gdh'de ara...

American Enterprise Institute: Türkiye'de Erdoğan kaybetse bile dış politika tezleri sahiplenilecek

Türkiye'de Erdoğan gitse bile, Türkler Doğu Akdeniz tezlerini kucaklamaya devam edecek. Kılıçdaroğlu kazanırsa, bu sonuç Türkler Kılıçdaroğlu'na oy verdiği için değil, Erdoğan'a karşı oy verdiği için olacak.

1. resim

Türkiye düşmanlığı ile bilinen Michael Rubin, American Enterprise Institute'de yine Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan bir analiz kaleme aldı.

Türkiye'nin haklı tezlerini savunduğu Doğu Akdeniz politikalarını eleştiren Rubin, bu politikaların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından artık doktrin haline getirildiğini ve Erdoğan sonrası dönemde de Türk halkı tarafından sahiplenileceğini yazdı.

Türkiye'yi hadsiz bir yaklaşım ile KKTC'de 'işgalci' olarak tanımlayan Rubin, Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kazanması durumunda Türkiye'nin politikalarını yumuşatacağını fakat Kılıçdaroğlu'nun seçilmesinde asıl belirleyici olacak etkenin Kılıçdaroğlu değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan karşıtlık olacağını belirtti.

İşte American Enterprise Institute'de yayımlanan analizin tamamı:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın durumu, bölgede Erdoğan sonrası dönemin ne anlama gelebileceği konusunda hem Türkiye içinde hem de dışında görüşmeleri yeniden canlandırdı.

Erdoğan'ın fiili olmasa da siyasi ölümü, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kışkırttığı krizlerin sonu anlamına mı gelecek?

Erdoğan'ın başlıca rakibi Kemal Kılıçdaroğlu, kazanması halinde Türkiye'yi “yeniden medeni dünyanın bir parçası” yapacağını söylüyor. Kılıçdaroğlu bunu yapmak için ABD, Avrupa Birliği ve NATO ile ilişkileri düzeltme sözü verdi.

Böyle bir dönüş mümkün olacak mı? Elbette. Ama ilişkileri düzeltmek, on yıllar değilse de yıllar alacaktır.

Yaklaşık 50 yıldır "işgal altında" olan Kıbrıs'ı ele alalım. Türkiye, bırakın ada halkının üçte birini, Kıbrıs topraklarının bir santimetresini "işgal etmeye" devam ettiği sürece Doğu Akdeniz'de gerçek barış olamaz.

Erdoğan adada barışı iki şekilde zorlaştırdı.

Birincisi, Türk yerleşimcilerin Kuzey Kıbrıs'a geçişini hızlandırdı.

İkincisi, teknotratlar Erdoğan'ın kötü mali yönetiminin Türk ekonomisini mahvettiğini biliyor. Erdoğan'ın kötü yönetiminin yol açtığı hasarı onarmak onlarca yıl alacak. Erdoğan'ın halefleri, Kıbrıs'a Saddam Hüseyin'in bir zamanlar Kuveyt'i gördüğü gibi bakacak: Enerji rezervleri

Sonra Türkiye'nin Ege'deki saldırganlığı var. Kılıçdaroğlu, Yunan adalarına uçuşları durdurabilir, ancak Erdoğan'ın Türkiye'nin popülist söylemine soktuğu kurguların kökünü kazımak zor olacak. Ne de olsa 30 milyondan fazla Türk, Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin eğitim sisteminden geçti.

Erdoğan'ın Ege adalarının askerden arındırılması ve Lozan Antlaşması ile ilgili iddiaları bariz bir şekilde yanlış olabilir, ancak Türkler bu tezi kucaklamaya devam edecek.

Kılıçdaroğlu ile tarih de bitmeyecek. 74 yaşındaki Kılıçdaroğlu, sadece yer tutucu. Destekçileri bile onun yaşlı, sıkıcı ve karizmatik olmadığını kabul ediyor.

Burada 2020 ABD seçimlerindeki dinamikleriyle bir paralellik var: Kılıçdaroğlu kazanırsa, bu Türklerin Kılıçdaroğlu'na oy verdiği için değil, Erdoğan'a karşı oy verdiği için olacak.

Ancak tehlike Kılıçdaroğlu'ndan sonra gelenlerdir. Erdoğan döneminde yeni nesil Türk siyasetçiler yetişti ve popülizmin gücünü anlıyorlar.

Türkiye ebedi düşman olmamalı. Doğu Akdeniz'e gerçek barış ve refah ancak Türkiye'nin kendisiyle ve komşularıyla barışık olmasıyla gelecektir. Ancak ne yazık ki, o gün hala çok uzak. Erdoğan yakında gitmiş olabilir ama Türkiye'de Erdoğancılık burada kalacak gibi görünüyor.

Tartışma