gdh'de ara...

Wagner’in isyan girişimi düzmece miydi?

💢 Gelişmeler, Wagner Grubu’nun hala Kremlin’in kontrolünde hareket ettiğine işaret ediyor. 

💢 Wagner savaşçılarının Belarus’a geçişi vesilesiyle isyan girişimi adı altında bir asker kaydırma işlemi mi yaşandı?

1. resim

23 Haziran’da Wagner Grubu’nun “Adalet Yürüyüşü” adı altında Moskova’ya ilerlediğini duyurması, söz konusu dönemde Rusya’yı ciddi bir krizle yüzleşmek durumunda bırakmışsa da son günlerde yapılan açıklamalar ve yaşanan gelişmeler, Wagner Grubu’nun hala Kremlin’in kontrolünde hareket ettiğine işaret ediyor. Bunun mesajının verildiği ilk yer ise 27-28 Temmuz’da St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesi oldu. Zirve vesilesiyle Wagner Grubu Başkanı Yevgeni Prigojin de Afrikalı yetkililerle temaslarda bulundu.

Dolayısıyla süreç, Wagner’in tasfiye edileceğine dair herhangi bir emareyi barındırmıyor. Dahası söz konusu isyanın kan dökülmeden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlığıyla bilinen Belarus Cumhurbaşkanı Alexander Lukaşenko’nun arabuluculuğunda çözülmesi de akıllara “Wagner Grubu’nun isyan girişimi düzemece miydi?” sorusunu getiriyor.

Bilindiği üzere Wagner Grubu, Rusya’nın asaleten savaşan unsurları; yani orduyu, “Gerasimov Doktrini” çerçevesinde desteklemek için kullandığı vekil aktörlerin başında geliyor.

Grubun Ukrayna’daki savaşın yanı sıra Suriye ve Libya’da da çatışmalara dahil olduğu malum. Buna ek olarak Wagner Grubu, Afrika’da da oldukça faal. Bu anlamda Wagner’in çeşitli ülkelerde gerçekleşen askeri darbelerde kritik rol oynadığı iddia edilmekte. Ayrıca Wagner’in bazı ülkelerin yönetimine güvenlik desteği sağladığı ve askeri birimlere eğitim verdiği dile getirilmekte. Bu çerçevede Wagner’in Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Nijer gibi ülkelerde bulunduğu öne sürülüyor.

Açıkçası Rusya’nın Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada yürüttüğü operasyonlarda yararlandığı en mühim araçlardan birini kolaylıkla gözden çıkarması mümkün değil. Çünkü Wagner’in tasfiye edilmesi, Moskova yönetiminin uzun yıllar boyunca yaptığı yatırımlardan vazgeçmesi anlamına gelebilir. Bu da Rus nüfuzunun ciddi biçimde erozyona uğraması demek.

Böylesi bir ortamda Rusya’nın Wagner Grubu’nu isyan noktasına getiren nedenlere önlem almamış olması da şaşırtıcı. Çünkü riske edilemeyecek çıkarlar söz konusu. Peki, ya Wagner’in Belarus’a geçişi vesilesiyle isyan girişimi adı altında bir asker kaydırma işlemi yaşandıysa?

Bahse konu olan tartışmayı açmak için Ukrayna’daki savaşın akıbetine değinmek gerekmekte. Savaşın başladığı Şubat 2022’de Rus karar alıcılar, Kiev’de kısa bir süre içerisinde rejim değişikliği yaşanabileceğini düşünmüştü. Aslında Rusların hesap hatası yaptığı nokta da burası. Zira Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar ve Ukrayna’ya gönderdiği yardımlar, savaşın uzun yıllar süercek bir yıpratma savaşına dönüşmesini beraberinde getirdi. Üstelik dengeler de Moskova’nın herhangi bir zafer elde etmekten son derece uzak olduğunu gösteriyor.

Mevcut durumda savaş, Ukrayna’nın doğusuna ve güneyine yoğunlaşmış vaziyette ve Rusya, savaşın böyle devam etmesi halinde dengeleri kendi lehine çeviremeyeceğinin farkında. Zaten bu yüzden de Putin, Lukaşenko’yla gerçekleştirdiği görüşmelerde Minsk yönetimini savaşa dahil olmaya ikna etmeye çalışıyor. Böylelikle Putin, Ukrayna Ordusu’nun odağını dağıtmak istiyor.

Hatırlanacağı gibi, savaşın başında Rusya, Belarus üzerinden çıkarma yapmış ve hatta buradan kalkan uçaklarla Kiev’i bombalamıştı. Fakat Minsk yönetimi, Batı’nın yaptırımlarının da etkisiyle imkanları ölçüsünde savaşın dışında kalmaya çabalamıştı. Buna rağmen Belarus’un Rusya’ya olan yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda, Minsk’in Moskova’dan gelen baskıya ne kadar direnebileceği tartışmalı.

Meselenin bam teli olan ve Wagner’in isyan girişiminin ardından Belarus’a konuşlanmasına anlam kazandıran husus da bu. Kısacası isyan girişimi adı altında Wagner’in konuşlandığı yerin değiştirilmesi, yakın gelecekte Belarus üzerinden Ukrayna’ya karşı yapılacak yeni bir çıkarmanın ve dolayısıyla yeni bir cephenin habercisi olabilir.

Her ne kadar Ukraynalı yetkililer, Wagner savaşçılarının Belarus’taki varlığından çekinmediklerini dile getirseler de yaptıkları açıklamalar, kuzeyden yeni bir cephe açılabileceğine dair ihtimalleri değerlendirdiklerine işaret ediyor.

Dahası mesele, bununla da sınırlı değil. Ukrayna’daki savaşın başından itibaren Kiev’e yardımların ulaştırılmasında kilit rol oynayan Polonya, Wagner savaşçılarının sınırdaş olduğu Belarus’taki varlığı sebebiyle tedirgin.

Kısacası, Wagner Grubu’nun Belarus’taki varlığı vesilesiyle Rusya, yalnızca Ukrayna’yı tehdit etmiyor. Aynı zamanda Moskova yönetimi, Polonya’yı ve Polonya üzerinden Avrupa’yı da baskı altına alıyor. Nitekim Wagner Grubu savaşçılarının mülteci kılığına girerek bu ülkelere geçmesi ve gittikleri ülkelerde birtakım eylemlerde bulunması olasılık dahilinde. Dolayısıyla Rusya, Ukrayna’yı destekleyen ülkelere de bu tutumlarının bir faturasının olabileceği mesajını veriyor. Tüm bu koşullar ise Wagner’in isyanının önceden Moskova’da planlanmış bir gelişme olabileceği kanaatinin oluşmasına kapı aralıyor.

Neticede Wagner Grubu’nun isyan girişiminin düzmece olduğunu söylemek iddialı bir yorum olsa da mevcut veriler, bu seçeneğin göz ardı edilemeyeceğini ortaya koyuyor. Çünkü Wagner savaşçılarının Belarus’a geçmesi, Rusya’nın hem Ukrayna’ya kuzeyden cephe açma olasılığını kuvvetlendirmiş hem de Polonya başta olmak üzere Avrupa’ya yönelik baskısını arttırmasını kolaylaştırmıştır.

Tartışma