Türkiye Suriye'de oluşan güç boşluğunu fırsata çevirmeye çalışıyor

Suriye'de ortaya çıkan güç boşluğu, Türkiye'nin ulusal güvenlik gündemini takip etmesi ve içeride siyasi konumunu güçlendirirken PKK'yı bastırması için bir fırsat.

1. resim
08.07.2022

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, popülaritesini milliyetçi seçmen tabanıyla pekiştirmek için uyguladığı dış politika stratejisiyle ünlüdür.

Beş yıl önce Erdoğan, Türkiye'nin parlamenter sistemini merkezi bir başkanlık sistemine dönüştürmeye karar verdi ve o zamandan beri, Türkiye'nin savunması ve dışişleri üzerinde tam bir kontrole sahip.

Erdoğan bu konumunu, siyasi emelleri için cesur bir dış politikaya araç olarak kullandı. Libya ve Suriye'de askeri müdahaleler başlattı, Akdeniz'deki iddiaları için kritik adımlar attı ve hatta Rusya ile askeri bir ortaklık için ilişkilerini artırdı. Şimdi ise Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, Erdoğan'ın imajını iyileştirmesi için yüksek riskli fakat yeni bir fırsat penceresi açtı.

Türkiye, Suriye sınırındaki silahlı Kürt milisleri mutlak ve varoluşsal bir tehdit olarak görmektedir.

Ankara, Suriye'de özerklik için çabalayan örgütlü ve militarize bir Kürt grubununun, Türkiye'nin egemenliğini tehlikeye atabileceğinden korkuyor. Bu akut tehlike göz önüne alındığında, Suriye'nin kuzeyine bir Türk operasyonu kaçınılmaz görünüyor. Sadece ne zaman olduğu sorusuna odaklanılmış durumda.

6 Ekim 2019'da ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin yurtdışındaki askeri taahhütlerini azaltmak için Amerikan birliklerine bu bölgeden aniden geri çekilmelerini emretti. Üç gün sonra Türkiye, bu kısmi boşluğundan yararlandı ve Suriye sınırı boyunca 30 kilometrelik bir “güvenli bölge” gerçekleştirmek için harekete geçti.

Erdoğan'ın hedefleri, terörist olarak gördüğü Kürt milisleri geri püskürtmek ve Suriye iç savaşı boyunca Türkiye'ye akın eden Suriyeli mültecileri yeniden bu bölgeye yerleştirmekti. Bugün Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna ile meşgul olması nedeniyle Suriye'nin kuzeydoğusunda bir kez daha yararlanabileceği benzer bir güç boşluğu yakalamış gibi görünüyor.

Erdoğan'ın Suriye sınır şehirlerini “temizlemek” ve oraları teröristlerden kurtarmak için askeri harekatı başlatmadan önce Türk kuvvetleri zaten oradaki kırsal alanları bombalamaya başladı. Türkiye'nin yakında başka bir harekat başlatması için çok güçlü emareler var.

Diğer yandan Suriye'deki bir Türk harekatı, Erdoğan'ın iç siyasi konumunu korumak için ihtiyaç duyduğu kazanımı sağlayabilir. PKK, hem Türkiye'de hem de Suriye'de faaliyet gösteren ve 1984'ten beri Türk devletine karşı silahlı bir mücadele yürüten Kürt kökenli bir militan bir gruptur. Suriye sınırındaki PKK üslerine karşı yeni bir Türk askeri harekatı, Erdoğan'ın terörle mücadelede itibarını güçlendiriyor.

Buna ek olarak, Türk nüfusu ülkede ikamet eden 3,6 milyon Suriyeli mülteciye karşı sabrını yitiriyor gibi görünüyor. 2021'de yapılan bir anket, Türklerin %70'inden fazlasının mülteciler konusunda tedbir alacak olan bir partiyi destekleyeceğini ortaya koydu. Suriye'nin kuzeyinde yeni güvenli bölgeler oluşturmak, Erdoğan'ın bu mültecilerin birçoğunu Suriye'ye göndermesini sağlayacak ve böylece seçmenler arasındaki konumunu iyileştirecek.

Sonuç:

Erdoğan uluslararası sahneye bir fırsatlar merceğinden bakıyor. Suriye'de ortaya çıkan güç boşluğu, Türkiye'nin ulusal güvenlik gündemini takip etmesi ve içeride siyasi konumunu güçlendirirken PKK'yı bastırması için bir fırsat.

Erdoğan'ın dış politikası, içteki duruşunu güçlendirmek ve iktidarını korumak için tercih ettiği bir araçtır ve Erdoğan bu aracı olabildiğince kullanacaktır.

Bu durum Rusya için, kritik bir bölgesel müttefike karşı yeniden canlanan bir tehdit anlamına geliyor. Amerika Birleşik Devletleri için ise Suriye'de ortaklık yaptığı Kürt milislerin varlığının riske girmesi anlamına gelebilir. Erdoğan için ise bu, ülkesi ve şahsı adına bir başka ilerleme için büyük bir şans.

The Middle East Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.