Arab Center DC: İsrail'in propagandaları savaş suçlarını kapatabilecek mi?

İsrail'in güvenilirliği, dünya tarafından her zamankinden daha fazla sorgulanır hale geldi. İsrail'in propaganda ve anlatıları, Gazze'deki moloz dağlarının altına gömülen savaş suçlarını kapatabilecek mi?

1. resim

ABD merkezli yayın yapan düşünce kuruluşlarından Arab Center DC'de, İsrail'in soykırım düzeyine ulaşan ve çok sayıda savaş suçu işlediği Gazze saldırılarının propaganda boyutunun değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail'in propaganda konusunda şimdey kadar dünyada “örnek bir ülke” olduğu belirtilen analizde, 7 Ekim saldırılarının ardından bir süre devam eden bu misyonun artık karşılık bulmadığı belirtildi.

Analizde ayrıca, İsrail'in algı operasyonlarına dair örnekler verilerek, bunların artık dünya kamuoyunda karşılık bulmadığı ve İsrail'in işlediği savaş suçlarının İsrail'in güvenilirliğini her zamankinden daha fazla sorgulanır hale getirdiği tespitine yer verildi.

İşte Arab Center DC'de yayınlanan analiz:

İsrail yıllarca propaganda konusunda “örnek bir ülke” oldu ve hak etmediği bir üne sahip oldu. Ancak bu İsrail propagandası 7 Ekim'den bu yana ne eskisi gibi etkili görünmüyor.

İsrail'in enformasyon savaşı Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşın da bir parçası. İsrail, hedefine ulaşmak için oluşturduğu anlatıları kitlelere ulaştırmak için büyük kaynaklar ayırıyor.

Hatta İsrail neredeyse, küçük büyük Batı medyasında göreceğimiz şeylerin çoğunu belirliyor.

İsrail'de bbu stratejisi doğrultusunda 7 Ekim saldırılarının ve sonrasının haberleştirilmesini de kontrol edebildi. Hatta uluslararası gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girişine de ancak İsrail ordusunun yanında yer almaları durumunda izin veriliyordu.

Ancak geçen hafta CNN, bağımsız bir şekilde Gazze'ye girebildi ve Filistinli gazetecilerin dünyaya anlattıklarını doğrulayan çarpıcı bir rapor hazırladı.

İsrail savaşın başlamasının ardından Gazze'de internet de dahil olmak üzere neredeyse tüm telekomünikasyon unsurlarını kısıtladı.

Sosyal medyadan yayılanlar bile dünya kamuoyunda infial yaratmışken, Gazze'de kim bilir anlatılmamış daha ne hikayeler var? Moloz dağlarının altına gömülen ne kadar savaş suçu var?

İsrail ordusu biliyor ki; “eğer hikayeyi öldüremiyorsanız kahramanlarını öldürmeniz gerekiyor.”

İsrail 7 Ekim'den bu yana Gazze'de en az 57 Filistinli gazeteciyi öldürdü. Bazı raporlara göre bu sayı 90'a kadar çıkabilir.

İsrail propaganda makinesi, eğitimli sözcüler, dünyanın dört bir yanındaki iyi kadrolu büyükelçilikler ve propagandayı destekleme kapasitesine sahip medya kuruluşları tarafından güçlendirilmektedir.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bile 7 Ekim'den önce Gazze Şeridi'ndeki kriz durumuna atıfta bulunarak Gazze'deki krize bağlam kazandırmaya çalıştığında hedef haline geldi.

İsrail'in bu ppropaganda faaliyetlerindeki anlatılarda, tipik olarak tüm Filistinliler Hamas'a benzetiliyor. Çok sayıda Filistinlinin tutuklandığı, bağlandığı ve iç çamaşırlarına kadar soyulduğu görüntüler ortaya çıkıyor. Ancak hiçbir kanıt olmamasına rağmen bunların hepsinin Hamas militanı olduğu iddia ediliyor. Hatta bu anlatıyı desteklemek için Hamas, IŞİD ile özdeşmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.

İsrail'in resmi anlatıları, 7 Ekim'den bu yana doğru ve güvenilir bilgi akışı sağlamak bir yana, basit bir incelemede bile kendini ele veriyor.

Örnek olarak bir defasında İsrail başbakanlık sözcüsü Ofir Gendelman, Filistinlilerin kameraya sahte yaralanmalar gösterdiğini iddia eden bir görüntü yayınladı. Bu görüntüdeki tek sorun, bunun "The Reality" adlı bir Lübnan dizisinin çekimlerinden olmasıydı.

Gendelman iki yıl önce de Hamas'ın roket saldırısı gerçekleştirdiğini iddia ettiği bir video yayınlamıştı. Ancak o video da aslında Suriye'de yaşanan bir olaydı.

İsrail propagandası Arapları ikiyüzlü olarak göstermeye bayılıyor. Ekim ayındaki oyuncak bebek hikayesini ele alalım. İsrail'in resmi sosyal medya hesapları, Filistinli bir adamın kefen içinde sıkışmış yaralı bir Filistinli çocuğu taşıdığı görüntülerin aslında bir oyuncak bebek olduğunu ve Hamas'ın görüntüyü silmeden önce yayınladığını iddia etti. Medya tarafından yapılan doğruluk kontrolü, ortada bir oyuncak bebek olmadığını ve aslında bir erkek çocuğu olduğunu gösterdi.

İsrail en başından beri Filistinli ölümlerinin sayısına meydan okuyor. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'nın Hamas propagandasının bir kolu olduğunu söylemek de dahil olmak üzere, Beyaz Saray'ın yanı sıra ana akım medya kuruluşlarının çoğunun da buna boyun eğmesini sağlamayı başardı.

Ancak, İsrail'in Gazze'ye yönelik önceki bombardımanlarına ilişkin değerlendirmeler, sonuçta Filistin'in resmi rakamlarının doğru olduğunu gösteriyor.

Popaganda her alanda

İsrail propagandasının en korkunç olduğu alanlardan biri de insani yardım cephesidir.

İsrail Gazze'de yüzde 61'i sivil olmak üzere 20,000'e yakın Filistinliyi öldürdükten sonra bile, İsrailli sözcüler sanki okullara, hastanelere ve fırınlara İsrail bombaları atılmıyormuş gibi, bunun Hamas'ın üzerine yıkılması gerektiğini belirtiyor ve 8,000 Filistinli çocuğun ölümünün suçlusu İsrail değilmiş gibi davranıyor.

UNRWA, Gazze'deki Filistinlilerin çoğunu hayatta tutan en önemli BM kuruluşu olduğu için İsrail propagandasının da en büyük hedefi haline geldi.

Hatta İsrail o kadar ileri gitti ki; İsrail'in resmi bir sosyal medya hesabı, "Gazze'nin kuzeyinde bulunan düzinelerce roketin UNRWA kutularının altına saklandığını" iddia etti.

İsrail'in hastaneleri hedef alması da büyük bir anlaşmazlık konusu oldu. Gazze'deki 36 hastaneden sadece sekizi şu anda çalışabilir durumda. Hastanelerin bombalanması bir savaş suçudur ancak İsrail bu durumu bile meşrulaştırmaya çalışıyor.

İsrail propagandacıları Hamas'ın komuta ve kontrol merkezinin Gazze'nin en büyük hastanesi olan Al Shifa'nın altında olduğunu iddia etti. Hatta bunu desteklemek için İsrail birimleri, bunun neye benzediğini gösteren bir maket bile hazırladı. Ancak hastane bombalanmasına rağmen henüz böyle bir komuta merkezi bulunamadı.

Sahte bir “Filistinli hemşire” TikTok videosu çekti acak beceriksizliği ile komik bir duruma düştü. Ancak yine de bir dezenformasyon parçası olarak viral oldu.

Sözde Filistinli bir hemşire, Al-Shifa Hastanesi olması gereken yerin ortasında tertemiz bir makyajla belirdi ve burayı Hamas'ın yönettiğini iddia etti. Aksan korkunçtu. Arka plandaki patlama sesleri sahteydi. Video tepkilerin ardından kısa bir süre sonra silindi.

Gelinen noktada asıl soru şu: Bu propaganda işe yarıyor mu? İsrail'in anlatılarını güçlendirmeye hizmet etti mi?

İsrail'in söylemleri çok ilgi görüyor ama artık İsrail'in güvenilirliği her zamankinden daha fazla sorgulanır hale geldi.

Gazze'nin moloz yığınlarının altından çıkacak savaş suçlarını henüz bilmiyoruz. Ancak şu anda kısıtlı imkanlarla ortaya çıkan kanıtlar bile, yaşananların bir meşru müdafaa eylemi değil, tutsak bir sivil nüfusa yönelik uzun süreli ve acımasız bir kitlesel bombardıman olduğunu ortaya koyuyor.

Tartışma