Aslan Rubayev: Ermenistan'daki protestolarda Rusya'nın parmağı yok

💢 Rusya Paşinyan'ın devrilmesini istemiyor.

💢 Her siyasetçiye, her meşru otoriteye saygı duyuyoruz.

💢 Bu konuda Rusya ne Fransa ne de Batı'dır.

1. resim

19 Nisan'da Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırların belirlenmesi amacıyla sekizinci toplantı yapıldı. Toplantıda 4 köyün daha Azerbaycan'a iade edilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca iki ülke arasındaki ilk resmi sınır karakolları da kuruldu.

Söz konusu süreçler Ermeni toplumunda açık bir şekilde karşılanmadı. Ermeni muhalefeti köylerin geri verilmesinin kabul edilemez olduğunu düşünerek protestolara başladı. Sonrasında protestolara Ermeni kilisesi de katıldı. Yürüyüş ve protestolara "Vatan İçin Tavuş" muhalefet hareketinin lideri Başpiskopos Bagrat Galstanyan öncülük etmeye başladı.

Şu anda Ermenistan'ın farklı bölgelerinde protestolar devam ediyor. Protestocular çoğunlukla otoyolları kapatıyor ve protestolarını Erivan'ın merkezinde sürdürüyor. Polis tarafından onlarca kişi gözaltına alınsa da işlemler her geçen gün artıyor.

Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri protestoların arkasındaki siyasi gücün Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan olmasıdır. Bu durum Rusya'nın olaylara katılımı sorusunu gündeme getirmekte.

Konuyla ilgili gdh'a konuşan Avrasya Sorunları İzleme Merkezi (Rusya) Müdürü Aslan Rubayev, Ermenistan'da durumun daha da gerginleşeceğine dikkat çekti.

Şu anda Paşinyan hükümeti bazı zorluklar yaşıyor. Hükümete ve Paşinyan'a karşı sürekli protestolar elbette Ermeni siyasi toplumunun muhafazakar çevrelerini de kışkırtıyor. Bu bir yanda kilise, diğer yanda bir takım siyasetçiler, diğer yanda Azerbaycan'a mağlup olan ve savaşın sonunda kesin bir intikam almak isteyen ve arzulayan askeri çevrelerdir. Dolayısıyla bu durumda elbette kilise burada en çok aranacak. Ermeni Kilisesi intikamcı duyguları çoğunlukla siyasi düzende ve askeri düzende arayacaktır. Elbette bu durumda Koçaryan'ın figürü, Ermenistan'ın kurtarıcısı olarak onlar için en anlamlı figür, çünkü o hala Ermenistan'ın bazı Ulusal Partilerini temsil ediyor."

Rubayev, Rusya'nın Ermenistan'ın iç işlerine karışmadığına ve söz konusu protestolarda herhangi bir parmağının bulunmadığına inanıyor.

Ancak şunu da söylemek gerekir ki Rusya Paşinyan'ın devrilmesini istemiyor. Rusya'nın böyle bir görevi yok. Rusya hiçbir zaman komşularımızın, siyasi dostlarımızın ve ortaklarımızın iç işlerine karışmaz. Bu nedenle böyle düşünmek tamamen yanlıştır. Her siyasetçiye, her meşru otoriteye saygı duyuyoruz ve her zaman öncelikle diyalog arayışındayız ve bunun için de Dışişleri Bakanlığımız var. Bu konuda Rusya ne ABD ne de Batı'dır. Hiçbir şeyi talep etmiyoruz, öğretmiyoruz, zorlamıyoruz veya teşvik etmiyoruz. Her zaman sonuna kadar birlikteyiz. Bu, bizi birbirimize bağlayan, başta Ermenistan gibi ortaklarımız olmak üzere, ortaklarımıza yönelik diyalog ve saygılı tutumdur. Uzun bir karşılıklı ilişki geçmişimiz var. Biz dost ülkeleriz."

"Ermenistan bölgedeki dostlarını kaybedecek."

İşte bu yüzden burada hem Vladimir Putin hem de İlham Aliyev'in uzun süreli ortaklığını ve saygılı ilişkisini görüyorum. Peki Ermenistan'ı nasıl bir geleceğin beklediğinden bahsedecek olursak elbette güvenlik ve ekonomik kalkınma konularını Batı'ya emanet etmeyi seçen Liberal hükümet iktidara gelince ülkelerini Macron'un ve Beyaz Saray'ın eline teslim etti. ve böylece öznelliklerini kaybetmişlerdir. Neye güvenebilirler? Elbette Ermenistan'ı siyasi çalkantılar da bekleyecek. Bitmek bilmeyen provokasyonlar olacak, Azerbaycan'ı kışkırtacaklar. Tekrar ediyorum, Ermenistan öznelliğini çoktan kaybetmiştir. Artık belli bir statükoyu korumak zorundalar ki bunu da yapamıyorlar. Ermenistan'ın ekonomik büyüme hızını, kısacası dostlarını kaybetmesinden korkuyorum."

Tartışma