Ürdün'deki 'meditasyon mağarası' ziyaretçilerine bambaşka duygular yaşatıyor

Ürdünlü akademisyen Seffah es-Subuh, ülkenin kuzeyindeki Aclun vilayeti kırsalında içini doğal taş ve tarihi eserlerle donattığı "meditasyon mağarasında" yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlıyor.

1. resim
15.07.2022

Kendisine dış dünyaya paralel bir iç dünya oluşturmak isteyen ve bunun için memleketi Aclun'daki bu küçük mağarayı seçenn Subuh, 2013'ten beri Aclun kırsalında yaşıyor.

Arap Dili ve Edebiyatı alanında akademisyenlik yapan 47 yaşındaki Subuh, acı ve sorunlarla dolu bir dünyadan uzaklaşmak için sıra dışı bir yol seçerek iç ve dış dekorasyonunda motifli doğal taşlar kullandığı bir mağara inşa ettiğini söyledi.

Subuh'un yıllarca süren emeğiyle ortaya çıkan mağara, içindeki yüzlerce doğal taşla insanlığın farklı gelişme aşamalarından geçmiş örnek evini temsil ediyor. İçinde bazı tarihi eserler de barındıran mağara, bu özelliğiyle ziyaretçilere hem kendilerini keşfetme hem de bir zaman yolculuğuna çıkma imkanı sağlıyor.

Maneviyatı ve sanatı bir araya getiren meditasyon mağarası, bir taraftan insanın ruhunu dinlendirirken diğer taraftan da motifli doğal taşlarıyla gözleri kamaştırıyor.

Meditasyon mağarasını oluşturmak yıllarını aldı

Ürdünlü akademisyen, bir meditasyon mağarası oluşturma fikrinin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlattı:

"Acılar, icatçıların azığıdır. Benim de acılarım vardı… Farklı bir çalışma yapmaya karar verdim. Tercihim de böyle bir mağara ortaya koymak oldu."

Çalışmalarına 2013 yılında başladığını ve yüzde 90'ını tamamladığı ilk aşamasının 6 ay sürdüğünü anlatan Subuh, geri kalan aşamaların ise 7 yılını aldığını söyledi.

Meditasyon mağarasını 4 aşamada tamamladığını aktaran Subuh, birinci aşamada yapının tasarımını yaptıktan sonra ikinci aşama olan doğal taşları toplamaya başladığını ifade etti.

Topladığı taşlarla mağaranın iç dekorasyonunu tamamladığını kaydeden Subuh, kullandığı doğal taşlara ilişkin ise şunları söyledi:

"Bu bölgede delikli taş olarak bilinen pek de bulunamayan bir taş türünü arıyordum. Onunla birlikte nadir bulunan taşları bulmaya çalıştım. Böylece taşları tek tek toplamış oldum. Her biri farklı bir yerden gelen doğal taşlar insan ve diğer bazı canlıların figürlerini anımsatıyor."

Mağaranın etrafı da içi gibi özel

Aclun'daki bu meditasyon mağarasına ulaşmadan evvel, diğer bazı tasarımlardan geçmek gerekiyor. Ruh haline olumlu etki yapması için özel olarak oluşturulan bu tasarımlar arasında Ürdünlü akademisyenin yine kendinin inşa ettiği bir yel değirmeni ile kuşlar için bir ev de bulunuyor.

Meditasyon mağarası etrafına yapılmış diğer ilgi çekici noktalar arasında bir de şelale yer alıyor. Mağaranın dışına bolca ekilen yörenin meşhur "inula" bitkisi ise çevreye güzel kokular yayıyor.

Yapay mağaranın kapısına varıldığında ise mağara yüzyıllar önce yapılmış gibi bir hava veriyor. Subuh'un mağaranın kenarlarına saçtığı metal parçalar, kilit ve anahtarlarla ince ince işleyerek mağaraya antik bir hava verdiği görülüyor.

Ziyaretçiler kendilerini bambaşka bir dünyada buluyor

Subuh, ziyaretçilerin mağaranın tasarımını hayranlıkla izlediğini ve yerleştirilen ürünlere dokunmak istediğini anlattı.

Küçük bir şelaleden gelen hafif su sesinin duyulduğu meditasyon mağarasında ziyaretçiler, dış dünyadan tamamen izole bir şekilde, loş ışıklar altında kendileriyle baş başa kalıyor.

Meditasyon mağarasındaki taşlarda kafatası, deve, kuş, kurt ve geyik boynuzları gibi insan ve hayvan esintileri olduğuna işaret eden Subuh, buraya gelenlerin taşların hissiyle daha da derinleştiğini dile getirdi.