The Middle East Forum: Türkiye'deki seçimler, ABD, NATO ve Avrupa için büyük riskler taşıyor
Kılıçdaroğlu'nun kazanması ABD dış politikası çıkarları üzerinde olumlu sonuçlar doğurabilir. Seçimin sonuçları, ABD, NATO, Ortadoğu ve Avrupa için büyük riskler taşıyor.
ABD merkezli The Middle East Forum'da Türkiye'de gerçekleşecek seçimlerin geniş etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayımlandı.
Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan seçimlerin ABD, NATO ve Avrupa için büyük riskler taşıdığı tespitine yer verilen analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'nin çıkarlarını baltalayan stratejiler ortaya koyduğu ve bu nedenle Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kazanmasının ABD dış politikası üzerinde de geniş kapsamlı olumlu sonuçlar doğuracağı belirtildi.
İşte The Middle East Forum'da yayımlanan analizin tamamı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde canlı bir televizyon röportajı sırasında aniden rahatsızlandıktan sonra seçim kampanyası etkinliklerine ara vermek zorunda kaldı.
Erdoğan'ın ani hastalığı onu, Türkiye'nin güneyindeki bir nükleer enerji santralinin açılış törenine canlı katılımını iptal etmek zorunda bıraktı.
"Türk Gandhi" lakaplı eski bir devlet memuru, 14 Mayıs'ta Ortadoğu ve Avrupa'yı birbirine bağlayan stratejik açıdan önemli bir ülkede, 20 yıldır iktidar olan Erdoğan'a karşı bir seçim zaferi kazanabilir. Böyle bir sonuç, ABD dış politikası çıkarları üzerinde de geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir.
Seçim anketleri, Erdoğan ile rakibi Kemal Kılıçdaroğlu arasında çok yakın bir yarış olduğunu gösteriyor. Altı partiden oluşan bir muhalefet grubuna başkanlık eden 74 yaşındaki Kılıçdaroğlu, son anketlerde Erdoğan'ın biraz önündeydi. Ancak geçen hafta yapılan iki anket Erdoğan'ın önde olduğunu gösterdi.
American Enterprise Institute Ortadoğu uzmanı ve Erdoğan hakkında kapsamlı yazılar yazan Michael Rubin, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı görevden indirmesi durumunda, ABD'nin ve Amerikan müttefiklerinin güvenlik çıkarları için "kesinlikle iyi bir şey olacağını" belirtiyor.
Rubin,
"Erdoğan ne kadar çabuk giderse, Türkiye o kadar çabuk toparlanabilir. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri politikasını Türkiye'deki hüsnükuruntulara veya emekli Amerikalı diplomatların güvencelerine değil, Türkiye'nin davranışına dayandırmalı."
değerlendirmesinde bulundu.
69 yaşındaki Erdoğan, Amerikan birliklerinin 2003'te Irak'ı işgal etmek için bir giriş noktası olarak Türk topraklarını kullanmasını engellemekten, ABD'nin DEAŞ'a karşı müttefiki olan "Kürt güçlerine" askeri operasyonlar yapmaya kadar çok sayıda başlıkta ABD ile büyük çatışmalar çıkardı.
Türk analist ve Philos Projesi'nde araştırma görevlisi olan Uzay Bulut, Amerikan-Türk ilişkilerini onarmak için çetin bir süreç yaşanacağını öngörüyor. Erdoğan'ın ABD dış politikasına yönelik saldırıları, 85 milyondan biraz fazla nüfusa sahip ülkede yoğun bir Amerikan karşıtlığı yarattı.
Bulut, Fox News Digital'e yaptığı değerlendirmede;
"Örneğin 2021'de Areda Anketi'ne katılanların yüzde 94'ünden fazlası ABD'nin Türkiye'nin dostu olduğuna inanmadıklarını söyledi. Çeşitli anketlere göre ise, Türklerin en nefret ettiği ülkeler listesinde ABD önde gidiyor."
ifadelerini kullandı.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Burhanettin Duran, The Daily Sabah Gazetesi'nin 18 Nisan tarihli köşe yazısında "Erdoğan ile Kılıçdaroğlu Arasındaki Farkı" ele aldı.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi olan Duran;
"Türkiye, Erdoğan liderliğinde bu yeni küresel ve bölgesel ortamda, en aktif ülkeler arasında yer aldı. Kılıçdaroğlu ise özellikle dış politika, ulusal güvenlik ve ulusal savunma alanlarında etkisiz kalıyor. Partisi Suriye ve Suriye ile diyalog dışında ciddi taahhütlerde bulunmadı."
tespitlerine yer verdi.
Kılıçdaroğlu'nun mütevazi tavrıyla birlikte Hintli lider Mahatma Gandhi'ye çarpıcı benzerliği, ona "Türk Gandhi" veya "Gandhi Kermal" lakabını kazandırdı.
Diğer yandan Erdoğan'ın Şubat ayında 50.000'den fazla Türk insanının ölümüne neden olan korkunç depremleri ele alışı soru işaretleri oluşturdu.
Erdoğan'ı şiddetle eleştiren Rubin,
"20 yıllık Erdoğancılıktan sonra sorun artık tek bir adamda değil, tüm sistemde. Erdoğan, Türk milliyetçiliğinin ne kadar güçlü bir araç olabileceğini gösterdi."
ifadelerini kullandı.
1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümüyle, Türkiye tarihindeki belki de en önemli seçimin birleşmesi, Türkleri ve Türkiye'nin uluslararası gözlemcilerini heyecanlandırdı. Çünkü seçimin sonuçları, ABD, NATO, Ortadoğu ve Avrupa için büyük riskler taşıyor.