ABD, Türkiye ile F-35 müzakerelerine yeniden başlamakta samimi mi?
Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini resmen onaylamasının ardından ABD ve Kanada sözlerinde durdu ve uzun zamandır beklenen vaatlerini yerine getirdi.
Washington, Ankara'ya F-16 savaş uçağı satışı konusunda Kongre'yi bilgilendirmekte gecikmezken, Ottawa da Türkiye'nin savunma sanayiine yönelik silah ambargosuna son verdiğini açıkladı.
Bu açıklamalar Ankara'da sevinçle karşılanırken, Türk yetkilileri ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland'ın Salı günü yaptığı açıklamalardan daha fazla heyecanlandırmadı.
Nuland, Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerinin Türkiye'deki varlığına ilişkin kaygıların giderilmesi halinde ABD'nin Türkiye'yi beşinci nesil savaş uçağı F-35 programına yeniden dahil etmekten memnuniyet duyacağını söyledi.
"Patriot satışı için müzakere sürecindeydik ve bu müzakereler devam ederken Türkiye başka bir yöne gitti. Bu nedenle bugün bazı görüşmeler yaptık" dedi.
"Açıkçası bu S-400 meselesini çözebilirsek ki çözmek istiyoruz."
Nuland'ın açıklamalarının ardından ilk akla gelen, Ankara'nın S-400'leri tamamen kaldırmasını sağlayacak yeni bir girişimden mi söz ettiği yoksa ABD'nin Trump yönetiminden bu yana benimsediği eski söylemleri mi tekrarladığı oldu.
Türk yetkililer ne düşünüyor?
Ankara'daki yetkililer Nuland'ın ikincisini yaptığını söyledi, ancak Türkiye'nin Biden yönetimiyle büyük adımlar attığı için yorumlarında daha fazlası olabileceğini iddia ettiler.
Türkiye, F-35 programının ana katılımcılarından biriydi ve ortak program ofisinde en az 20 subayı vardı, F-35 üretim hattının bir parçasıydı ve 100 uçak almayı planlıyordu.
Ancak 2019'da Washington, Rus S-400'lerin radarı aracılığıyla F-35’ler üzerinde istihbarat toplama platformu olarak çalışacağını ve bu nedenle bir arada var olamayacaklarını savunarak Türkiye'yi F-35 programından çıkardı.
Sonuç olarak Ankara 9 milyar dolarlık olası gelirini kaybetti ve halihazırda teslim edilmiş olan iki savaş uçağı şu anda ABD hükümeti tarafından ülkedeki bir depoda tutuluyor.
S-400 krizi nasıl aşılabilir?
Peki Washington ve Ankara S-400 krizini nasıl çözebilir?
Krizi sona erdirmek için daha önce ABD eski Başkanı Donald Trump'ın da aralarında bulunduğu çeşitli öneriler ortaya atılmıştı.
Trump yönetimi 2019'da Ankara'nın Rus sistemlerini aktive etmemesi, ABD'li yetkililerin sistemin durumunu kontrol etmek için düzenli denetimlerine izin vermesi ve Rusya'dan başka silah alımı yapılmaması gibi bir çözüm önerisi sundu.
Türkiye o dönemde ABD denetimlerini ulusal egemenliğinin ihlali olarak gördüğü için bu öneriyi reddetmişti.
Trump bir noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın F-35'ler ve S400'lere birlikte ev sahipliği yapmak için ortak bir çalışma grubu kurulması önerisini de kabul etti, ancak Pentagon bu öneriyi reddetti.
Sonunda Trump, Rusya'dan silah alımını cezalandıran bir ABD yasası nedeniyle 2020'de Ankara'ya yaptırım uyguladı.
Ancak 2021'de Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, söz konusu yaptırımların kaldırılmasından önce Türkiye'nin S-400 sistemlerine "sahip olmayı durdurmasını" gerektirince işler karıştı.
Geçen yıl Biden yönetimi orta bir yol buldu: Türkiye'nin S-400'lerini savunması için Ukrayna'ya göndermek.
Ankara, Türkiye'yi Rusya'nın hedef tahtasına koyacağı ve transfer karşılığında nasıl bir tazminat ödeneceği belli olmadığı için bu teklifi hızla reddetti.
O zamandan beri Türk savunma sanayiinde en popüler seçenek başka bir şey oldu: Azerbaycan'a göndermek.
İlk bakışta bu iyi bir öneri gibi görünüyor. Bakü zaten Rus silahları kullanıyor ve bazı iniş çıkışlara rağmen Moskova ile istikrarlı bir ilişkisi var.
Ayrıca Türkiye'nin platform için harcadığı en az 2,5 milyar doları da geri ödeyebilir.
Ancak Ankara, Rusya lideri Vladimir Putin ile samimi ilişkilerini sürdürmek istiyorsa böyle bir takasın Moskova tarafından siyasi olarak onaylanması gerekecek.
Erdoğan bu riski alır mı?
Özellikle de Ankara'nın kendi beşinci nesil savaş uçağı programı KAAN’ı geliştirmeye hevesli olduğu düşünüldüğünde pek olası değil.