gdh'de ara...

Türkiye'nin uzaydaki bağımsızlık simgesi: Türksat 6A

 Dr. Çağrı Mert Bakırcı, "SpaceX tarafından yörüngeye başarıyla yerleştirilen ve yüzde 80’inden fazlası yerli üretim olan Türksat 6A, Türkiye’yi yüksek teknoloji iletişim uyduları inşa etme kabiliyeti olan 11 ülkeden biri haline getirdi." dedi.

1. resim

Dr. Çağrı Mert Bakırcı, Gazete Oksijen'de Türksat 6A'yı değerlendirdi. Türkiye'nin kendi uydusunu üretmesinin ve uzaya fırlatmasının, ülkenin teknoloji ve iletişim alanında önemli bir adım olduğunu vurgulayan Bakırcı, bu tür projelerin yerli mühendislik ve teknolojik kapasitenin gelişimine katkıda bulunacağını ifade etti.

İşte o yazı...

Ülkemiz ilk defa büyük oranda yerel üretime dayalı bir iletişim uydusu olan Türksat 6A’yı SpaceX aracılığıyla nihayet uzaya göndermeyi başardı. Bu başarıyı Türkiye’nin uzay ve havacılık sektöründe giderek artan başarısının önemli köşe taşlarından biri olarak değerlendirmek mümkün. Zira iletişim uydusu üretimi, bir zamanlar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda ülkenin sahip olduğu bir kabiliyetti; şimdiyse giderek fazla sayıda ülke bu alanda atılımlar yapabiliyor ve Türkiye’nin de bunlardan biri olması gurur verici.

Dünya’nın hep aynı yüzüne bakacak

8 Temmuz 2024 günü Türkiye saati ile 02.30 civarında Florida’daki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu’ndan fırlatılan SpaceX Falcon 9 roketi, beraberindeki Türksat 6A uydusuyla birlikte yaklaşık 35 dakika boyunca yerden yükseldikten sonra iticilerinden ayrıldı ve bir süre sonra yer-merkezli yörüngeye oturdu. Yer-merkezli yörünge, uyduların Dünya etrafındaki dönüş hızının, Dünya’nın dönüş hızına açısal olarak eşit olduğu bir yörünge tipi. Böylece uydu, her zaman Dünya’nın aynı yüzüne (kabaca ülkemizin doğu sınırlarına denk gelen bir bölgeye) bakmaya devam edebilecek.

Uydunun başarıyla fırlatılması, birçok açıdan Türkiye’nin uzaydaki bağımsızlığının sembollerinden biri olarak görülüyor. Zira %80’inden fazlası Türkiye’de üretilmiş olan Türksat 6A, kendisinden önce gelen Türksat 3A, 4A, 4B, 5A ve 5B’den bu bakımdan ayrılıyor. Öncüllerinin hepsi büyük oranda yabancı üretimiydi. Türksat 6A’nın büyük oranda Türk üretimi olması sektör açısından çok önemli, çünkü bu, bizi yüksek teknoloji iletişim uydularını yerel olarak inşa etme kabiliyeti olan 11 ülkeden biri haline getiriyor.

4 bin 250 kilogramlık Türksat 6A uydusu üzerinde Ku ve X bantlarında iletişim araçları bulunuyor. Bu ileri düzey sistemler sayesinde Türksat 6A, Avrupa, Orta Doğu ve Asya’nın bir bölümüne sağlam bir televizyon sinyali ve iletişim ağı sağlayabilecek. Hatta konumu ve kabiliyetleri sayesinde Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkelere de hizmet verecek. Bu ülkeler önceki Türksat uydularının kapsama alanında değildi.

Bu fırlatma artık “sık sık ve başarılı fırlatma yapabilme” tabiriyle özdeşleşmiş hale gelen SpaceX için de büyük bir başarı olarak görülüyor. Çünkü fırlatma tamamen sorunsuz değildi. Olumsuz hava şartları, fırlatmanın beklenenden epey uzun süre ertelenmesine neden oldu. Buna rağmen SpaceX, başlangıçta fırlatmaya uygun hava koşulu ihtimalini %30 olarak veren 45. Hava Taburu ile yakından koordine ederek, doğru fırlatma penceresini yakaladı ve fırlatmayı günlerce ertelemek zorunda kalmadan başarıyla tamamladı. Bu, SpaceX’in sadece teknik sorunları değil, operasyonel sorunları da çözebilecek kadar yüksek bir esnekliğe eriştiğini gösteriyor. Artık söylemeye gerek olmaması çok tuhaf bir olay; ama SpaceX’in fırlatmada kullandığı birinci aşama roketler, Atlas Okyanusu’ndaki drone gemilere yine yumuşak iniş yaparak, tekrardan kullanılmak üzere üsse geri götürüldü. Bu, SpaceX’in yörüngeye fırlattığı roketleri 328’inci kez başarıyla geri indirişi. Bunun ne kadar müthiş bir başarı olduğunu kelimelerle ifade etmek çok zor!

Uydu ağı 5 milyar insana genişleyecek

Türksat 6A’dan ilk sinyaller alınmış olmasına rağmen uydu henüz hizmet vermiyor; ancak uydumuz 42 derece doğu boylamında operasyonel hale geldiğinde, ülkemizin uydu ağını 3.5 milyar insandan 5 milyar insana çıkaracak. Bu, Türkiye için inanılmaz etkileyici bir sayı. Uydunun şu anda 15 senelik operasyonel ömrü olacağı öngörülüyor; ancak bu, uygun şartlarda daha da uzayabilir. Türksat 6A, 7.5 kilowatt güç kullanarak çalışacak ve bu gücü güneş panelleri yardımıyla üretecek. Bu sayede operasyonel ömrü boyunca istikrarlı bir şekilde hizmet vermesi umuluyor.

Türksat 6A’nın uzay yolculuğu sadece bir uydu inşası ve fırlatma başarısından ibaret değil. Aynı zamanda titiz bir hazırlık ve test sürecini de yansıtıyor. Uydu, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türksat’ın finansmanıyla TUSAŞ tarafından Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde geliştirildi. Termal vakum testleri, mekanik stres testleri ve ayrılma gösterileri de dahil olmak üzere hazır olmasını sağlamak için yapılan kapsamlı testler, geliştirme sürecinin temel bir parçasıydı.

İtki sistemlerini TÜBİTAK geliştirdi

Uydunun geliştirilmesini yöneten TÜBİTAK liderliğindeki ekipler Türksat 6A’yı göreve hazırlamak için uçuş bilgisayarları, güç düzenleme birimleri ve iletişim ekipmanları gibi temel bileşenlerin testlerini tamamladılar. Türksat 6A’nın ksenon gazı ile çalışan Hall-Effect Propulsion Motors (HALE) ile güçlendirilen uydunun yörünge içi manevraları, TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen oldukça gelişmiş bir itki teknolojisi ile sağlanıyor.

Türksat 6A’nın fırlatılması, Türkiye’nin küresel uzay endüstrisindeki rolünü pekiştirme yolunda attığı büyük bir adım, ona şüphe yok. Bu gibi projeler Türkiye’nin sadece gelişmiş uydular üretmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülkeyi uydu alt sistemlerinin tasarımı ve üretiminde küresel çapta önemli bir oyuncu konumuna getiriyor. Bu atılımın, Türkiye’nin önümüzdeki asır boyunca yeşerecek olan uzay programındaki diğer çabalara da ilham vermesi ve uluslararası işbirliklerini kolaylaştırması çok olası.

Ne diyelim? Yolu açık olsun!

Tartışma