Al Jazeera: İsrail-Lübnan savaşı artık kaçınılmaz mı?

Taraflar hazırlıklarını artırırken, uzmanlar farklı senaryolar üzerinde konuşuyor. Peki İsrail-Lübnan savaşı artık kaçınılmaz mı?

1. resim

Katar merkezli önemli yayın organlarından Al Jazeera'de, İsrail ve Lübnan arasında artan gerilimin ve atılan karşılıklı adımların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Her iki tarafında savaşa hazırlık konusunda üst düzey noktada olduğu belirtilen analizde, İsrail'in Lübnan'a yönelik ciddi bir askeri harekatının ise bölgesel ve muhtemelen uluslararası aktörleri de devreye sokacağı belirtildi.

Analizde ayrıca; bölge konusunda uzman olan askeri analist ve yazarların, sürecin geleceğine dair ortaya koyduğu öngülere yer verildi.

İşte Al Jazeera'de yayınlanan analiz:

Hizbullah, İsrail ile arasındaki düşük seviyeli çatışmaların, dtopyekün bir savaşa evrilmesi tehlikesi karşısında farklı senaryolara hazırlanılıyor.

Bu duruma sebep an en net geişme ise şüphesiz, İsrail'in askeri odağını Gazze'den Lübnan'a kaydırdığını söyleyen Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da aralarında bulunduğu yetkililerin açıklamaları oldu.

İsrail'in Lübnan'a yönelik ciddi bir askeri harekatı bölgesel ve muhtemelen uluslararası aktörleri de devreye sokacaktır.

İsrail'in bugüne kadarki saldırıları yaklaşık 100 bin kişiyi Güney Lübnan'daki evlerinden etti ve 349'u Hizbullah üyesi olmak üzere en az 435 kişi hayatını kaybetti.

Hizbullah ise, İsrail'in söylemlerine kendi söylemleriyle karşılık vererek ve sınır ötesi saldırılarını yoğunlaştırarak planına sadık kalıyor gibi görünüyor.

Ateşkes mi saldırı mı?

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah Ekim ayından bu yana yaptığı konuşmalarda örgütünün İsrail'e yönelik sınır ötesi saldırılarını ancak İsrail'in Gazze'de ateşkesi kabul etmesi halinde durduracağını tekrarladı.

İsrail askeri dikkatinin büyük kısmını Lübnan'a çevirse bile analistler Hizbullah'ın pozisyonunu koruyacağına inanıyor.

Hizbullah üzerine iki kitabın yazarı olan analist Amal Saad ise yaptığı değerlendirmede;

"Hizbullah'ın Gazze'de ateşkes olmadan müzakereleri kabul edeceğini sanmıyorum. Savaş devam edecek. Nasrallah, Hamas galip gelene kadar savaşmaya devam edeceklerini söyledi ve eğer Hamas zayıflar ve zayıflatılırsa Hizbullah eli kolu bağlı oturmayacaktır. Burada stratejik bir hedef var. Hizbullah Hamas'ı kendi başına bırakmayacaktır."

ifadelerini kullandı.

Ateşkes fikri, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun sertlik yanlısı koalisyon ortaklarının savaşın sona ermesinden önce "Hamas'ın tamamen yenilgiye uğratılmasını" talep etmeleri nedeniyle bir çıkmaza girmiş gibi görünüyor.

Ancak bazı İsrailli yetkililer, Hamas'ın bir fikir olduğunu ve fikirlerin yok edilemeyeceğinin altını çizerek Hamas'ın tamamen yenilgiye uğratılması fikrine şüpheyle yaklaştıklarını ifade ettiler.

Askeri sözcü Daniel Hagari 19 Haziran'da, Ulusal Güvenlik Konseyi başkanı Tzachi Hanegbi ise bir haftadan kısa bir süre sonra Salı günü bu yöndeki şüphelerini dile getirdi.

İster bu fikrin zımnen kabulü ister başka nedenlerle olsun, İsrail şimdi daha düşük yoğunluklu bir aşamadan bahsediyor. Bu aşamada ordunun Gazze'de Hamas'ı hedef almaya devam edeceği, aynı zamanda da gruba siyasi bir alternatif arayacağı iddia ediliyor.

Gazze'de daha düşük yoğunluklu bir savaş teorik olarak Lübnan'a odaklanmayı mümkün kılacaktır, ancak bu da İsrail ordusunun iki cephede birden savaşma gibi zorlu bir olasılığı yerine getirmesini gerektirecektir.

Güç gösterisi

Nasrallah ise grubunun gücünü göstermeye ve sağlam durmaya devam ediyor.

Nasrallah 19 Haziran'da grubunun 100 binden fazla savaşçısı olduğunu ve birçok bölgesel silahlı grup liderinin İsrail'e karşı savaşa katılmaları için daha fazla savaşçı teklif ettiğini, ancak Hizbullah'ın halihazırda kadrolarla boğulmuş olduğu için bu teklifleri reddettiğini belirtti.

Konuşmasından bir gün önce Hizbullah İsrail'in Hayfa kenti üzerinde çekilmiş insansız hava aracı görüntülerini yayınlayarak kentin hedef alınabileceğine dair üstü kapalı bir tehditte bulundu.

Hizbullah'ın yakın zamanda yayınladığı bir başka videoda ise İsrail içinde ve Akdeniz'de bir dizi hedef olduğu görülüyor.

Lübnan Amerikan Üniversitesi'nde siyaset bilimci olan Imad Salamey

“Hizbullah İsrail'e savaşı genişletme seçeneklerini gösteriyor ve simüle ediyor. Ancak İsrail sonuçlarının ciddi maliyetli olduğunu anlayacak.”

değerlendirmesinde bulundu.

Nasrallah ayrıca Avrupa Birliği üyesi olan ancak NATO üyesi olmayan bir ada ülkesi olan Güney Kıbrıs'ı da savaşta İsrail'i desteklemesi ihtimaline karşı tehdit etti.

Güney Kıbrıs ise herhangi bir çatışmada İsrail ile askeri işbirliği yapmayacağını söyledi.

Eski bir özel kuvvetler subayı olan ve Global Guardian'da görev yapan Seth Krummrich Al Jazeera'ye;

"8 Ekim'den bu yana Güney Kıbrıs, İsrailli yedek askerlerin uçtuğu ve ardından İsrail'e gittiği kilit bir yer oldu"

değerlendirmesinde bulundu.

İsrail geçmişte Güney Kıbrıs topraklarını eğitim tatbikatları için de kullanmıştı.

Acil durum planları

Her iki taraf da gerilimi tırmandırıp kartlarını masaya sürerken, Hizbullah'ın birkaç acil durum planı olacaktır.

Saint Joseph Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Karim Emile Bitar bu konuda yaptığı değerlendirmede;

"Hizbullah'ın büyük olasılıkla Güney Lübnan'da sınırlı ve uzun süreli bir savaşa karşı bir stratejisi var ve muhtemelen daha geniş çaplı bir savaşa karşı da bir strateji hazırladılar.”

değerlendirmesinde bulundu.

Geniş çaplı bir savaş, İsrail'in 2006'da yaptığı gibi Beyrut Havaalanı gibi altyapılar da dahil olmak üzere Lübnan genelinde saldırıları yoğunlaştırabilir.

Bazı analistler Güney Lübnan'a sınırlı bir kara harekatının mümkün olduğunu, ancak bunun her iki tarafta da ağır kayıplara yol açacağını düşünüyor.

ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein kısa süre önce Tel Aviv ve Beyrut'taydı ve iddialara göre Hizbullah'ın mesajlarını Lübnan Meclis Başkanı ve Hizbullah müttefiki Nebih Berri aracılığıyla iletti.

İsrail medyasından Axios'a konuşan ve ismi açıklanmayan Batılı diplomatlara göre Hochstein Hizbullah'a ABD'nin İsrail'in daha büyük bir savaş başlatmasını engelleyebileceğini düşünmenin yanlış olacağını söyledi.

Bitar, aynı zamanda Hizbullah ve İsrail'in Fransız diplomatlar aracılığıyla mesajlar ilettiğini ve "yüz kurtarıcı bir çıkış ya da strateji" arayışında olduklarını söyledi.

Bitar, bu görüşmelerin "İsrail'e Hizbullah'ın müttefiklerinin sınırdan 6-10 km mesafede bir alanda bulunmayacağına ve Hizbullah'ın özel Rıdvan güçlerini İsrail'e saldırmak için kullanma niyetinde olmadıklarına dair güvence" ile sonuçlanması halinde Hochstein'ın çabalarının meyvelerini verebileceğini belirtti.

Şüphesiz diplomasi ve askeri hamleler birbiriyle bağlantılı.

Yine de her iki tarafın da düşmanına karşı bir zafer ilan etme fırsatı vermek istememesi nedeniyle yanlış bir hesaplamanın gerilimi tırmandırabileceği korkusu sık sık tekrarlanıyor ve her iki tarafın da savaş hazır olduğu görülüyor.

Kaynaklar

Tartışma