ABD'nin "Arktik Hakimiyeti" planı ve İsveç ve Finlandiya'nın önemi

ABD Ordusu geçen yıl “Arktik Hakimiyeti Yeniden Kazanmak” başlığı altında tarihindeki ilk Arktik stratejisini yayınladı. Kuzey Finlandiya, NATO'nun bir "Kış Savaşı Mükemmeliyet Merkezi" kurması için mükemmel bir yer olacaktır.

1. resim
29.08.2022

İki ay önce, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü zirve toplantısında İsveç ve Finlandiya'yı ittifaka davet etmek için önemli bir adım attı. O zamandan beri, NATO'nun 30 üyesinden 23'ü kararı onaylayarak her iki ülkeyi de kabulün eşiğine getirdi.

Türkiye ise siyasi bir anlaşmazlık nedeniyle onayı henüz vermemiş olsa da, NATO'nun genişlemesini tamamen durdurmayacaktır. Türkiye, er ya da geç İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımını onaylayacak ve ittifakın kalbinde yer alan sağlam pozisyonunu koruyacaktır.

Zira bu durum, Ukrayna'daki savaşın ilk altı ayındaki en stratejik gelişmelerden birini oluşturuyor.

Diğer yandan, ABD'nin Ukrayna Savaşı öncesinde Avrupa'daki ortakları ile ilgili anlaşmazlıkları ve endişeleri göz önüne alındığında, Amerikalıların bu iki yeni müttefik ile ne elde ettiğini sorgulamak gerekiyor.

Basitçe söylemek gerekirse, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya kabul edilmeleri yeni savunma seçenekleri yaratıyor. Son iki yılda, Putin, batı komşusu olan Belarus'ta da kontrolü büyük ölçüde ele geçirdi.

Putin'in bu noktadan sonra daha büyük hedefi ise, Belarus'u NATO'nun üç Baltık üyesini izole etmek için bir sıçrama tahtası olarak kullanmaktır. Bu ülkeler; Litvanya, Letonya ve Estonya'dır. Belarus ve Rusya'nın Kaliningrad bölgesi arasında, Baltık Devletlerinin NATO'nun geri kalanına giden tek kara yolu olan 100 kilometre (60 mil) genişliğinde küçük bir koridor bulunuyor. Putin, Belarus'u kontrol altına alarak, bu ülkeyi adeta Baltık Devletleri'nin nefes borusuna yerleştiriyor.

Bu nedenle, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı bu baskıyı bir gecede hafifletecek. Baltık Denizi'ndeki yüzlerce kilometrelik yeni kıyı şeridi ile NATO, en doğudaki üyelerini desteklemek için çeşitli seçeneklere sahip olacak.

Örneğin NATO, Danimarka'nın uzaklardaki Bornholm adasından hareket etmek yerine, Baltık kıyı şeridine çok daha yakın olan İsveç adası Gotland'da garnizon kurabilir. Finlandiya'nın başkenti Helsinki, Estonya'nın Tallinn kentinden Finlandiya Körfezi boyunca sadece 80 kilometre (50 mil) uzaklıktadır. Yani Putin'in Baltık Devletleri'ni yok etmesinden endişe etmek yerine, izole edilecek olan yer artık Kaliningrad'dır.

Benzer şekilde, İsveç ve Finlandiya yalnızca sekiz Arktik gücünden ikisidir ve bunların yedisi genişleme tamamlandığında NATO üyesi olacaktır ve bu iki ülkenin kabülü ile siyasi olarak tecrit edilecek olan da Rusya olacaktır. Bu durum inanılmaz sonuçlara gebedir. Çünkü Kuzey Kutbu, özellikle buzların erimesi ile birlikte, enerji ve lojistik kroidoru olarak bölgeyi yeniden şekillendirirken, yoğun bir rekabet arenası haline geliyor.

Bu gerçeğin bilincinde olarak, ABD Ordusu geçen yıl “Arktik Hakimiyeti Yeniden Kazanmak” başlığı altında tarihindeki ilk Arktik stratejisini yayınladı. Birleşik Devletler şu anda bu bölgede egemen olmaktan çok uzak. Ancak İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı, ittifakı Kuzey Kutbu bölgesinde daha güçlü bir hale getirecek.

Böyle bir yeniden değerlendirmede, her iki ülkenin de soğuk havadaki yetenekleri ön plana çıkacaktır. Daha şimdiden, Finlandiya'nın 1939-1940 yıllarında Sovyet-Finlandiya savaşında Sovyetler Birliği'ne karşı kahramanca direnişi konuşulmaya başlandı. Kuzey Finlandiya, NATO'nun bir "Kış Savaşı Mükemmeliyet Merkezi" kurması için mükemmel bir yer olacaktır.

Böyle bir girişim, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana güçlü bir ulusal savunmayı sürdürdüğü için Finlandiya'yı da çok güçlü kılacaktır. Rusya ile 1.340 kilometrelik (800 mil) devasa bir sınırı paylaşan Finlandiya, gayri safi yurtiçi hasılasının %2'sini sürekli olarak savunmaya harcıyor. Finlandiya bu süreçte, onlarca yıl öncesine dayanan bir ortaklıkla JASSM füzeleri, Stinger'lar ve GLRMS sistemleri gibi en iyi ABD savunma ürünlerini tedarik etti. En son Helsinki, F-18 Hornets filosunun yerine 64 F-35 savaş uçağı satın aldı. Finlandiya'nın Avrupa'daki en iyi birlik ve teçhizatlardan bazılarına sahip olduğunu söylemek abartı olmaz.

İsveç, savunma harcamaları için %2 eşiğini korumamış olsa da, yakın zamanda büyük savunma harcamalarında aldığı artış kararlarını duyurdu. İskandinav ülkelerinin en büyüğü olarak NATO'ya Alman Leopard muharebe tankı, ABD Patriot hava savunma sistemi ve birinci sınıf Archer 155 mm kundağı motorlu obüsü de dahil olmak üzere önemli yetenekler getiriyor. Şimdi Stockholm, NATO bağlamında askeri savunmayı yeniden artırmayı da taahhüt etmeye hazırlanıyor.

Elbette İsveç ve Finlandiya'dan Rusya'yı caydırmaktan daha fazlasını yapmaları istenecek. Aynı zamanda bu iki ülke, ittifakın Madrid Zirvesi'nde önemli bir başlık olarak ele aldığı Çin'e karşı tepkide de rol oynayacaklar. Hem Stockholm hem de Helsinki, yalnızca Rusya karşıtı bir misyon değil, proaktif bir ittifaka imza attıklarının farkındalar.

Putin, Ukrayna'da kademeli kazanımlar elde etti, ancak stratejik bir zafer elde edemedi. 1949'da kurulduğundan beri, ittifak üye sayısı olarak 12'den 30 üyeye ulaştı. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'da olması ile birlikte, hem onlar hem de ittifakın diğer üyeleri artık her zamankinden daha güvenli olacak.

Hudson Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.