Avrupa Parlamentosu Macaristan'ın veto yetkisinin elinden alınmasını talep etti

Avrupa Parlamentosu'nun 120 üyesi, "ülkenin demokratik gerilemesini" gerekçe göstererek Macaristan'ın Avrupa Birliği içinde oy hakkından mahrum bırakılmasını talep etti.

1. resim

Avrupa Parlamentosu'nun 120 üyesinden oluşan partiler arası bir koalisyon, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın veto yetkisini "kabul edilemez" bir şekilde kullanması nedeniyle Budapeşte'nin oy hakkının elinden alınmasını talep ediyor.

Ülkenin demokratik gerilemesini gerekçe gösteren milletvekilleri, Parlamento Başkanı Roberta Metsola'ya gönderdikleri mektupta

"Bu eylemin Avrupa Birliği değerlerini korumak için gerekli olduğuna inanıyoruz"

dedi.

Metinde, benzeri görülmemiş bu adımı savunmak için iki ana neden gösteriliyor: Macaristan'ın Brüksel'de sürekli endişe yaratan demokratik gerilemesi ve Orban'ın aralık ayındaki AB zirvesindeki tartışmalı rolü.

Orban'ın, Ukrayna'ya 2024-2027 yılları arasında makro-finansal yardım sağlamak üzere önerilen 50 milyar Euroluk fonu veto etme tehdidi diğer liderleri kızdırdı.

Özel fonun onaylanması, Brüksel'in Kiev'e gönderecek parasının çoktan tükenmiş olması ve Washington'un 'yardım yasasını' çıkaraması nedeniyle son derece acil bir konu haline geldi.

Liderler 1 Şubat'ta yeniden bir araya gelerek fona yeşil ışık yakacak ya da alternatif bir plan ortaya koyacak. Bu önemli tarih öncesinde Macar yetkililer vetonun kaldırılması karşılığında çeşitli taleplerde bulundu.

AB'nin 'nükleer seçeneği': 7. madde

Macaristan Başbakanı Viktor Orban
Macaristan Başbakanı Viktor Orban

Milletvekilleri ortak mektuplarında diğer AB kurumlarını, bloğun temel değerlerine yönelik ihlallerin ele alınması ve düzeltilmesi için "nükleer seçenek" olan 7. Madde ile ilerlemeye çağırıyor.

Macaristan 2018'den bu yana 7. Maddenin ilk aşaması kapsamında bulunuyor. Bu aşama, temel ilkelerin "ciddi bir ihlaline dair açık bir riski" tanımlıyor ve suçlanan ülkeyi düzenli duruşmalarda durumu açıklamaya zorluyor.

Kendisi de 7. Madde kapsamına alınan Polonya'daki bir önceki aşırı sağcı hükümetin sağladığı koruma sayesinde Budapeşte bu ilk aşamada büyük bir tepkiyle karşılaşmadan kalabildi.

Şimdi, toplam 705 milletvekilinden 120'sinin oluşturduğu grup, AB liderlerinin oybirliğiyle hareket ederek temel değerlerin "ciddi ve sürekli" bir şekilde ihlal edildiğini tespit edebilecekleri 7. Maddenin ikinci adımını tetiklemek istiyor.

Bu karar için üye devletlerin üçte biri ya da Avrupa Komisyonu tarafından sunulan bir teklifin yanı sıra Parlamento'nun onayı gerekiyor.

Milletvekilleri bu hamlenin Macaristan'ı 7. Maddenin üçüncü aşamasına taşıyabileceğini, Konsey'in suçlanan ülkenin sahip olduğu, yasa çıkarma ve ortak tutumlar üzerinde anlaşmaya varma gibi "belirli" hakları askıya almak için oy kullanabileceğini savunuyor.

Konsey'deki oylama sadece nitelikli çoğunluk gerektiriyor. Ancak, askıya almanın radikal niteliği nedeniyle 2. ve 3. adımlar hiçbir zaman aktif hale getirilmedi.

Avrupa Parlamentosu Üyeleri, 7. Maddeyi bir sonraki aşamaya taşıyarak, "Avrupa Birliği Macaristan'a eylemlerinin kabul edilemez olduğu yönünde açık bir mesaj göndermiş olacak" diyor.

Metinde, "Aynı zamanda tüm üye devletlere, Avrupa Birliği'nin hukukun üstünlüğü konusunda geri adım atılmasına ya da antlaşmalarda yer alan samimi işbirliği ilkesinin bozulmasına müsamaha göstermeyeceği mesajını vermiş olacaktır. Avrupa Birliği'nin değerini korumanın ve karar alma süreçlerinin işlerliğini sağlamanın tek yolu budur" denildi.

Mektup salı günü, Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük oluşum olan merkez sağ Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) Finlandiyalı üyesi Petri Sarvamaa tarafından başlatıldı. İmza toplamak için tanınan süre içinde 120 milletvekilinin imzası alındı.

Nihai destek listesinde dört ana gruptan temsilciler yer alıyor: EPP, Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Renew Europe'tan liberaller ve Yeşiller'in yanı sıra soldan da birkaç temsilci.

Sarvamaa e-postayla yaptığı açıklamada, "Mektubun başarısı Parlamento'da Madde 7.2'nin hayata geçirilmesi yönünde açık bir istek olduğunu gösteriyor, ancak her şeyden önce Viktor Orban'ın eylemlerinin ele alınmasının aciliyetini vurguluyor. Bundan sonra, dilekçe fikrine yönelik nihai genel desteğin mümkün olan en kısa sürede genel kurulda ölçülmesi çok önemli olacak" dedi.

"İtalya ve Slovakya engelleyebilir"

Parlamento, gelecek haftaki genel kurul oturumunda oylanacak olan Macaristan odaklı bağlayıcı olmayan bir karar üzerinde çalışıyor. Sarvamaa, 7. Maddenin bir sonraki adımlarını tetikleme fikrinin "bir şekilde dahil edilmesinin çok olası" olduğuna inanıyor.

Finli siyasetçi,

"Belirli bir prosedürün başlatılmasına yönelik bu düzeyde bir destek Parlamento'da nadiren görülmüştür."

dedi.

Yine de bu çağrı sembolik bir anlam taşıyor ve ortak misyondaki önemli bir eksikliği ortaya koyuyor: 7. Maddenin ikinci aşamasının harekete geçirilmesi Parlamento'nun kendisinden gelemez, bu da milletvekillerinin Komisyon ve üye devletler üzerinde siyasi baskı oluşturmaktan başka bir şey yapamayacağı anlamına geliyor.

Orban, Polonya'da başbakanlığa Donald Tusk'ın seçilmesinin ardından, son sekiz yıldır güvendiği Varşova desteğinden mahrum kaldı. Bu durumun, Orban'ı siyasi açıdan her zamankinden daha yalnız bıraktığı belirtiliyor.

Ancak İtalya'dan Giorgia Meloni ve Slovakya'dan Robert Fico gibi liderlerin, Macaristan'ı güçsüz ve ikinci sınıf bir üye devlete dönüştürecek oy hakkının askıya alınması gibi radikal bir hamleyi desteklemesinin pek olası olmadığı ifade ediliyor.

Kaynaklar

Tartışma