ABD, yeni füzesi PrSM ile ilk kez hareketli gemi hedefini vurdu

Valiant Shield 24 Sink Tatbikatı (SINKEX) sırasında gerçekleştirilen tatbikatta "elektromanyetik spektrum sensörleri ve radyo ağ ekipmanları" ile donatılmış yüksek irtifa balonları ve ultra uzun havada kalabilen bir insansız hava aracı da öldürme zincirinin bir parçası olarak yer aldı.

Bu senaryo, Ordu'nun yıllardır üzerinde çalıştığı ve özellikle Pasifik bölgesiyle ilgili olduğu düşünülen dağıtılmış sensör/lançer ağının bir göstergesidir.

İki PrSM füzesi SINKEX tatbikatı sırasında, 16 Haziran'da Mikronezya'daki Palau'da, ABD Ordusunun Otonom Çok Alanlı Lançerinden (AML) ateşlendi.

Orduya göre bu, PrSM ve AML'nin Amerika Birleşik Devletleri dışında ilk kez kullanılışıydı.

PrSM, ABD Ordusunun eline son derece önemli yeni bir silah olacak ve servis bu yıl içinde sistemle ilk operasyonel kabiliyete ulaşmayı umuyor.

Ordu ilk operasyonel PrSM'lerini geçen yılın sonlarında teslim aldı.

Şu anda M270 Çoklu Fırlatma Roket Sistemi (ÇNRA) ve M142 HIMARS araçlarından karadan fırlatılmak üzere tasarlanan PrSM, Ordu'nun mevcut Ordu Taktik Füze Sistemi (ATACMS) kısa menzilli balistik füzelerinin yerini alacak.

ATACMS'den daha küçük olan PrSM, fırlatma podu başına iki füze ile toplam füze yükünün iki katına çıkarılmasına olanak tanıyor.

Füzenin menzili en az 500 km olmakla birlikte gelecekte bu menzil 650 km’nin üzerine çıkarılabilecektir.

Increment 1 olarak da bilinen PrSMs füzesinin temel versiyonu sadece GPS destekli ataletsel navigasyon sistemi (INS) güdüm paketi kullanarak statik hedefleri vurabilmektedir.

Bu hedefler arasında hava savunma sistemleri, balistik füze lançerleri, komuta ve kontrol merkezleri, birlik toplanma alanları ve sabit koordinatlara sahip diğer hedefler yer alabilir.

Bununla birlikte, Ordu halihazırda - Kara Konuşlu Gemisavar Füze (LBASM) olarak da bilinen - öncelikle hareket halindeki gemilere karşı kullanılmak üzere ek bir arayıcı sisteme sahip bir Increment 2 versiyonu üzerinde çalışmaktadır.

Ordu, PrSM Increment 2'yi 2026 gibi kısa bir süre içinde sahaya sürmeyi umuyor.

ABD Ordusu, Valiant Shield 24 SINKEX'te füzenin hangi versiyonunun kullanıldığını belirtmedi.

Ordunun bu yılın Ocak ayında PrSM Increment 2 için arayıcı başlığın ilk uçuş testlerinin 2023'te tamamlandığını açıkladığı göz önüne almak gerekiyor.

Hareket halindeki savaş gemilerini vurma kabiliyetine sahip olan Increment 2 PrSM, özellikle de Pasifik'te ABD ile Çin arasında gelecekte yaşanması muhtemel bir çatışma bağlamında önemli bir tartışma konusu olan gemisavar balistik füzeler (ASBM'ler) ile birlikte, ABD ordusunun cephaneliğindeki tartışmasız önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Bu yıl ASBM'ler, Husilerin Kızıldeniz ve çevresindeki gemilere karşı yürüttüğü harekâtın bir parçası olarak ilk kez savaşta da kullanıldı.

Genel olarak ASBM'ler, bu tür saldırılara karşı genellikle daha az iyi savunulan gemilere karşı kritik bir silah olarak kendilerini kabul ettirmektedir.

Aynı zamanda, SINKEX'in şu ana kadar herhangi bir görüntüsü yayınlanmadı, bu nedenle hedef geminin nasıl hareket ettiği hemen anlaşılamıyor, ancak yedekte olması muhtemel.

SINKEX'in hareket halindeki bir gemiyi hedef alması ABD Donanması için nadir görülen bir durumdur, ancak Çin kısa süre önce kendi batırma tatbikatlarından birinde bir Tip 074 amfibi çıkarma gemisinin bir torpido tarafından imha edildiğine dair görüntüleri yayınladı.

PrSM Increment 2'nin yanı sıra Ordu, düşman savaş gemilerini daha uzun menzillerde vurmasını sağlayacak diğer yeni silahları da araştırmakla meşgul.

Bunların başında çok amaçlı SM-6 ve Tomahawk seyir füzelerini ateşleyebilecek kara konuşlu fırlatıcılar gelmektedir ki bunların her ikisi de uzun menzilli gemisavar işlevi görebilmektedir.

Buna ek olarak, Ordu PrSM'nin görev kapsamını ve menzilini daha da genişletme olasılığını araştırmaktadır.

Planlanan PrSM Increment 4 füzesinin hava soluyan bir tahrik sistemi içermesi ve azami 1.000 km menzile sahip olması beklenmektedir.

Bu arada, PrSM Increment 3'ün kamikaze İHA’lar olarak da bilinen başıboş mühimmat sürülerini de içerebilecek, belirtilmemiş "geliştirilmiş" faydalı yükler taşıması bekleniyor.

SINKEX'in bir başka ilginç yönü de HIMARS'tan türetilen ve insansız bir lançer aracı olan AML'nin kullanılmasıydı.

Belirli bir derecede otonom operasyon yeteneğine sahip olan AML, Pasifik bölgesi göz önünde bulundurularak geliştirilmiştir.

Operasyon konseptleri, uzaktan fırlatıcının sade uçak pistleri aracılığıyla adalara havadan taşınmasını gerektirmektedir.

Oraya vardığında, PrSM füzelerinin yanı sıra hassas güdümlü 227 mm topçu roketleri ve ATACMS'leri çok çeşitli hedeflere karşı fırlatabilir.

Bu türden insansız bir lançer birçok avantaj sunar.

Bir yandan, personel sayısını önemli ölçüde arttırmak zorunda kalmadan daha fazla sayıda lançer konuşlandırılabilir.

Otonom olarak çalışan AML'leri yeni bir yere taşımak ya da daha geniş bir alana dağıtmak daha hızlı ve kolaydır, bu da operasyonel esnekliklerini arttırırken karşı saldırılara karşı kırılganlıklarını da azaltır.

Bir diğer yandan, Pasifik'te bir deniz yüzeyi hedefine karşı PrSM'nin canlı atış testi kendi başına bir dönüm noktasıydı ve Çin'e karşı gelecekteki potansiyel bir üst düzey çatışma bağlamında deniz saldırı yeteneklerine artan vurguya işaret ediyordu.

Tatbikat aynı derecede önemli olarak, gerekli hedefleme verilerinin toplanması ve dağıtılması da dahil olmak üzere, önemli bir mesafe boyunca kesintisiz bir angajman sağlamak için uzun menzilli sensörler ve iletişim açısından Ordunun gelişmekte olan yeteneklerini de vurguladı.

Komuta ve kontrol de dahil olmak üzere dağıtılmış varlıklar Pasifik bölgesinde savaşın kritik bir yönü olarak görülüyor ve Valiant Shield SINKEX'in de ayrılmaz bir parçası.

Tatbikatın aynı zamanda ordunun Pasifik'te gelecekte Çin'e karşı yapılması beklenen türden bir harekattaki rolünü giderek daha fazla gerekçelendirmek zorunda kaldığı bir döneme denk gelmesi de önemlidir.

Bu açıdan bakıldığında Valiant Shield 24 SINKEX'in önemi küçümsenmemelidir.

Ordunun yeni kısa menzilli balistik füzesinin gemileri hedef alma kabiliyetini kanıtlamanın yanı sıra tatbikat, yeni ve geleneksel olmayan görevlere uyum sağlama kabiliyeti de dahil olmak üzere ABD Ordusunun Pasifik bölgesini önemini güçlü bir şekilde hatırlattı.