Yeni hedef Moldova mı?

Moskova, Transdinyester’deki provokasyonlarla Ukrayna’yı saldırgan olarak göstererek ülkenin doğusundan Transdinyester’e “güney koridoru” oluşturmak için “gerekçe” oluşturmaya çalışıyor.

1. resim
29.04.2022

Rusya’nın işgali sadece Ukrayna ile sınırlı tutmak niyetinde olmadığına ilişkin tahminler gerçekleşiyor. Moskova, Moldova’yı da işgal planına dahil etme yönünde girişimlerini sürdürüyor. 

22 Nisan’da Rusya Merkez Askeri Dairesi Komutan Vekili, General Rüstem Minnekayev, Ukrayna’nın güneyini kontrol altına alarak Transdinyester’e yol açmayı planladıklarını söyledi. Minnekayev,

“Ukrayna’nın güneyi üzerinde kontrol sağlamak hem de Rusça konuşan nüfusun baskı altında olduğu  Transdinyester’e yeni bir çıkış elde etmek anlamına geliyor”

dedi. Minnekayev, zaten Rusya kontrolü altında olan bölgede Rusça konuşanlara nasıl baskı olduğuna açıklık getirmedi, ancak “yeni hedef Moldova mı” tartışmasının fitilini bir daha ateşledi. 

Moldova yönetimi bu açıklamanın kabul edilemez olduğunu duyurdu, Kişinev’in tarafsızlığını sürdürdüğünü ve Rusya’dan da bunu beklediğini açıkladı. 

Minnekayev’in açıklamasından iki gün sonra Transdinyester’de sözde “Güvenlik Bakanlığı”na ateş edildi, Tiraspol askeri havalimanında, Grigoripol ilçesinde iki radyo kulesinde ve Parkan köyünde bir askeri tesiste patlamalar oldu. Sözde Trasndinyester Moldova Cumhuriyeti terör alarmını kırmızıya yükseltti.

Bölgede yeni kontrol noktaları oluşturuldu, soruşturma başlatıldı. İşgal altındaki bölge yönetimi, terör eylemlerinin izinin Ukrayna’ya çıktığını iddia etti. Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu ise Transdinyester’deki gerilimden dolayı, bölgenin yerel siyasi güçlerini suçladı. Moldova’daki AGİT Misyonu da patlamaların ülkede istikrarı bozmaya hizmet ettiğini duyurdu. 

26 Nisan’da Moldova Güvenlik Konseyi toplandı, Transdinyester’le arada bulunan güvenlik bölgesinde incelemelerin ve güvenliğin arttırılması kararı alındı. Bazı ülkeler, Transdinyester’de bulunan vatandaşlarından bölgeyi terk etmelerini istedi. 

Transdinyester sorunu nedir?

Transdinyester sorunu, Rusya’nın eski Sovyet coğrafyası ülkelerini kontrol altında tutabilmek için bu bölgeye yerleştirdiği mayınlardan birisi, daha doğrusu, ilkiydi.  

Sovyet rejiminin son yıllarında – 1988 senesinde bölgede başlayan sosyal ve siyasi sorunlar, SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Moskova’nın müdahalesiyle silahlı çatışmaya dönüştü. Moldova’nın bağımsız olmasını isteyenlerle Sovyet yanlıları arasındaki çatışmalarda çok sayıda insan öldü. 1992 senesinde Rusya, kendi eliyle yarattığı sorunu sözde çözmek için askeri müdahalede bulundu. Temmuz 1992’de Transdinyester’in Bender ve Dubosar bölgelerine Rus barış gücü adı altında Rus ordusu girdi. Transdinyester Rusya tarafından fiilen işgal edildi, Ağustos 1992’de sorun “donduruldu”. Rusya ile Moldova arasındaki anlaşmalarla bölgeye Moldova’nın barış gücü ve Ukrayna askeri gözlemcileri de girdi, ancak bu, Transdinyester’deki Rusya işgali gerçeğini değiştiremedi. Gerek anlaşmalara, gerek Moldova’nın ve uluslar arası toplumun taleplerine rağmen, Rusya Transdinyester’deki barış gücünü geri çekmedi. Tam tersi, Moldova’nın tüm itirazlarına ve dünyadan gelen cılız tepkilere aldırmadan 30 yıl içerisinde Transdinyester’de askeri varlığını sistematik olarak güçlendirdi.  Rusya, işgal ettiği bölgede hem de arabulucu olunca, ayrılıkçı bölgeyi Moldova ile eşit taraf olarak kabul ettirmeyi başardı.  AGİT ve Ukrayna’nın soruna müdahil olma çabaları ise şekilde kaldı, realitede hiçbir etkisi olmadı. 

30 yıldır Rusya’nın fiili işgali altında bulunan Transdinyester, Moldova topraklarının sekizde birini oluşturuyor. Sorunun başladığı dönemde Moldova Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti nüfusunun altıda biri bu bölgede yaşıyordu. Ülkenin sanayi potansiyelinin üçte biri Transdinyester’de idi.

Fiili işgalle birlikte Rusya, 1222 kilometrelik  Moldova-Ukrayna sınırının üçte birinin – 452 kilometresinin kontrolünü ele geçirmiş oldu. Moskova bunu sadece Moldova’ya değil, hem de Ukrayna’ya baskı unsuru olarak kullandı.  Öte yandan, Rusya kontrolündeki ayrılıkçılar Ukrayna limanlarına giden demiryolu hattının geçtiği en önemli ulaşım merkezlerinden Bendera demiryolu istasyonu ve Avrupa’ya giden E-58 otobanını kontrol altına aldı. Yasal statüsü olmayan bölge kaçakçılık ve yolsuzluk merkezine dönüştü. Transdinyester, Rusya’dan aldığı doğalgaza para ödemezken Moldova bütçesine vergi ödemeyi de reddetti. 

Transdinyester, bir çok özelliği ile diğer eski Sovyet coğrafyası ülkelerinin Rusya işgali altındaki bölgelerinden farklı noktada. Bölgenin en önemli ticaret partneri Avrupa Birliği. Avrupa Birliği, bu bölgede güven arttırıcı önlemler kapsamında sivil toplum ve altyapı projelerine ciddi kaynaklar ayırıyor. Ancak Transdinyester nüfusunun büyük kısmı bu kaynağı kullanırken Rusya’ya güvenmeyi tercih ediyor. 

Rusya, Transdinyester’deki fiili yönetimini Moldova’nın bağımsız hareket etmesini ve Avrupa’ya entegrasyon çabalarını engellemek için kullanıyor. Moldova, Transdinyester’i savaş yolu ile geri alma olasılığını tamamen reddediyor; sadece barışçıl yöntemler ve reintegrasyon yoluyla çözümü uygun görüyor. Ancak gerek Moldova’nın kendi içerisindeki istikrarsız siyasi ortam ve Transdinyester’de yeniden kontrol sağlanmasına dönük somut planının olmaması, gerekse de Rusya’nın eski Sovyet coğrafyasına yönelik hedefleri bu çözümü imkansız kılıyor.  

Ukrayna, özellikle Kırım’ın işgalinin ve Donbas’daki savaşın başlamasının ardından Rusya’nın gri bölgeye dönüştürdüğü Transdinyester’i kendisi için tehdit olarak görüyor. Ukrayna’nın askeri doktrinine göre, Transdinyester’de bulunan Rusya askeri gücü Ukrayna’nın güney bölgelerinin istikrarı için bir tehdittir. 

Öte yandan, Transdinyester’de Rusya’nın kendi askeri gücü dışında istihbarat ve sabotaj faaliyetleri için kullandığı ayrılıkçılardan oluşan silahlı güçleri bulunuyor. Rusya, bu güçleri özellikle Ukrayna’da istihbarat faaliyetleri için kullanıyor. Ukrayna sınırında bulunan Kobasna’daki Doğu Avrupa’nın en büyük askeri mühimmat deposu da Transdinyester’den gelecek tehditlerden biri olarak görülüyor. Öte yandan, Odessa vilayetini Reni ve İzmail limanlarına bağlayan demiryolunun Transdinyester’den geçmesi de başka bir tehdit unsuru…

Son günlerde Transdinyester’de yaşanan gelişmelere bakılırsa, Rusya, Ukrayna’daki “özel operasyon” başarısızlığından kaçınmak için dikkati farklı noktalara çekmeye çalışıyor. Moskova, Transdinyester kozunu kullanarak hem Ukrayna’yı tehdit ediyor, hem de Moldova’yı ve bölgedeki ayrılıkçı yönetimi uyarıyor. 

Çünkü Moldova, bir taraftan defalarca tarafsızlık vurgusu yapsa ve Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadığını açıklasa dahi, diğer yandan kendi toplumunu Rusya propagandasından korumak için adımlar atıyor. Rus faşizminin sembolüne dönüşen Z ve V sembolleri ile Aziz Georgy kurdelesinin Moldova’da yasaklanması, Rus propaganda kanallarının kapatılması, Moldova’nın Avrupa’ya entegrasyondan vazgeçmeyeceğini duyurması Kremlin’in tepkisini çekiyor. Aynı şekilde Transdinyester’in mafyatik yönetimi, Moskova yanlısı Ukrayna’daki savaşa müdahil olmamaya çalışıyor; ancak görünüşe bakılırsa, Kremlin bundan da rahatsız. 

Moskova, Transdinyester’deki provokasyonlarla Ukrayna’yı saldırgan olarak göstererek ülkenin doğusundan Transdinyester’e “güney koridoru” oluşturmak için “gerekçe” oluşturmaya çalışıyor.