Suriye hükümeti ile SDG arasındaki kapsamlı anlaşmanın açıklanması bekleniyor

• Şam ve SDG arasındaki kapsamlı askeri birleşme anlaşmasının Aralık ayının son günlerinde açıklanması bekleniyor.
• SDG'nin bir bütün olarak değil, Suriye ordusunun resmi bir parçası (tümenler) olarak yapıya dahil edilmesi planlanıyor.
• Washington'un, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında her iki taraf üzerinde "hızlı sonuç" baskısı uyguladığı bildiriliyor.
• Ankara süreci yakından takip ederken, bu entegrasyonun terör örgütü PKK/YPG'nin varlığını meşrulaştırıp meşrulaştırmayacağı konusu Türkiye için en kritik kırmızı çizgi olmaya devam ediyor.

Suriye’de yıllardır süren askeri ve siyasi bölünmüşlüğü sona erdirecek kritik bir gelişme yaşanıyor.

Suriye TV'nin hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Suriye Hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ABD’nin yoğun diplomatik baskısı ve himayesi altında yıl bitmeden nihai bir askeri anlaşmaya varmak üzere.

Anlaşmanın 27–30 Aralık 2025 tarihleri arasında kamuoyuna resmen duyurulması bekleniyor.

90 bin SDG’li Suriye ordusuna katılacak

Müzakerelerin merkezinde, SDG ve ona bağlı güvenlik gücü olan Asayiş mensuplarının devlet kurumlarına entegrasyonu yer alıyor.

Yaklaşık 90.000 SDG mensubunun Suriye Savunma ve İçişleri Bakanlıkları bünyesine katılması planlanıyor.

Savunma Bakanlığına bağlı olarak Rakka, Deyrizor ve Haseke bölgelerinde SDG unsurlarından oluşan üç askeri tümen kurulması öngörülüyor.

SDG'nin, bu yeni yapı içerisinde bir Kadın Tugayı ve bir Terörle Mücadele Tugayı kurulması konusunda ısrarcı olduğu ifade ediliyor.

Tartışmalı başlıklar ve diplomatik baskı

Her ne kadar anlaşmanın ana hatları belli olsa da bazı kritik başlıklar hala müzakere ediliyor:

Şam'a bağlı merkezi ordu güçlerinin kuzeydoğu Suriye'deki şehirlere hangi düzeyde ve ne zaman gireceği.

SDG kadrolarının bakanlıklar içerisindeki rütbe ve görev dağılımı. Askeri kararların kim tarafından ve hangi hiyerarşiyle alınacağı.

Anlaşmanın yıl sonuna kadar sonuçlanması için ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın yoğun bir "mekik diplomasisi" yürüttüğü belirtiliyor.