Türksat 6A uydusu Türk Ordusuna neler kazandıracak?

Sivil ve askeri kullanım için çift amaçlı olan Türksat 6A (T6A), SpaceX'in Florida'daki tesisinden Falcon 9 roketiyle fırlatıldı.

1. resim

Türkiye, Pazartesi günü çoğunlukla yerli üretim olan ilk iletişim uydusunu fırlattı ve uyduyu başarıyla konuşlandırarak teknolojinin çoğunu yerel olarak geliştirebilen nispeten küçük uluslar kulübüne katıldı.

Türkiye'nin yörüngede halihazırda birkaç uydusu bulunuyor, ancak Ankara diğerlerinden farklı olarak bu uydunun alt sistemlerinin ve yazılımının yüzde 81'inin Türkiye'de geliştirildiğini ve jeosenkron yörüngeye yerleşen ilk Türk uydusu olduğunu vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düzenlediği basın toplantısında "Elon Musk ve SpaceX ile çeşitli alanlarda iş birliğimizi güçlendirmekten memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Erdoğan'ın yardımcısı Cevdet Yılmaz ise "Türksat 6A, güçlü bir siyasi iradeyle hayata geçirdiğimiz milli teknoloji hamlemizin, mühendislerimiz ve savunma sanayimiz aracılığıyla edindiğimiz bilgi birikiminin bir ürünüdür" dedi.

Yılmaz, "böylesine stratejik bir alanda yerli ve milli teknolojilerle bağımsız olmanın son derece önemli olduğunu" da sözlerine ekledi.

Türksat 6A'nın yörüngesi, Türkiye, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya dahil olmak üzere dünyanın geniş bir alanını kapsayacak şekilde ayarlandı.

SSB’nin eski uluslararası ilişkiler direktörü ve halen İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde profesör olan Sıtkı Egeli, T6A'nın "neredeyse 15 yıl önce tanımlanan iddialı bir hedefin meyvesini verdiğini söyledi: Türk yapımı uyduları GEO'ya yerleştirmek.

"Geçtiğimiz on yıllar boyunca çok sayıda Türk yapımı uydu zaten inşa edilmiş ve başarıyla yörüngeye yerleştirilmişti... ancak bunların hepsi çok daha yakın olan LEO [alçak Dünya yörüngesi] için tasarlanmıştı. Dahası, Türk yapımı uydular şimdiye kadar yeryüzü gözlem görevleriyle sınırlı kaldı" dedi.

Egeli, yeni uydunun Türkiye'nin sivil telekom otoritesine ait olduğunu ve onun tarafından işletildiğini, ancak TA6'nın da öncekiler gibi sadece ordu tarafından kullanılan bant genişliği ile çalıştığını söyledi. Türksat-6A, Türk elektronik devi Aselsan tarafından üretilen Ku-Bant ve X-Bant haberleşme faydalı yükleri ile donatılmıştır.

Aselsan yaptığı açıklamada uyduya sağladığı faydalı yüklerin yörüngede 15 yıl boyunca hizmet vereceğini belirtti.

"Fırlatma ve erken operasyon aşamasının başarıyla tamamlanmasının ardından faydalı yük testleri ilk kez ASELSAN mühendisleri tarafından gerçekleştirilecek. TÜRKSAT-6A'nın 2024 yılında ülkemizin uydu haberleşme ihtiyaçlarına hizmet vermeye başlaması hedeflenmektedir" denildi.

RANE ağında kıdemli Orta Doğu ve Kuzey Afrika analisti olan Ryan Bohl, savunma ile ilgili yetenekler için anahtar olanın X-Band yeteneği olduğunu söyledi.

"Türksat 6A'nın en büyük askeri uygulaması gelişmiş askeri iletişimdir. X-Bant haberleşmesi, Türk kuvvetlerine uzak ve/veya hava koşullarının daha fazla etkilediği bölgelerdeki kuvvetler için gelişmiş haberleşme sağlayacaktır" dedi.

"Bu aynı zamanda, mevcut NATO uyduları ağının aksine, Türkiye'nin başkalarıyla paylaşmak zorunda olmadığı bir sistem olacak ve Türk kuvvetlerine uzay iletişim arenasında öncelik ve daha fazla esneklik sağlayacak."

Katar Üniversitesi'nde yardımcı doçent ve Atlantik Konseyi'nin Scowcroft Orta Doğu Güvenlik Girişimi'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Ali Bakır, Ankara'nın insansız uçak ve savaş uçağı üreticileri arasına katılmasının ardından fırlatmanın "Türkiye için önemli bir kilometre taşı olduğunu ve ülkeyi bir başka prestijli listeye yerleştirdiğini" söyledi.

Breaking Defense'e konuşan Bakır, "Türkiye artık kendi haberleşme uydusunu üretebilen 10 ülkeden biri" dedi.

"Bu adım Türkiye'nin savunma ile ilgili uzay sektörü için kritik önem taşıyor çünkü ülkenin teknolojik kabiliyetlerini ve kendi uzay tabanlı varlıklarını geliştirme ve işletme konusundaki özgüvenini gösteriyor. Bu başarı, yerli uzay teknolojisi ve uzmanlığının geliştirilmesini teşvik ederek, askeri uygulamalar için yabancı uydu sistemlerine bağımlılığı azaltarak ve araştırma için yeni fırsatlar yaratılmasını sağlayarak Türkiye'nin savunma sanayisini güçlendirebilir" dedi.

Uzmanlar, Türkiye'nin gökyüzündeki adımlarını arttırmasının, güneyindeki Körfez komşularının da daha fazla uzay kabiliyeti arayışında olduğu ve bu nedenle Ankara'ya bakabilecekleri anlamına geldiğini belirtiyor.

Bakır, Türkiye'nin uzay gücünün Körfez ülkelerinin "savunma ve güvenlik ihtiyaçları" için "değerli bir varlık" olarak görülebileceğini, bunun da uydularla ilgili projelerde iş birliği, mevcut sistemlerin ortak "kullanımı" ya da yenilerinin geliştirilmesi yoluyla yapılabileceğini söyledi.

ABD merkezli jeopolitik danışmanlık şirketi Gulf State Analytics'in kıdemli danışmanı Theodore Karasik, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'ın uzay alanındaki girişimlerine dikkat çekerek Türkiye ile "bu tür bir iş birliğinin" gelişebileceğine "kuvvetle muhtemel" inandığını söyledi.

Öte yandan, bölge ile daha uzaktaki büyük oyuncular arasındaki karmaşık ortaklıklar, ittifaklar ve iş birliği anlaşmaları ağı her zaman devreye girebilir.

"Körfez ülkeleri Artemis Programı'nın aktif bir parçası oldukları ve belki de bu sözleşmeleri kaybetmek istemedikleri için [Türkiye ile çalışma] riskini almayabilirler; ancak diğer Körfez ülkeleri de Çin ile çalışmak isteyebilir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin ve Rusya ile yakınlaşması Körfez uzay endüstrisinin daha da gelişmesinde rol oynayabilir."

Tartışma