gdh'de ara...

Al Monitor: Netanyahu'nun dönüşü İsrail-Türkiye ilişkileri için ne anlama geliyor?

Türkiye ve İsrail arasında yakın zamanda yeniden rayına oturan bağlara yönelik riskler artacak mı? Yakın zamanda yeniden rayına oturan kırılgan bağlar nasıl etkilenecek?

1. resim

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in yeni gelen hükümetine açık bir zeytin dalı uzatarak, Netanyahu'ya seçim zaferinden dolayı bir tebrik mesajı gönderdi.

Türkiye Cumhuriyeti tarafından Netanyahu'ya gönderilen mesajda, "Sizi zaferinizden dolayı kutluyor, yeni hükümetin ülkeler arasındaki işbirliğini bölgemize barış ve istikrarı getirecek şekilde her alanda devam ettireceğine inanıyorum" ifadelerine yer verildi.

Hareket, hem Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Filistinlilerin haklarına ve Kudüs'ün statüsüne saygı gösterilmesi koşuluyla Türkiye'nin yeni İsrail hükümetiyle ilişkileri sürdürmeye hazır olduğu sinyalini vermesinden sonra geldi.

Ancak yine de uzmanlar, İsrail seçimlerinin ardından ikili ilişkilerin geleceği konusunda ihtiyatlı davranıyor.

TBMM'de konuşan Çavuşoğlu, Türkiye ile İsrail'in büyükelçi atamaları ve üst düzey ziyaretler gerçekleştirerek diplomatik bağlarını tam olarak yeniden kurduklarına dikkat çekti.Çavuşoğlu; "Filistinli kardeşlerimizin hakları ve Kudüs'ün statüsü bu ilişkide önemli unsurlardır. Yeni hükümetle normalleşme sürecini bu unsurlara dayalı olarak ilerletmeye hazırız." ifadelerini kullandı. Erdoğan seçimden önce yaptığı bir açıklamada, seçim sonucu ne olursa olsun Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini “hassasiyetlere ve ortak çıkarlara karşılıklı saygı” temelinde sürdürmek istediğini belirtmişti.

Türkiye'nin Tel Aviv ve Washington eski büyükelçisi Namık Tan, Erdoğan'ın sözlerini "açıkça Netanyahu'ya uzatılmış bir zeytin dalı" olarak nitelendirdi.

Namık Tan; "Türkiye ve İsrail, ilişkilerini normalleştirmek için çok çaba sarf etti ve imzalanan çeşitli anlaşmalar ve her iki tarafta da atanan büyükelçiler ile normalleşme artık kurumsallaştı. Her ikisi de siyaseten anlayışlı pragmatist olan iki liderin, normalleşme konusunda herhangi bir geri adım atmaktan dikkatle kaçınacaklarına eminim.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, seçim zaferinin ardından Netanyahu'yu arayan ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un aksine bugüne kadar Netanyahu'yu aramadı. Diplomatik kaynaklar, iki lider arasındaki herhangi bir görüşmenin yeni hükümet kurulduktan sonra yapılma olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor.

Ankara'daki bir diplomatik kaynak Al-Monitor'e verdiği bilgide; “Yeni hükümette kimlerin yer alacağı ve hangi görevlerde bulunacağını görmek önemli” olduğunu belirtti.

Akademisyenler ve politikacılar ise, yeni İsrail hükümetinin yaklaşık on yıllık gerilimin ardından ancak yakın zamanda yeniden rayına oturan kırılgan bağlara yönelik riskleri artıracağını savunuyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, "Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin gelişmesinden memnunuz ve İsrail'deki seçim sonuçlarının Türkiye'ye bir darbe indirmemesini umuyoruz. Ancak Netanyahu'nun yeniden iktidara gelmesi ilişkilerde karışıklık yaratacak gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bir zamanlar tarihi ortak olan Türkiye ve İsrail ilişkileri uzun bir gerilim döneminin ardından, geçen yıl Erdoğan'ın önce İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve ardından dönemin Başbakanı Naftali Bennet ile telefonda görüşmesiyle normalleşmeye doğru adım adım ilerledi.

Ankara'nın temkinli politikası, bölgedeki Arap devletleri karşısında da izlediği benzer bir süreçle örtüştü. Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerini içeren birincil İsrail koşulu, istihbarat işbirliğini hızlandırarak ele alındı. Son olarak, geçen Eylül ayında Erdoğan ve Başbakan Yair Lapid, BM Genel Kurulu toplantısının oturum aralarında New York'ta bir araya geldi. Kısa bir süre sonra, iki ülke kariyer diplomatları olan Irit Lillian ve Şakir Torunlar'ı birbirlerinin başkentlerine büyükelçi olarak atadı.

Normalleşme konusunda çalışan hem Türk hem de İsrailli yetkililer, iki başkentin gerilimi “sessiz ve yapıcı” bir şekilde yönetmesini sağlayacak bağları yeniden inşa etmeyi hedeflediklerini söylüyorlar. Lillian, tarafların elçilerini geri çağırmasıyla sona erecek krizlere dönüşmeden önce gerilimi yatıştıracak üst düzey bir komite kurmak için çalıştıklarını da açıkladı.

İstanbul'daki Altınbaş Üniversitesi rektörü Çağrı Erhan, Al-Monitor'a “Son yirmi yılda İsrail, büyükelçilerin koltuklarında fazla rahat etmelerine engel olan bir makam haline geldi” ifadelerini kullandı.

2010 yılında İsrail'e büyükelçi olarak atanan Kerim Uras, Gazze filosu krizi nedeniyle göreve başlayamamıştı. Tarafların 2016'da uzlaşma girişiminde bulunduğu sırada İsrail'e büyükelçi olarak atanan Kemal Ökem, İsrail güçlerinin Mayıs 2018'de Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği'nin açılışı sırasında Gazze sınırındaki protestolar sırasında 60 Filistinliyi öldürmesinin ardından Türkiye'ye geri döndü.

O dönemdeki kriz, Erdoğan ve Netanyahu'nun Twitter'daki sözlü savaşlarıyla daha da alevlendi. Netanyahu'nun Erdoğan'ı Hamas'ın en büyük destekçisi olmakla suçlamasının ardından Erdoğan tweet attı ve "İnsanlık dersi ister misin?" karşılığını verdi.

Bir yıl sonra Erdoğan, bir kampanya mitinginde Netanyahu'yu "İsrail'in başındaki hırsız" olarak adlandırdığında, Netanyahu, Erdoğan'ı "binlerce gazeteciyi hapse atan bir diktatör" ve "şaka" olarak tasvir ederek karşılık verdi.

Al-Monitor'a konuşan Erhan, “Netanyahu'nun yeniden iktidara gelmesi normalleşme için ciddi bir risk oluşturuyor” diyerek riskten çok liderler arasındaki “kötü kimyaya” ve Netanyahu'un Filistinlilere yönelik politikalarına ve anti-devrimin mimarı rolüne atıfta bulundu.

Diğer uzmanlar ise, özellikle Netanyahu'nun seçim kampanyasında hiçbir zaman Türkiye başlığına başvurmadığı ve normalleşme için Lapid hükümetine saldırmadığı göz önüne alındığında ılımlı bir süreç işletebileceğini belirtiyor.

Necmettin Erbakan Üniversitesi öğretim görevlisi Gökhan Cinkara, "Türkiye ve İsrail ilişkileri, Netanyahu döneminde hem en iyiyi hem de en kötüyü yaşadı" ifadelerini kullandı.

Cinkara; "İsrail güvenlik güçlerinin Gazze ablukasını kırmaya çalışan bir grup Türk aktivistlere ateş açmasını Netanyahu "işlerini yaptılar" diyerek karşılamıştı ancak bundan üç yıl sonra Türkiye'den alenen özür dileyerek birçok kişiyi şaşırttı." ifadelerini kullandı.

Kaynaklar

Tartışma