Atlantic Council: Türkiye bölgesel liderlik ve Batı ile ilişki kurmak için kazan ya da kaybet kararı ile karşı karşıya

Türkiye, çıkarları söz konusu olduğunda sert güç kullanmaktan asla çekinmiyor. Rusya'nın bölgede ve Türk dünyası üzerindeki zayıflayan hakimiyeti, Türkiye için çok sayıda fırsat sunuyor. 

1. resim

Rusya giderek zayıflarken, Türkiye bölgesel liderlik ve Batı ile yeniden ilişki kurmak için kazan ya da kaybet kararı ile karşı karşıya.

Rusya'nın Ukrayna'yı tam ölçekli işgalinin başlamasından bu yana Türkiye, riskli ama genel olarak başarılı bir strateji ile hassas bir dengeleme politika izledi.

Her iki tarafta da çıkarları olan Ankara, Rusya'yı ekonomik olarak yabancılaştırmadan Ukrayna'yı siyasi ve askeri olarak tutarlı bir şekilde destekledi.

Ukrayna, Kremlin'in Türkiye için de tehdit oluşturan Karadeniz'deki askeri yığınağının caydırılması konusunda çok önemli bir rol oynadı. Türkiye ise, Ukrayna'yı destekleyerek bölgedeki konumunu güçlendirdi.

Ancak Moskova'nın Ukrayna'yı işgaline başlamasından bir yıl sonra, böyle bir dengenin Türkiye açısından faydaları artık sınırlarına ulaştı. Türkiye'nin artık; cesur, hırslı, açık görüşlü ve yeni bir bölgesel stratejiye ihtiyacı var.

Liderlik

Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa tarafından zaman zaman yaptırım uygulanan Rusya ile gelişen ticaretinin sonuçları konusunda uyarılsa da, Kırım'ın yasadışı ilhakını tanımayı kesin olarak reddetmesi ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusundaki ısrarı nedeniyle Ukrayna ve Batı'dan övgü topladı.

Diğer ortaklar, askeri yardım konusunda hâlâ tereddütlüyken Türkiye,Ukrayna'ya insansız hava araçları sağlayan ilk ülke oldu. Ankara'nın İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını Rus savaş gemilerine kapatma kararı, Karadeniz'de tırmanışın da önlenmesine yardımcı oldu.

Aynı zamanda becerikli bir diplomat ve deneyimli bir siyasetçi olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın bağlarını sürdürerek Türkiye'yi çatışmada önemli bir arabulucu olarak konumlandırmayı başardı ve dengeleyici politikasındaki başarısının altını çizdi. Bu kişisel ilişki, savaşı sona erdirmek için yeterli olmasa da, Rus lideri müzakere masasına getirmeyi sağladı.

Tahıl anlaşması ve esir takası gibi Türkiye'nin arabuluculuk yaptığı diplomatik anlaşmalar, acil insani sorunların çözülmesine yardımcı oldu. Ancak Ankara henüz, bir ateşkes veya kapsamlı barış görüşmelerine aracılık edemedi. Ancak, Erdoğan'ın barış görüşmeleri ve gıda diplomasisi, Türkiye'nin bölgedeki ve bölgenin çok ötesindeki duruşunu güçlendirdi.

Rusya'nın tam ölçekli işgalininin ilk aylarında bu strateji, Türkiye için bariz avantajlar sağladı. O zamandan beri savaş alanındaki durum önemli ölçüde değişti, ancak Türkiye'nin bölgesel politikası değişmedi.

Türk Bayraktar TB2 insansız hava araçları savaşın ilk günlerinde Ukrayna'ya büyük yardımlarda bulundu. Ancak, diğer müttefiklerin Ukrayna'ya askeri desteğini artırması ile birlikte Türkiye'nin TB2'lerinin rolü gölgede kaldı.

Açık kaynaklı bir istihbarat araştırma grubu olan Oryx'e göre Türkiye, Ukrayna'ya İHA'ların dışında da askeri malzeme gönderdi.

Türkiye'nin uzun süredir ısrarla beklediği ve Putin rejimiyle müzakere edilmiş bir barış ihtimali artık her zamankinden daha düşük ihtimal. Ayrıca Putin, Erdoğan'a verdiği taahhütlerin çoğunu açıkça ihlal etti. Örneğin Rusya geçtiğimiz aylarda, İstanbul'da imzalanan tahıl anlaşmasını baltalayarak Odesa limanını bombaladı. Ayrıca Ukraynalı yetkililer, uzmanların Montrö Sözleşmesi'nin açık bir ihlali olarak kabul ettiği Rusya'nın İstanbul Boğazı'ndan silah taşımak için ticari gemiler kullandığına dair endişeleri de dile getirdiler.

Türkiye, kendi çıkarları söz konusu olduğunda veya bölgesel emellerine meydan okunduğunda, sert güç kullanmaktan asla çekinmiyor.

Türkiye'nin bölgesel liderliğini gösterme zamanı

Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'daki büyük başarısızlıklarından zaten yararlandı. Rusya'yı Güney Kafkasya'dan çıkarmaya ve yavaş yavaş Orta Asya'daki Türki Cumhuriyetlerin güvenlik ortağı olarak onun yerini almaya başladı.

Rusya'nın yenilgisi ve iyi eğitimli, modern bir orduya sahip güçlü bir Ukrayna'nın ortaya çıkması, kalıcı NATO varlığını genişletmeden Karadeniz'deki Rus varlığını caydırmaya yardımcı olacaktır. Bu stratejik kayma, Rusya'nın Türkiye'nin stratejik rakibi olduğu Suriye ve Akdeniz'de de askeri dengeyi Ankara'nın lehine çevirecektir.

Moskova'nın “Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar” Türk dünyası üzerindeki genel olarak zayıflayan hakimiyeti, Türkiye için çok sayıda fırsat sunuyor.

1990'ların başından farklı olarak, Ankara artık bölgesel işbirliğinin odağını geniş Pan-Türk fikirlerinden pragmatik altyapı ve enerji projelerine kaydırdı.

AB'nin petrol, gaz ve ulaşım koridorlarında Rusya'yı devre dışı bırakma hedefi göz önüne alındığında, Türkiye'nin bölgesel aktivizmi muhtemelen AB ve ABD tarafından memnuniyetle karşılanacaktır.

Diğer yandan ülke, yıkıcı depremlerin ardından önemli miktarda yabancı yatırıma ve yeniden inşa yardımına ihtiyaç duymaya devam ederken, bu süreç Türkiye'nin Batı ile bağlarını düzeltmesi için iyi bir zaman olacaktır.

Bir yıl önce, diğer bazı ülkeler desteğini insani yardım ve kasklarla sınırlandırırken, Türkiye Ukrayna'ya ölümcül silahlar sağlamak gibi stratejik bir vizyona sahipti. Diğer faktörlerin yanı sıra Türkiye'nin erken liderliği, Kiev'in yenilgisini önlemeye yardımcı oldu.

Ve şimdi, Türkiye'nin Ukrayna'nın zaferinden sonra bölge için stratejik bir vizyon geliştirmesinin zamanı geldi.

Tartışma