ABD Yunanistan'ı nasıl ileri garnizonu haline getirdi?

ABD; Yunanistan ve özellikle de Yunan kontrolünde olan ve uluslararası hukuka göre gayriaskeri statüde olması gereken adalarda yaptığı askeri yığınağı gün geçtikçe artırmaktadır.

1. resim
07.07.2022

Yunanistan, 1980'lerden bu yana devam eden, ama özellikle 2018 yılında ABD ile imzalanan ve ardından 2021 yılında çerçevesi genişletilen 'Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması" ile adeta ABD'nin bir garnizon devletine dönüşmeye başlamıştır.

ABD bu anlaşmalar doğrultusunda, son bilgilere göre 2018 yılı itibari ile NATO çatısı altında 3 adet olan askeri üs sayısını; Yunanistan'da 5, Girit'te 3 ve Güney Kıbrıs'ta 1 olmak üzere 9 üsse kadar çıkarmıştır.

Girit’teki Suda Üssü, Volos'ta Georgula Kışlası, Litohoru'daki atış üssü ve Dedeağaç'taki Yannuli Kışlası, ABD'nin en etkin yığınak yaptığı ve askeri varlığını genişlettiği alanlar olarak göze çarpmaktadır. Zira bunlardan Dedeağaç, hem kara, hem hava, hem de deniz üssü olarak faaliyet yürütmektedir.

Bunların haricinde Selanik, Kılkış, Araksos, Preveze ve Salamis kentlerinde bulunan NATO’nun Hava, Kara, Deniz üsleri de stratejik öneme sahip askeri bölgeleri olarak görülmelidir.

ABD neden Yunanistan'a yığınak yapıyor?

ABD'nin Yunanistan'daki askeri üslerinin ve giderek artan askeri yığınaklarının arka planında çok sayıda hususun ön plana çıktığı görülmektedir.

İlk olarak; özellikle ABD merkezli think tank kuruluşlarına göre bu yığınaklar, Rusya ile küresel rekabetinin bir gereği olarak hayata geçirilmektedir.

Fakat ABD'nin Akdeniz'de izlediği dış politikaya baktığımızda, özellikle 2016 yılında Türkiye'de yaşanan başarısız darbe girişiminden sonra bu alanda askeri olarak daha fazla etkin hale gelmeye çalıştığı görülmektedir. Bu bağlamda ABD bu tarihten sonra özellikle Adalar Denizi (Ege) ve Doğu Akdeniz’de varlığını artırmaya çalışmaktadır.

İkinci olarak, Yunanistan’ın Türkiye ile olan rekabetinde, Avrupalı müttefiklerinden tam olarak istediği desteği alamaması nedeni ile, artık ABD’ye yakınlaşma politikası ortay koyduğu görülmektedir.

Öncelikle bu konuda Fransa ile işbirliği yapan Yunanistan'ın, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı istediği etkinliği AB vasıtası ile oluşturamaması ve Türkiye'nin faaliyetlerini durduramaması, bir nevi ABD'ye teslim olması şeklinde sonuçlanmıştır.

Yunanistan'ın; Fransa, İsrail, Mısır, GKRY gibi birçok bölgesel ortakla giriştiği EastMed projesinin de Türkiye'nin kararlı bölge politikası ile iptal olması, Yunanistan'ı tamamen hayal kırıklığına uğratmış ve tezlerini hayata geçirebilmek için Türkiye'ye karşı ABD çatısı altına girmesine neden olmuştur. 2016'dan bu yana birçok başlıkta gerilimler yaşayan ABD-Türkiye ilişkileri de bu minvalde Yunanistan tarafından fırsat olarak görülmüştür.

Üçüncü olarak ise Türkiye’nin, Doğu Akdeniz bölgesinde ABD’nin de itirazlarına neden olan faaliyetlerde bulunması ve ABD'nin artık bu bölgeye yakın olma isteğidir.

Libya ile yapılan MEB antlaşması, Doğu Akdeniz'de bazı ABD merkezli doğal kaynak arama faaliyetleri yapan şirketlerin bu nedenle engellemesi ve yine Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yürüttüğü bağımsız sondaj faaliyetleri ABD'yi harekete geçirmiştir.

ABD bunların dışında Yunanistan ve GKRY bölgelerinde askeri konuşlanmaları ile;

Rusya, Türkiye ve Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya giden enerji hatlarını ve koridorlarını (LNG) kontrol edebilmek,

G7 Zirvesi ile ana hedeflerden birisi olarak gösterilen Çin’in Bir Kuşak Yol Projesi'nin, Avrupa’ya ve Afrika'ya olan ulaşım hatlarından birisini engelleyebilmek,

Rusya’nın Suriye'de elde ettiği deniz üsleri aracılığı ile Akdeniz'de elde edeceği etkinliği kırabilmek,

Türkiye'nin kontrolünde olan ama uluslararası anlaşmalar gereği Rusya’nın Karadeniz dışına çıkabileceği boğaz ve deniz yollarına yakın olebilmek;

Afrika'ya açılan kapı olan Libya başta olmak üzere, tam olarak etkinlik gösteremediği alanlarda etkin olabilmek

gibi bir çok konuda avantajı elde etmek istemektedir.

ABD bütün bu hedefleri doğrultusunda; zaten limanlarını, yollarını, köprülerini bile satmış yada borçlarına karşı bunların gelirlerini ipotek etmiş olan Yunanistan'ı bir nevi işgal etmiştir. Ve Yunanistan'ın Türkiye ile arasındaki jeopolitik düşmanlığını körükleyerek 'ağabey' ve 'hami' rolüne bürünmüştür.

ABD bu hedefleri ve stratejisi doğrultusunda bölgede etkin olacağı yeni bir kaleye sahip olmuş ve bağımsızlığını artık tam anlamı ile teslim eden bir ülkeyi ileri garnizonu haline getirmiştir.