ABD ve Çin arasındaki gerilim ve olası ihtimaller

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret etme niyetinin Tayvan Boğazı'nda daha büyük bir tırmanışa neden olması ise muhtemel.

1. resim
01.08.2022

1995'te Tayvan'ın o zamanki Başkanı Lee Teng-Hui'nin, ABD'nin Cornell Üniversitesi'ni ziyaret etmek için ABD vize alması Çin ve Tayvan arasında bir kriz çıkarmıştı.

Bu olaydan sadece üç yıl önce, yani 1992'de, Amerika Birleşik Devletleri Tayvan'a 150 adet F-16 savaş uçağı satışını onayladığında Çin bunu, Amerika Birleşik Devletleri ile imzaladığı 1982 tarihli silah anlaşmasının ihlali olarak niteleyerek büyük bir diplomatik tepki vermişti.

Bu satış kararının ardından Lee'ye de vize verilmesi, bazı Çinli güvenlik uzmanlarını Washington'un Tayvan yanlısı politikasının bir devamı olduğuna inanmaya teşvik etti. O sırada Çin, ABD'yi diplomatik ve askeri olarak zorlamaya çalıştı ve Tayvan Boğazı'nda askeri gücünü gösterdi.

Bu krizden yirmi yedi yıl sonra, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret etme niyetinin Tayvan Boğazı'nda daha büyük bir tırmanışa neden olması ise muhtemel.

Pelosi bu ziyareti, Çin saldırganlığı ile karakterize edilen bir ortamda Tayvan'a destek göstermek açısından kritik olarak lanse etti. Buna karşılık Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian, ziyaretin ABD'nin “Tek Çin İlkesi”ne bağlılığını ihlal edeceğine ve Çin'in “egemenlik ve toprak bütünlüğüne” zarar vereceğine inanıyor.

Tüm dünya ve Hint-Pasifik güvenlik topluluğu, Çin'in bu sefer nasıl tepki vereceğini merak ediyor. Çünkü Çin, 1990'lardan beri çok daha güçlü hale geldi; ordusunu hızla modernize ediyor, dünyanın en büyük donanmasına sahip ve güçlü roket ve füze kuvvetlerine sahip.

Çin ayrıca, bir kriz durumunda ABD'nin Tayvan'ın savunmaya geçmesini önlemek için “Erişimi Engelleme/Alan Reddi” stratejisini (A2/AD) geliştiriyor. Pek çok gözlemci Çin'in hoşnutsuzluğunu askeri bir yanıtla göstermesini beklerken, Pekin bir yandan da Tayvan'ın demokratik olarak seçilmiş bağımsızlık yanlısı hükümetine, Çin'in ada üzerindeki iddiasını kabul etmesi için baskı yapıyor.

Çin'in Tayvan'ı askeri olarak zorlamaya çalışması ve yeni modernize edilmiş silahlı kuvvetlerinin gücünü gösterme fırsatını kullanması oldukça olası. Çin'in en ciddi tepkisi, füzelerin test edileceği ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri'nin Tayvan Hava Savunma Bölgesini ihlal ettiği askeri tatbikat şeklinde olabilir.

Ancak bu faaliyetler Tayvan boğazında zaten yaygın ve genel statükoyu etkilemeyecektir. Bu nedenle Çin eylemlerini doğru hesaplarsa, boğazdaki gerilimi aşırı tırmandırmayacak ve ABD ile doğrudan bir çatışmaya yol açmayacaktır.

Çinli askeri planlamacılar, ABD ordusunun özellikle Doğu Asya'da, hala dünyanın en güçlü gücü olduğunun ve ülkelerinin A2/AD sistemlerinin 2030'a kadar olgunlaşmayacağını biliyor. Doğu Asya'daki bugünkü askeri dengenin Çin'in lehine olmadığı ve Tayvan'ın kendini savunmak için iyi donanımlı olduğu düşünüldüğünde Çin, Tayvan genelinde başarılı bir amfibi harekatı gerçekleştirme kabiliyetinden yoksun olduğunu biliyor.

Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı da Pekin'in ikilemini karmaşıklaştırdı. Amerika Birleşik Devletleri, güvenilirliğinin daha fazla erozyona uğramasını kabul etmeyecektir. ABD kuvvetleri, muhtemelen Amerika'nın Kuzeydoğu Asya bölgesel müttefikleriyle uyum içinde, 1995 Tayvan Boğazı krizi sırasında olduğu gibi müttefiklerini savunmaya hazır olacak.

Sonuç olarak, Pekin için en iyi strateji zamanını beklemektir. Aksi takdirde olgunlaşmamış bir girişim, Çin için ölümcül olabilir.

Çin'e Pelosi'nin ziyaretine aşırı tepki vermemesi konusunda baskı yapmak için; Hindistan, Avustralya ve Japonya'dan diplomatik destek almak ABD için mantıklı olacaktır. Bu, ABD'nin Tayvan üzerindeki stratejik belirsizliğini korumasına yardımcı olacak ve ada ulusunu tamamen bağımsızlık ilan etmekten de caydıracaktır.

Şu anda tırmanan eylemlerin feci bir krizle sonuçlanmasına izin vermemek, hem Çin, hem ABD hem de Tayvan'ın çıkarınadır.

National Interest'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.