
AK Parti sunduğu raporda terör örgütünün tasfiyesini esas alan geçici ve müstakil bir hukuki çerçeve önermektedir. Bunu da örgütün tamamıyla tasfiye edildiğinin ilgili kurumlar tarafından tespit ve teyit edilmesi şartına bağlamaktadır.
Son Güncelleme: 25 Aralık 2025 Perşembe - 14:10 | GDH Haber
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun son “en uzun” yüzyılından itibaren reform ve parçalanma dilemması yaşayan bir devlet aklına ve siyasi kültür hafızasına sahip…Türkiye etnik ve mezhebi parçalanma tehdidi ve bütünlüğünü koruma düşüncesiyle tedbir ararken zaman zaman bu devlet aklın ve siyasi kültür hafızasına yakışmayan hatalar ve savrulmalar yaşadı. Bu hata ve savrulmalarda savaşlar, tek parti dönemindeki otoriterlikler, son dönemlerde ise darbeler ve bürokratik vesayetçi kurumların rol oynamıştır. Bu Türkiye’nin temel meselelerinde bütünlüklü bir akıl ve tedbir geliştirmeyi mümkün olmaktan çıkarmıştır. Bu yüzden devlet içinde birbiriyle mücadele halinde en az iki bakış açısının itişip kakıştığı fetret görüntüleri de yaşanmıştır. Demokratik dönemlerde ise bu hataların aşılmaya çalışıldığı gayretleri görüyoruz… Mesela Demokrat Parti döneminde etnik ve mezhebi meselelerde tek parti döneminin yaraları sarılmaya çalışılırken 27 Mayıs darbesiyle iyileşen bu yaralar yeniden deşilmiştir. İşte AK Parti uzun iktidar döneminde yürüttüğü mücadeleyle devlet içindeki bu fetret görüntüsünü büyük ölçüde aşarak bütün kurumların siyasi otoritenin tayin ettiği direktif etrafında koordine edilmesini başarabilmiştir. Bugün Terörsüz Türkiye projesinin arkasında devlet içindeki birliği tesis eden meşru siyasi otorite ve siyasi istikrar yatmaktadır.
AK Parti bürokratik vesayet kurumu ve ideolojisiyle mutedil bir şekilde ve milletin desteğiyle mücadele etmeyi tercih etmiş ve bu şekilde tek parti ve darbeler döneminin ideolojik, otoriter ve büyük hatalarını aşmayı başarmıştır. AK Parti Türkiye genelindeki genel demokrasi eksikliğiyle etnik meseleye arasındaki ilişkiyi doğru kurarak, demokratikleşme ve bireysel haklar temelinde milli ve üniter devlet içinde liberal demokratik bir zeminde meselelere çözüm aramıştır. Bu çerçeve AK Parti’nin terörsüz Türkiye Komisyon raporunda “güvenlik, demokratikleşme ve kalkınma” üçgeninde şöyle ifade edilmektedir.
“Genel demokratikleşme perspektifi içinde sorunun çözümünü vadeden AK Parti, programında, sorunun tam kapsamlı çözümü için aynı anda ilerleyen üçlü bir çerçeveyi ifade etmektedir: Çerçevenin ilk ayağını, kalkınmacı tezler ile ekonomi faktörü ve bölgeye yapılan büyük yatırımlar oluşturmaktadır. Programda, ikinci olarak demokratikleşme ve temel hak ve hürriyetler bağlamında yapılan çalışmalar yer almaktadır. Üçüncü çerçevede ise yukarıda sayılan iki unsurun tamamlayıcısı olarak güvenlik önlemleri, temel vizyonumuz ifade edilmektedir. Bu anlamıyla AK Partimiz çözümü “güvenlik, demokratikleşme ve kalkınma” kavramlarının öne çıktığı geniş bir yaklaşımla ele almıştır.”(s.6)
Rapordaki bu bakış açısı AK Parti’nin kuruluşundaki parti programıyla uyum içindedir:
“Bürokratik otoriter devlet anlayışına yaslanan çözümler, sadece asayiş mantığına dayandığı için uzun vadede sorunları daha da derinleştirmektedir. Buna karşılık demokratik devlet anlayışı çerçevesindeki yaklaşımlar, ilk anda endişeyle karşılansa da uzun vadede milletimizin birlik ve bütünlüğünü pekiştiren sonuçlar doğurmaktadır.” (AK Parti Programı, 2001: 30)
AK Parti programındaki bu perspektif Ak Parti’nin iktidar döneminde uygulanmıştır. AK Parti güvenlik alanında reform ve güçlendirmelerle beraber, genel demokratikleşme, münhasıran Kürt meselesi olarak görülen alanlardaki ret, inkarın, yasakların kaldırılması, hak ve hürriyetlerin genişletilmesini temin etmişti. Bu iki alan ülke ve bölge kalkınmasıyla pekiştirilmiştir. Bu haliyle AK Parti “Kürt meselesi”ni güvenlik, demokratikleşme ve kalkınmayla çözdükten sonra terör örgütünün tasfiyesini esas aşan hamleler gerçekleştirmiştir. Terörsüz Türkiye öncesinde de bu yönde çözüm gayretleri “sessiz devrim” adıyla tarihteki yerini almıştır.
AK Parti Terörsüz Türkiye projesinde hukuk çerçevesi olarak “ müstakil ve geçici” düzenlemeleri önemektedir. Bu hukuki çerçevenin eşiği olarak da PKK’nın bütün unsurlarıyla tamamen tasfiyesinin ilgili kurumlar tarafından somut ve net bir şekilde tespit ve teyit edilmesinin esas olduğunu vurgulamaktadır.
“Terör örgütünün silah bırakmasının, kendisini tasfiye ettiğinin, varlığının sona erdirilmesinin devlet tarafından tespit ve teyit edilmesi, sürecin en önemli noktasıdır. Bu an, sadece sahada bir fiil değişikliğinin kaydı değil, aynı zamanda hukuki işlemler için bir başlangıçtır. Bu tespit ve teyit olmadan hiçbir ileri aşamaya geçilmemelidir. Tespit ve teyit anı hem ilgili kurumlar hem de hukuk düzeni açısından yeni bir dönemin miladı olarak görülmelidir. Çünkü bu aşamada devlet kurumları, bir yandan silahlı örgüt tehdidinin sona erdiğini kayda geçirirken, diğer yandan da bu duruma uygun düşen yeni bir hukuk ve politika çerçevesini yürürlüğe koymak üzere hareket alanı elde edecektir. “ (s31)
AK Parti bu tespit ve teyitle beraber hukuki çerçevenin uygulanmasıyla terör örgütünün tamamen tasfiye edilmesinin Türkiye’nin reform ve demokratikleşme sürecinin önünü açacağını ifade etmektedir.
“Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu gibi kanuni çerçevelerin ele alınarak yüksek standartlı demokrasi yolunda ilerlemeye devam edilecektir.
* Yasal düzenlemelerin mütemmim cüzü olarak idari-pratik uygulama ve düzenlemelerin, hukuka ve demokratik norma daha uygun şekilde icra edilmesinin sağlanması ve bunların hukuk devleti çerçevesinde sistematik ve kurumsal denetlenmesi sağlanacaktır.
* Terörün ortadan kalkmasıyla birlikte terör dolayısıyla alınan siyasi-hukuki idari tedbirlerin uygulanmasına gerek kalmayacaktır.
* Türkiye’de yönetim sisteminin şeffaflık, hesap verebilirlik ve iyi yönetişim normlarına daha uygun hale getirilmesi, demokratik ve hukuki standardı daha yüksek bir yapısal, idari, finansal ve organizasyonel yapının oluşturulmasına dönük reform ve düzenlemelerin zemini oluşacaktır.” (s.55)
AK Parti Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunduğu raporla terör örgütünün tasfiyesini esas alan geçici ve müstakil bir hukuki çerçeve önermekte ve bunun ancak örgütün tamamıyla tasfiye edildiğinin ilgili kurumlar tarafından tespit ve teyit edilmesi şartına bağlamaktadır. Komisyon terör örgütünün tasfiyesinden sonra Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu reform ve demokratikleşme sürecinin kendi mecrasında hızlanacağını değerlendirmektedir.
Devamını Oku
24 Aralık 2025 Çarşamba - 12:42
Devamını Oku
23 Aralık 2025 Salı - 08:00
Devamını Oku
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:28