkiye'ye doğalgaz boru hattı projesini de teşvik etmek istiyor. Haziran ayında ABD, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs'a, bu ülkeleri Avrupa'ya bağlayacak EastMed boru hattının inşasını artık desteklemediğini açıkladı.
Ve hemen ardından Erdoğan, Amerikan politikasındaki değişimin bir sonucu olarak, “Akdeniz'den gelen gazın Avrupa'ya ancak Türkiye üzerinden aktarılabileceğini” ilan etti.
Prensipte İsrail, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gaz göndermek için uzun vadeli bir anlaşma imzalamaya hazır. Ancak bunu Türkiye ile ilişkilerin tamamen rehabilitasyonuna ve “olumlu bir atmosfer” yaratılması şartına bağladı.
Erdoğan'ın yorumu, Avrupa'nın yeni bir doğal gaz kaynağına acil ihtiyacı olması nedeniyle, İsrail ile gaz anlaşmasının iki ülke arasındaki ilişkileri de iyileştirebileceği yönünde.
Şüphesiz, Ukrayna'daki savaş, ekonomik sularında doğalgaz bulunan her ülke için bir fırsat penceresi açmıştır. Şimdi soru; bu gazın politikayı nasıl şekillendireceğidir.
Haaretz'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.