Asia Times: Trump'ın Çin'e karşı olası ticaret savaşı küresel bir ateş hattı yaratabilir!

Trump'ın zaferi ve kabine atamaları, Çin ve ABD arasındaki ilişkileri nasıl etkileyecek? Trump'ın seçim vaadi olarak açıkladığı ekonomi politikaları, küresel ekonomik krize mi neden olacak?

1. resim

Kanada merkezli önemli yayın organlarından Asia Times'da, yeni Trump yönetiminin Çin'e karşı başlatacağını vaadettiği “ticaret savaşının” olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Trump'ın yeni döneminde kabinesinde görevlendirmeye başladığı isimlerin, Çin ile ABD arasında yaşanacak olan rekabeti, kriz seviyesine çıkarabileceği tespiti yapılan analizde, yeni dönemin ayrıca, ABD ve Çin'in müttefikleri arasında da bir ticari ateş hattı oluşturabileceği belirtildi.

Analizde ayrıca; Trump'ın olası hamlelerinin küresel ekonomiye olası etkileri değerlendirildi.

İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:

ABD'nin eski ve müstakbel başkanı Trump, 5 Kasım'daki seçim zaferinden bu yana geçen günlerde, Çin karşıtı sertlik yanlılarını ve tanınmış sadıklarını üst düzey kabine görevleri için atamakla meşgul.

Bu isimler arasında, ABD dış politikasına liderlik etmesi için Florida Senatörü Marco Rubio da var.

Rubio, Pekin tarafından yaptırım uygulanan ilk dışişleri bakanı olacak. Yani Çin'i ziyaret bile edemeyecek.

Pekin'deki Grandview Enstitüsü'nde araştırmacı olan Zhu Junwei, Rubio'nun tek başına varlığının bile, iki ülke arasındaki ilişkilerde “gerçeğe dönüşen bir kabus” olacağı anlamına geleceğini belirtiyor.

Trump'ın muhtemelen yeni dönemindeki ticaret bakanı ise Robert Lighthizer olacak. Robert Lighthizer, daha bu yılın başlarında ABD dolarını Arjantin tarzı devalüe etme arzusundan bahsetmişti.

Bir de Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak, Xi hükümetini “varoluşsal bir tehdit” olarak nitelendiren, Kongre'deki en sert Çin eleştirmenlerinden biri olan Mike Waltz var.

Trump ayrıca, sert bir Çin eleştirmeni olan New York Kongre Üyesi Elise Stefanik'i Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak atadı.

Xi'nin yakın çevresi de Trump'ın Pekin'i eleştiren John Ratcliffe'i Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) başına getirmesinden ya da FOX News sunucusu Pete Hegseth'i savunma bakanı olarak atamasından memnun olamaz.

Yakın zamanda YouTube'da yayınlanan bir programda Hegseth, Çin'i “özellikle Amerika Birleşik Devletleri'ni yenmeye adanmış bir ordu kurmakla” ve teknoloji ve imalat alanında artan pazar payını küresel nüfuz elde etmek için kullanmakla suçladı.

Hegseth;

“Sadece bölgesel değil küresel hakimiyet için uzun vadeli tam spektrumlu bir bakış açısına sahipler. Kendilerine hizmet edebilecek bir yapıyı hayata geçirebilmelerinin tek yolu bizi yenmek. Bunu yapmak için bir plan yapacak kadar hırslılar.”

ifadelerini kullanmıştı.

Bu tür görüşler, Xi'nin partisinin neden gelecek olan bir Trump fırtınasına hazırlandığını açıklıyor.

Diğer yandan, Trump'ın tüm Çin malı ürünlere uygulamayı planladığı %60'lık gümrük vergisi, Biden'ın asla uygulamak istemediği bir noktaydı.

Trump açısından;1980'lerden kopup gelen ticaret stratejisinin bumerang gibi erken ve sık sık yüksek enflasyon yoluyla Amerikan hanelerine geri döneceği düşünüldüğünde bu akıllıca bir hareket olabilir.

Trump'ın ekonomik dünya görüşünün pekiştiği 80'li yılların ortalarında, yine ticaret savaşları, ABD para biriminin değer kaybetmesi ve Japon CEO'ların Amerika'nın geleceğini çaldığı paranoyası gündemdeydi.

Trump'ın günümüzün “ekonomik öcüsü” olarak gördüğü Çin'e yönelik gümrük vergisi hamlesi, artık var olmayan bir sistemi canlandırma ve ona yanıt verme çabası olacaktır.

Trump'ın Meksika'da üretilen otomobiller için hayata geçireceğini açıkladığı %100 vergi yakında Almanya, Japonya, Güney Kore, İsveç ve diğer ülkelerden gelen araçları da kapsayacak şekilde genişletilebilir.

Belli ki Xi hükümeti Trump'ın yeni dönemini dört gözle beklemiyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning'in de Trump'ın zaferinden sonra ifade ettiği gibi;

“Ticaret savaşının kazananı olmayacağını ve dünyanın bundan fayda sağlamayacağını yinelemek isterim.”

unutmamak gerekiyor.

Ateş hattı

Diğer yandan, Trump ülkeden ülkeye ikili ticaret açıklarına kafayı taktıkça, tüm bölge kendini ateş hattında bulabilir.

Goldman Sachs'ın Asya-Pasifik ekonomisti Andrew Tilton bu konuda yaptığı değerlendirmede;

“Büyüyen ikili ticaret açıkları, ABD'nin diğer Asya ekonomilerine gümrük vergisi uygulamasına yol açabilir.”

değerlendirmesinde bulunuyor.

Bu durum ise Çin dışında da bir küresel ticaret noktasında bir ateş hattini ortaya çıkarabilir.

Zira geçen yıl Güney Kore'nin ABD ile ticaret fazlası 44,4 milyar ABD doları ile rekor seviyeye ulaşarak herhangi bir ülkeyle olan en büyük ticaret fazlası oldu. Kore'nin ABD'ye yaptığı sevkiyatların yaklaşık %30'unu otomobil ihracatı oluşturuyor.

Tayvan'dan ABD'ye yapılan ihracat 2024 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %57,9'luk bir artışla 24,6 milyar dolara ulaştı. Bu artışta aslan payını bilgi teknolojileri ve görsel-işitsel ürün sektörleri aldı.

Bu tablo çerçevesinde olası bir umut ışığı ise Trump'ın ve Xi Jinping'in dengeleme politikası üzerinde uzlaşma ihtimalidir.

Zira Trump, önceki döneminde Kuzey Kore lideri başta olmak üzere teokretik liderlerle iletişim kanallarını açık tutmayı başarmıştı.

Kaynaklar

Tartışma