Batı destekli ECOWAS'ın Nijer'e askeri müdahale senaryoları ve olası sonuçları...
ECOWAS tarih vermesine ve Fransa'nın desteğini almasına rağmen neden Nijer'e askeri müdahale başlatamadı? İşte Nijer'e askeri müdahale için senaryolar ve olası sonuçları...
Sahel bölgesi Nijer'e askeri bir müdahale olasılığıyla çalkalanıyor. Bölgesel bir blok olan ve 15 ülkeden oluşan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), başta Nijer olmak üzere, darbe yapılan ülkelere karşı askeri müdahalede bulunma tehdidinde bulunuyor.
Ancak bu ihtimal, daha önceki müdahaleler ve müdahale süreleri gözönüne alındığında, örgütün bir kez daha bu tür bir operasyona girişme kabiliyeti ve beklenen yansımaları hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Müdahalelerin geçmişi
Geçtiğimiz haftalarda ECOWAS, Nijer'e olası askeri müdahale için bir tarih belirlediğini açıkladı. Bu gelişme şüphesiz ki; Afrika'daki yeni darbe dalgasının yarattığı şok ve korkunun derinliğini de ortaya koydu.
Ancak bu korku sadece Afrika'daki ECOWAS gibi kurumlarda değil, bu kurumların arkasında yer alan başta Fransa olmak üzere Batı ülkelerinde de yaşanıyor.
Öncelikle burada dikkat çeken nokta; bölgenin yakın zamanda Mali, Gine ve Burkina Faso'da yaşanan darbelere de tanık olmasına rağmen, ECOWAS'ın bu darbeler arasında ilk kez bir darbe rejimine karşı askeri müdahaleyi onaylamış olmasıdır.
Ekonomik işbirliğine yönelik bir örgüt olarak kurulmasına ve faaliyet göstermesine rağmen ECOWAS'ın gündeminde her zaman güvenlik ve askeri unsurlar yer almıştır. Zira siyasi ve güvenlik konusunda istikrarının sağlanması şüphesiz ekonomik istikrarın sağlanması için de çok önemli bir koşuldur.
Bu bağlamda örgüt, 1981 yılında askeri müdahalelere izin veren "ECOWAS Savunma Protokolü "nü onaylamıştır.
Daha sonra tüzük, topluluk ülkelerindeki çatışmaların önlenmesi, yönetilmesi ve çözümlenmesine yönelik bir mekanizma ile genişletilmiş ve “seçilmiş bir hükümetin devrilmesine karşı müdahaleye” izin vermiştir.
1990 yılında "ECOWAS "ın ilk askeri müdahalesi gerçekleşmiş ve Başkan Samuel Doe ile iki isyancı grup arasındaki iç savaşa müdahale etmek üzere Liberya'ya bir kuvvet gönderilmiştir.
O tarihten bu yana ECOWAS Sierra Leone, Fildişi Sahili, Gine-Bissau ve Gambiya gibi birçok Batı Afrika ülkesine askeri müdahalede bulunmuştur.
Nijer'e askeri müdahale mümkün mü?
Nijer, Fransa ve ABD başta olmak üzere Batılı güçler için büyük önem taşıyor. Fransa'nın en büyük 5 uranyum kaynağından birisi olan Nijer ayrıca, enerji üretimi, madenler, Sahel bölgesinden Avrupa'ya göçü engellemek ve Afrika'ya müdahalelerde askeri üs olma gibi özellikler taşıyor.
6 Ağustos'ta Nijer'deki Askeri Konsey'e iktidarı yeniden devretmesi için tanınan sürenin dolması ile, ECOWAS tarafından askeri müdahale seçeneği resmi olarak masaya yatırıldı.
ECOWAS'ın son askeri müdahalesi Gambiya'da yaşanmış ve Gambiya'da, 22 yıllık iktidarı fiili olarak son bulan eski Devlet Başkanı Yahya Jammeh, askeri desteği arkasına alarak koltuğu bırakmayacağını açıklamış ve darbe ile ülkeyi yönetmek istemişti.
Nijer'deki sürece baktığımızda, sürecin özellikle Gambiya'da yaşanan ve ECOWAS'ın müdahale ettiği “darbe” örneğe benzediğini bu nedenle de askeri müdahale olasılığının "kuvvetle muhtemel" olduğunu belirtebiliriz.
Ancak burada “kuvvetle muhtemel” tespitinin arka planına bakmak gerekiyor.
Zira son dönemde; Mali, Burkina Faso ve Gine'deki darbelerin ardından ECOWAS'ın uyarıları, darbe yapan cunta güçleri üzerinde etki uyandırmadı ve örgüt, etki ve güvenilirliğini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Diğer yandan ECOWAS'a baskı yapan ABD ile Fransa da, etki alanlarını kaybetme korkuları nedeni ile bir 'uyarı vererek' bölgede “biz varız” mesajı vermek istiyor.
Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Macron; ECOWAS'ın olası bir askeri müdahalesine destek vereceklerini açıklayarak bu konuda ECOWAS'ı teşvik ettiklerini ortaya koydu.
ABD Dışişleri Bakanlığı da Fransa'ya benzer bir yaklaşımda bulunarak, askeri müdahale de dahil olmak üzere ECOWAS'ın Nijer'de “anayasal düzeni yeniden tesis etme çabalarını” desteklediklerini açıkladı.
Nijer'de yönetimi ele geçiren güçler ise tüm bu açıklamalara ve askeri müdahale tehditlerine rağmen geri adım atmıyor. Hatta halk desteğini de büyük ölçüde arkasına alarak, Fransa başta olmak üzere, yabancı askeri ve siyasi yapıların ülkeyi terk etmesi için adımlar atıyor.
Peki bu korkulara ve açıklamalara rağmen ECOWAS neden hala askeri müdahale başlatmadı?
Bu noktada iki senaryo ön plana çıkıyor.
Birincisi; başta Fransa ve ABD'nin desteği ile silah konusunda sıkıntı yaşamasa da, ECOWAS'ın askeri bir müdahalenin taktiksel kapasitesinden yoksun olduğu gerçeği olarak düşünülebilir.
ECOWAS'ın sahadaki birliklerinin yetersizliği, Nijer'deki Fransız güçlerinin büyük oranda hareket kabiliyetinin kısıtlanması ve Nijer'in cunta yönetiminin son bir hamle ile Burkina Faso ve Mali ile imzaladığı askeri işbirliği anlaşması, ECOWAS'ın hamle olasılığını iyice azalttı.
Bu şartlarda yapılacak olan bir askeri müdahale, artık ECOWAS için istenmeyen sonuçlar doğurabilecek büyük bir risk teşkil ediyor. Hatta Nijer'in, yaptığı askeri anlaşma nedeni ile, ECOWAS'ın yapacağı bir askeri müdahale, Mali ve Burkina Faso'da dahil olmak üzere üç ülkeye birden topyekun bir savaş açılması anlamına gelebilir.
ECOWAS'ın sadece Nijer'e müdahale etme konusunda bile taktiksel yeterliliğinin olmadığı düşünüldüğünde, bu kadar geniş çaplı bir riski göze alabilme ihtimalinin zor olduğu gerçeğini söylemek gerekir.
İkinci senaryoda ise; ECOWAS'ın Fransa ve ABD'nin de 'gerekirse' fiilen katılacağı bir seçeneği planladığı düşünülebilir.
Böyle bir seçenek, ciddi hava desteği alacak olan ECOWAS güçlerinin operasyonunu kolaylaştırabilir. Ancak böyle bir hamle, birinci seçenekte de olduğu gibi Burkina Faso ve Mali'nin de işin içerisine gireceği topyekun bir savaş ve kaos senaryosunu ortaya çıkarma riskine sahiptir.
Fransa ve ABD dışişleri bakanlıklarının karşılıklı olarak “Nijer'e olası bir ECOWAS askeri müdahalesi için koordinasyon halindeyiz” açıklaması da, iki ülkenin böyle bir planlama konusunda çalıştığını, risklerini ve olası sonuçlarını değerlendirdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Sonuç:
Tüm bu dengeler ışığında öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki; Nijer ile Mali ve Burkina Faso askeri cuntaları arasındaki ittifak göz önüne alındığında; başarısız bir askeri müdahale, ECOWAS'ın dağılmasına neden olacak kadar köklü sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Buna ek olarak bölgenin yapısı göz önüne alındığında, Nijer'de patlak verecek bir savaş, sınırları aşan aşiret bağları nedeni ile komşu ülkelere doğru sıçrayacak ve Çad gibi zaten kırılgan olan bölge ülkeleri üzerinde, insani, ekonomik ve isyan hareketleri noktasında baskı yaratacaktır.
Yani, şiddet kuşaklarının kesişme noktasında yer alan Nijer'de yaşanacak herhangi bir askeri harekat, bölge ülkelerine hızla yayılma ve hem insani hem de askeri olarak bölge için büyük bir kaos senaryosunu ortaya çıkarma potansiyeline sahiptir.
Son olarak şunu da belirtmek gerekiyor ki; Nijer'deki cunta yönetiminin kendilerine karşı herhangi bir askeri harekete karşı koymak için Mali'de aktif olan Wagner paralı askerlerinden yardım istemesi de muhtemeldir. Bu da bölgede kaosu daha da artırarak, Fransa, ABD ve Rusya'nın karşı karşıya gelmesine neden olacaktır.
Bu çoklu denklem, uyanan bir Afrika için son kavşak gibi görünüyor. Fakat meşakkatli ve uzun bir kavşak.
Batı'nın hegemonyası ve “modern sömürge” anlayışından kurtulmak isteyen Afrika ülkeleri, önümüzdeki dönemde büyük bir sınav verecek ve sonuçları sadece bölgeyi değil dünyadaki dengeleri de önemli ölçüde etkileyecek.
Adem KILIÇ
Siyaset Bilimci / Yazar