ABD, İran'dan Rusya'ya İHA satışını durdurmasını istedi
Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre Biden yönetimi bu yıl Katar ve Umman'da yapılan dolaylı görüşmelerde konuyu İran’la gündeme getirdi.
ABD; Washington ve Tahran arasında gerilimi düşürmek ve uzun süredir devam eden nükleer krizi kontrol altına almak için daha geniş bir "yazılı olmayan mutabakat" tartışmalarının bir parçası olarak İran'ı Rusya'ya silahlı insansız hava aracı satmayı durdurmaya zorluyor.
Bu görüşmeler, Tahran'ın geçen hafta dört İran-ABD vatandaşını hapishaneden ev hapsine nakletmesine yol açan mahkum takası anlaşması müzakereleriyle birlikte yürütülüyor.
İranlı bir yetkili ve görüşmeler hakkında bilgi sahibi bir başka kişiye göre ABD, İran'ın Rusya'ya Ukrayna'daki savaşta kullandığı insansız hava araçlarının yanı sıra yedek parça tedarikini de durdurmasını istiyor.
Yetkili, insansız hava araçlarının Ukrayna'da kullanıldığını resmi olarak reddeden Tahran'ın Moskova'dan bu uçakları çatışmalarda kullanmayı durdurmasını defalarca istediğini ancak Washington'un "daha somut adımlar" istediğini sözlerine ekledi.
Başarılı bir esir takası ve diğer gayrı resmi anlaşmalar, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Tahran'ın dünya güçleriyle 2015'te imzaladığı nükleer anlaşmayı canlandırmak ve Orta Doğu'daki gerilimi azaltmak için rejimle iki yılı aşkın süredir sürdürdüğü dolaylı görüşmelerin ardından İran konusunda ilk atılımı anlamına gelecektir.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Salı günü yaptığı açıklamada ABD'nin İran'ın nükleer silah edinmemesi için caydırıcılık, baskı ve diplomasiden oluşan bir strateji izlediğini ve Tahran'ı insan hakları ihlalleri ve "Ukrayna'ya karşı savaşta kullanması için Rusya'ya insansız hava araçları sağlamaktan" sorumlu tutacağını söyledi.
Blinken, "Gelecekteki diplomasiye alan yaratmak için İran'ın gerilimi azaltması gerektiği konusunda net olduk," dedi.
"Tutuklularımızın hapishaneden çıkarılıp ev hapsine alınmaları İran politikamızın başka herhangi bir yönüyle bağlantılı değildir."
Müzakereciler dolaylı görüşmelerin her iki tarafın da gerilimi azaltıcı önlemler üzerinde anlaşmasına yol açacağını umuyor.
İranlı yetkili ve görüşmeler hakkında bilgi sahibi bir başka kişi, İran için bunun uranyumu yüzde 60 saflığın üzerinde zenginleştirmemeyi kabul etmek, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile iş birliğini geliştirmek ve Amerikalıları hedef almamayı taahhüt etmek anlamına geleceğini söyledi.
İranlı yetkili, bunun karşılığında Washington'un insan haklarıyla ilgili olanlar hariç bazı alanlarda yeni yaptırımlar uygulamaktan kaçınacağını ve petrol satışı konusunda halihazırda yürürlükte olan yaptırımları sıkı bir şekilde denetlemeyeceğini söyledi.
İran, ABD'nin Avrupalı müttefiklerini de İran üzerindeki baskıyı hafifletmeye ikna etmesini istiyor zira İran ekonomisi, eski başkan Donald Trump'ın 2015 nükleer anlaşmasından vazgeçmesinin ardından uygulanan ABD yaptırımlarıyla boğuluyor.
İranlı yetkiliye göre Tahran'ın endişelerinden biri de 2015 anlaşmasının Avrupalı imzacıları olan İngiltere, Almanya ve Fransa'nın, nükleer anlaşmanın İran'ın balistik füze programını kısıtlayan maddelerinin Ekim ayında sona ermesinin ardından bazı yaptırımları yeniden uygulamaya koymaya çalışabilecek olması.
Yetkili, "Ekim ayı konusunda çok endişeliyiz" dedi.
"[ABD'nin] İran üzerindeki baskıyı farklı yönlerden hafifletmesini bekliyoruz."
Yetkili, ABD ve İran'ın çoğu konuda anlaşmaya vardığını ancak aracılar vasıtasıyla yürütülen görüşmelerin Katar ve Umman'da özellikle Rusya konusunda devam edeceğini sözlerine ekledi.
Görüşmeler hakkında bilgi veren yetkili, esir takasının gerilimi azaltıcı önlemlere bağlı olmadığını, ancak böyle bir adımın taraflar arasında güven inşa edilmesine yardımcı olabileceğini söyledi.
Batılı bir yetkili mahkum anlaşmasının gerilimi azaltıcı nükleer adımlar konusunda ilerleme kaydedilmesi için bir ön koşul olduğunu söyledi.
Ancak diplomat aynı zamanda "bir İranlı ile [gerilimi azaltıcı önlemler konusunda] bu konuşmayı yapmak ile tüm İran sisteminin bunu uygulamaya istekli olması arasında oldukça büyük bir uçurum olduğu" konusunda da uyarıda bulundu.
Takas kapsamında İran geçen hafta Evin cezaevinden nakledilen dört ABD'li mahkumu ve halihazırda ev hapsinde tutulan bir Amerikalıyı serbest bırakacak. ABD ise beş İranlıyı serbest bırakacak.
Washington ayrıca Tahran'ın Güney Kore'de tutulan 6 milyar dolarlık dondurulmuş petrol fonuna erişimine izin verecek, para Katar'daki bir hesaba aktarıldıktan sonra burada sadece yaptırım dışı mallar için kullanıldığından emin olmak üzere izlenecek.
ABD vatandaşlarının Tahran'dan ayrılmasının birkaç haftayı bulması bekleniyor zira 6 milyar doların transferi mahkumların serbest bırakılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşecek.
Analistlere göre ABD'li yetkililer ancak İran'da tutulan mahkumlar İran hava sahasını terk ettikten sonra anlaşmanın tuttuğundan emin olabilecekler.
İran'ın nükleer programının ne kadar ilerlediği göz önüne alındığında, yetkililer ve analistler arasındaki fikir birliği 2015 anlaşmasının onarılamaz olduğu yönünde.
Sonuç olarak Biden yönetimi nükleer krizi 2024 ABD başkanlık seçimleri sonrasına kadar kontrol altına almak istiyor.
Analistler, Biden'ın kazanması halinde daha kapsamlı bir anlaşmanın sağlanması için bir fırsat doğabileceğini belirtiyor.
Bir düşünce kuruluşu olan Washington Institute for Near East Policy'de kıdemli araştırmacı olan Henry Rome, "ABD politikası açısından en iyi senaryo, işlerin daha kötüye gitmesini önlemek ve büyük bir tırmanıştan kaçınmaktır" dedi.
"Ama çok fazla risk var. Ve olayların bu kadar uzun süre devam edebileceği konusunda temkinli olmak için pek çok neden var."
İran'ın nükleer programını geriletmeye yönelik önceki diplomatik çabalar başarısız oldu ve ABD'li yetkililer ülkenin uranyum zenginleştirmede kaydettiği ilerlemenin Tahran'ın bir nükleer silah için yeterli bölünebilir madde üretmesinin iki hafta gibi kısa bir süre alabileceği anlamına geldiği konusunda uyarıda bulundu.
İran, Trump'ın önlemlerine yanıt olarak nükleer faaliyetlerini agresif bir şekilde arttırdıktan sonra iki yıldır uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiriyor - şimdiye kadarki en yüksek seviyesi ve silah sınıfına yakın.
Biden yönetimi göreve geldikten kısa bir süre sonra 2015 anlaşmasının kurtarılıp kurtarılamayacağını görmek için Tahran'la AB arabuluculuğunda görüşmelere başladı.
Ancak İran, Batı'nın anlaşmayı yeniden canlandırabileceğine inandığı önerileri iki kez reddetti.
Analistler, İran ve ABD gerilimi azaltıcı önlemler üzerinde anlaşsa bile, ülkenin nükleer hırslarının ele alınmasına ilişkin temel meselenin her zamanki gibi zorlu ve karmaşık olmaya devam edeceği konusunda uyarıyor.
Chatham House düşünce kuruluşunun Orta Doğu ve Kuzey Afrika programı direktörü Sanam Vakil, esir anlaşması için "Bu bir yara bandı" dedi.
"İsrail'i geride tutacak, gerilimi düşürecek ve nükleer döngüyü uzakta tutacak - hepsi bu."
"Nükleer anlaşmayı geri getirmeyecek [ve] İran için yaptırımların hafifletilmesini sağlamayacak" dedi.