CEPA Center: İran, Güney Kafkasya'da yükselen Türk etkisiyle savaşıyor

Dağlık Karabağ Savaşı'nın asıl kazananı Türkiye oldu. Bölgede açılacak olası bir koridor İran'ı Türk-Azerbaycan ittifakına bağımlı hale getirecek ve İran yükselen Türk etkisiyle savaşıyor.

1. resim

İran, Güney Kafkasya'daki etkisini yeniden kazanmaya çalışıyor. Ekim ayında İran, Azerbaycan sınırına yakın “Güçlü İran” olarak adlandırılan geniş çaplı bir askeri tatbikat gerçekleştirdi. Tatbikatlar, İran'ın Güney Kafkasya'da kötüleşen jeopolitik duruma karşı artan rahatsızlığının bir ifadesi olarak görülebilir.

Savaş tatbikatları, çoğunlukla İran'ı Azerbaycan'dan ayıran Aras nehri boyunca yapıldı ve bu, tatbikatların ilerideki olası taarruz olasılıklarının bir işaretiydi. Dikkat çekici bir noktada tatbikatların tarihinin, Azerbaycan'ın İran'ın kuzey sınırı boyunca Ermenistan'dan topraklarını geri aldığı Ekim 2020'ye denk gelmesiydi.

Güney Kafkasya, değişen sınırlar ve ölümcül savaş geçmişi göz önüne alındığında, genellikle uzmanlar tarafından “sorunlu bir bölge" olarak adlandırılıyor. Bölgenin üç küçük devleti, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan, daha güçlü ve kalabalık üç komşu tarafından çevrilidir. Rusya, Türkiye ve İran.

2020'deki İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından İran'ın bölgedeki gücü azaldı ve Azerbaycan'ın askeri zaferine verdiği destek nedeniyle asıl kazanan Türkiye oldu.

İran, en yakın ortağı Ermenistan'ın şimdi ciddi şekilde zayıflamış olmasından dolayı endişeli ve Azerbaycan'ın daha büyük toprak değişiklikleri için cesaretlendiğinden şüpheleniliyor. Dolayısıyla İran olayları kendi ulusal çıkarlarına göre yeniden şekillendirmek için tatbikatlar gibi adımlar atıyor.

İran resmi olarak sessiz olmasına rağmen, son hamlelerinin altında yatan duygu, kısmen Azerbaycan'ın yükselen gücü ve kısmen de Türkiye'nin artan gücünden kaynaklanmaktadır.

İkincisi Türkiye, 2020 savaşının ardından Güney Kafkasya'daki konumunu önemli ölçüde artırdı. Ankara, Azerbaycan'a insansız hava araçları da dahil olmak üzere modern silahlar sağladı, askerlerini eğitti, resmi bir ittifak anlaşması imzaladı ve bakışlarını Hazar Denizi'ne ve Orta Asya'ya kadar çevirdi.

Türkiye'nin büyüyen rolü Batı'ya fayda sağlıyor gibi de görünebilir. (sonuçta Türkiye bir NATO üyesidir) Bu da İran'ın rahatsızlığına başka bir unsur ekliyor. İran bölgede güçlü bir Türk devletleri ittifakının ortaya çıkması ihtimalini de endişe ile karşılıyor.

2020 savaşında kötü bir şekilde yenilgiye uğrayan Ermenistan, son zamanlarda çıkan çatışmalarda görüldüğü gibi Azerbaycan'ın askeri gücüne karşı koyamıyor.

İki ülke arasında eli kulağında olan barış anlaşmasıyla ilgili görüşmeler sürüyor ve bu İran için gerçek bir risk oluşturuyor. Ermenistan, İran'ın kuzeye doğru serbest hareketini engelleyebilecek en güneydeki Syunik eyaleti üzerinden bir doğu-batı Azeri koridoru üzerinde anlaşmaya zorlanabilir.

Bu olası gelişme ihtimali, İran'ın ülkenin Güney Kafkasya devletlerinin sınırlarında herhangi bir değişikliğe izin vermeyeceğine dair sert açıklamalar yapmasına neden oldu. İran Dışişleri Bakanı Hossein Amir-Abdollahian, yakın tarihli bir röportajında; "İran, Ermenistan ile olan bağlantı yolunun kapatılmasına izin vermeyecek ve bu hedefi güvence altına almak için o bölgede tatbikatlar gerçekleştiriyor." ifaelerini kullandı.

İran 21 Ekim'de, üstü örtülü bir mesaj niteliğindeki başka bir hamleyle, Ermenistan'ın Syunik bölgesinin merkezi olan Kopan'da yeni bir konsolosluk açtı. Bu hamleve tatbikatlar gösterdi ki; İran bölgedeki bölgesel statükoyu koruma konusunda ciddi.

Syunik şeridi, İran'ın Güney Kafkasya'ya Türk etkisinden arınmış tek yol olarak görünüyor ve bu nedenle jeopolitik riski de yüksek bir nokta. Bu bağlantının kaybı, İran'ı Türk-Azerbaycan ittifakına daha fazla bağımlı hale getirecek ve iki ülkeyi çok güçlü bir konuma getirecektir.

Ayrıca bu koridor gerçekleşirse İran, Nahçıvan'a ulaşmak için İran transit yollarını kullanmak zorunda olan Azerbaycan üzerindeki mevcut baskısını da kaybedecek.

Dolayısıyla İran'ın son hamleleri bu daha geniş jeo-ekonomik prizma içinde görülmelidir. İran bölgede etkisini kaybetmemek için Türkiye ile sessiz denilebilecek bir rekabet içerisine girdi ve bu söylemle bu rekabetin dozajının yükselebileceğini ortaya koyuyor.

Bu durumdan rahatsız olsa bile Kremlin'in tepkiler kısıtlı kalıyor. Çünkü özellikle de Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta Rusya'nın Türkiye'ye ve tarafsızlığına ihtiyacı var.

Bu durum da, Türkiye'nin Ermenistan ile yakınlaşması, Azerbaycan ve Gürcistan'a askeri yardım yapması ve Orta Asya'daki diğer girişimler yoluyla cesur hamleler yapmasının önünü açıyor.

İran'ın savaş tatbikatları sadece bir gövde gösterisinden ibaret değil. İran'ın hamleleri; rekabetin artık oldukça yükseldiğinin ve daha büyük gelişmelere gebe olduğunun da bir işareti.

Tartışma