Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkabileceği 5 kritik nokta

Dünya, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç olmadığı kadar tehlikeli bir sürecin içerisinden geçiyor.

1. resim
08.01.2022

İşte III. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi için tehlike sırasına göre en tehlikeli beş parlama noktası:

Ukrayna

2022'deki büyük güç savaşı için en olası parlama noktası, Rusya ve Ukrayna arasındaki sınır boyunca uzanıyor.

Geçtiğimiz altı ay boyunca Rusya; Kiev, Moskova ve Washington'un diken üstünde olduğu sınır boyunca neredeyse tüm taraflar istikrarlı bir şekilde güçlerini artırdı. Rusya'nın temel endişeleri, Ukrayna'nın askeri gücündeki genel artışın yanı sıra, Ukrayna'nın sınır bölgelerinde Türk insansız hava araçlarını satın alarak devreye sokmasını içeriyor. Moskova'nın buradaki uzun vadeli sorunu ise, Kiev'in 2014'ten bu yana benimsediği Batı yönelimli politikasını tersine çevirememesidir.

Rusya Ukrayna'yı işgal ederse, işler hızla kötüye doğru gidebilir. Ukrayna kuvvetlerindeki gelişmelere rağmen çoğu analist Rusya'nın sınır boyunca hızlı bir zafer kazanacağını ve potansiyel olarak Ukrayna'yı hızlı bir şekilde işgal edeceği konusunda hemfikir.

Rusya'nın doğrudan bir askeri harekatı, ABD üzerinde muazzam bir baskı yaratacaktır. Ancak ABD, doğrudan müdahale olmaksızın Kiev'i çeşitli şekillerde destekleyebilir. Buna Rusya'ya karşı uygulayacağı ekonomik yaptırımlar, Rus altyapısına yönelik siber saldırılar, Ukrayna'ya silah transferi ve Ukrayna kuvvetleriyle gerçek zamanlı istihbarat paylaşımı gibi seçenekler eklenebilir. Bu araçlardan herhangi birinin kullanılması, özellikle sahada bir miktar başarı gösterirlerse, Moskova ile Washington arasında bir çatışmaya yol açabilir.

Tayvan

Geçen yıl boyunca, Çin'in Tayvan'a yönelik tehditleri ABD'nin neredeyse en büyük endişesi haline geldi.

Çin'in askeri yetenekleri son on yılda hızla büyüdü ve şimdi ABD müdahalesine karşı büyük bir engel teşkil ediyor. Aynı zamanda, Çin'in ordusu henüz denenmemiş durumda ve Tayvan Boğazı'ndan yapılacak bir amfibi saldırı, tarihin en karmaşık askeri operasyonlarından birisi haline gelebilir.

Amerika Birleşik Devletleri, Çin Halk Cumhuriyeti ile güçlü bir ekonomik ilişki geliştirdiği için son kırk yıldır Tayvan'a karşı olan süreçte net adımlar atamadı. Bu “stratejik belirsizlik”, Çin'e işgal için bir bahane vermeden Tayvan'ın bağımsızlık ilan etme teşvikini ortadan kaldırmak için tasarlandı. ABD Kongresi'ndeki bazı kişiler şimdi bu politikaya son verilmesi ve Tayvan'ın uluslararası konumunun tam olarak desteklenmesi için çağrıda bulunuyor.

Bölgede olası sbr savaş birkaç farklı şekilde başlayabilir. Çin, ABD ve Tayvan güçlerini gafil avlamak için ani bir saldırı başlatabilir. Alternatif olarak, ABD-Çin ilişkisinin diğer yönlerindeki gerilimler, Pekin'i ABD'nin Tayvan'a yönelik tutumunda bir önleyici saldırıya yol açacak bir değişiklik olasılığına ikna edebilir. Son olarak ise Tayvan, bağımsızlığını başarılı bir gerçek haline getirmeye çalışabilir ve bu durumda çoğu analiste göre Çin tam kapasiteli bir işgal girişimini başlatabilir.

Her halükarda, bölgedeki gerilimi yönetmek her iki taraf için de zor olacak ve bu mücadele hızla genel bir savaşa dönüşebilir.

İran

ABD'nin yakın tarihte İran'a karşı askeri ve ekonomik baskıyı artırma çabaları başarısız oldu. İran, füze gücünü geliştirip, bölgedeki gizli faaliyetlerini artırdı ve nükleer çabalarını hızlandırdı.

Amerika Birleşik Devletleri taahhütte bulunamaması üzerine tökezlediği ve Tahran'ın sert bir tavır aldığı müzakereler şu ana kadar statükoyu geri çevirmede başarısız oldu. Müzakereler İran'ı bir tür anlaşmaya götürmeyi başaramazsa, arka planda askeri harekat tehdidi pusuda bekliyor.

Biden yönetimi savaş ihtimali konusunda heyecanlı görünmese de, Riyad ve Kudüs'teki ABD müttefikleri bir çatışmayı tetiklemeye çalışabilir. Benzer şekilde, İran bir saldırının kaçınılmaz olduğuna inanırsa, elindeki tüm araçlarla önceden önlem alabilir. İran'ın kararlı büyük bir güç desteği yok, ancak Orta Doğu'daki bir çatışma, Rusya ve Çin için başka yerlerde fırsatlar yaratabilir.

Kuzey Kore

Japonya, Güney Kore ve Birleşik Devletler Kuzey Kore konusunda benzer bir yaklaşım sergiliyor ve daha önemlisi olası bir savaşta ortak hareket için hevesliler.

Kuzey Kore sorunu uzun yıllardır gündemde olsa da çözülmemiş durumda. Kuzey Kore, başarısız bir devlet değil ama çok büyük ekonomik, sosyal ve politik sorunlarla karşı karşıya. Tarihsel olarak, Pyongyang, uluslararası ilgiyi çekmek ve endişelerinin çözümünü zorlamak için dış savaşları kullandı. Kuzey Kore son dönemde nükleer silahı test etmemiş olsa da, bilinen füze cephaneliği bölgeyi büyük bir yok oluşa sürükleyebilir.

Himalayalar

Çin ile Hindistan arasındaki gerilim son zamanlarda yumuşadı, ancak iki ülke arasındaki sınırın son iki yılda ölümcül çatışmalara sahne olduğunu unutmamalıyız.

Çin arabulucu olarak sınırdaki gerilimi azaltmak için çok çalıştı, ancak toprak ve eğilim konusundaki temel anlaşmazlıklar devam ediyor. Her iki ülke de bölgede hızlı askeri seferberliği destekleyebilecek altyapı oluşturmaya devam ediyor.

Ne Pekin ne de Delhi, uzak dağlık bölgelerin kontrolünü ele geçirmekle çok fazla ilgilenmiyor. Ancak daha sonra ilişkilerinin diğer sorunlu yönlerini de içine çeken yenilenmiş çatışmaları tasavvur etmek zor değil. Çin önemli bir askeri üstünlüğe sahip olsa da, bazı eğilimler Hindistan'ı destekliyor gibi görünüyor. Delhi ve Washington arasındaki gelişen teknolojik ilişki, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin AUKUS gibi uzun vadeli teknolojik anlaşmalara girme konusundaki yeni istekliliği göz önüne alındığında, Pekin için bir endişe kaynağıdır.

Çin, sınır boyunca yenilenen gerilimi, Hindistan ile ikili bir sorundan ziyade genel bir kuşatma stratejisinin parçası olarak anlarsa, durumu çözmek için ciddi riskler almaya daha istekli hale gelebilir.

2022'de Üçüncü Dünya Savaşı mı?

Covid pandemisi, son iki yılda dünyanın gündemini net bir şekilde belirledi. Bu şartlar altında 2022'de büyük bir güç savaşı beklememeliyiz, ancak her zaman işlerin kontrolden çıkma potansiyelinin farkında olmalıyız. En önemlisi, yukarıdaki çatışmaların etkileşimli ve birbirine bağlı olduğunu dikkate almalıyız. Örnek olarak İran'da bir savaş çıkarsa, tüm dünyadaki kararları etkiler. Bu bölgelerdeki herhangi bir gerilim domino etkisi yaratabilir.


Real Clear Defence'da yayımlanan analiz GDH Digital tarafından çevrilmiştir.