gdh'de ara...

Çin gemisi fırtınaya daldı

💢 Eski Çin lideri Hu Jintao’nun şahsında sembolleşen tasfiye hareketi ile içeriye ve dışarıya net bir mesaj verdi.

💢 Pekin yönetimi ülkesine yönelen kuşatma girişimine karşı ülkenin yekpare granit bir kaya olduğunu göstermek mecburiyetinde.

1. resim

Çin Komünist Partisi’nin renkli spekülasyonlar eşliğinde merakla beklenen 20’inci Ulusal Kongresi, muhtemelen uluslararası siyaset tarihinin en ilginç tasfiye-temizlik operasyonuna sahne oldu. Kongre öncesinde Devlet Başkanı Şi’nin “Sıfır Kovid, Tayvan ve ekonomi” politikalarında başarısız olduğu için koltuğunun sallandığı yorumları yapılıyordu. Hatta bir askeri darbe ihtimalinin dahi dedikoduları gündemdeydi. Sorunsuz tamamlandı denilen kongrenin son günü, sosyal medyanın da yardımıyla spektaküler bir tasfiye eylemine sahne oldu.

Eski Başbakan Hu Jintao'nun salondan çıkarılışı.
Eski Başbakan Hu Jintao'nun salondan çıkarılışı.

Kongre’nin tüm oturumları basına kapalı yapıldı. Ta ki Şi Cingping’in konuşması ile tamamlanacak son oturuma kadar. Medya canlı yayındayken  henüz oturum açılmadan, ÇKP’nin 2002-2012 yılları arasında Genel Sekreterliğini yapan, Şi’den önceki kudretli adam Hu Jintao’nun yanına yaklaşan bir görevli 79 yaşındaki devlet adamını tatlı sert bir şekilde yerinden kaldırarak salondan çıkardı. Hu’nun eski yoldaşlarına veda etme fırsatı dahi bulamadan salondan çıkarılışı sosyal medyanın da yardımıyla dakikalar içerisinde tüm dünya tarafından izlendi. 

Çin Komünist Partisi, SSCB ve Arnavutluk’taki benzerleri gibi temizlik ve tasfiye operasyonlarının gediklisi bir yapılanma. Hatta ÇKP, henüz ortada ülke yokken 1942 yılında Mao’nun konumunu sağlamlaştırmak için ilk tasfiye tecrübesini yaşadı. Ülke kurulduktan sonra ilk büyük tasfiye, Mao’nun “İleriye Büyük Sıçrama” siyasetini eleştiren Peng Dehuai’nin 1959’da Savunma Bakanlığı’ndan alınmasıyla gerçekleşti. Peng 1966’da Kültür Devrimi sırasında tutuklandı, Kızıl Muhafızların işkencelerinden kurtulmayı başarsa da 1974’te cezaevinde öldü. Tasfiyelerdeki ikinci kayda değer isim Mao’nun halefi pozisyonuna kadar yükselen, Devlet Başkanlığı görevini de üstlenmiş olan Liu Şaoçi idi. Liu da 1967’de önce Kızıl Muhafızların gazabına uğradı. 1969’daki ölümü ancak 1974’te kamuoyuna açıklandı. Lin Biao ise Mao döneminin gizemli tasfiye operasyonlarından üçüncüsünün hedefiydi. 1959’da Savunma Bakanlığı görevini üstlendi. 1971’de bir darbe girişiminde bulunup başarısız olduğu tahmin ediliyor. 13 Eylül 1971’de Sovyetler Birliği’ne kaçmaya çalışırken uçağının Moğolistan’da düşmesi sonucu yaşamını yitirdiği açıklandı. 

Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilk Devlet Başkanı Mao’nun döneminde sivrilen isimlerin tasfiyesi; SSCB lideri Stalin’in yaptığı gibi; fotoğraflardan silinerek bu dünyayı terk etmeleriyle sonuçlanacak bir süreçten ziyade, rehabilitasyona maruz bırakılmaları suretiyle yürütülüyordu. Deng Şiaoping taşrada vuku bulan bu rehabilitasyon süreçlerini iki defa yaşamasına rağmen hayatta kalmayı başararak, bir numara koltuğuna ulaştı. Mao’nun 1956 yılında “Yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın” sloganıyla başlattığı kampanyanın da serbest düşüncenin hakim olmasından ziyade parti içerisindeki muhalifleri ortaya çıkarıp imha etmeyi hedefleyen amaçlar taşıdığı ileri sürülmektedir.

Çin Kültür Devrimi döneminde kullanılan bir poster
Çin Kültür Devrimi döneminde kullanılan bir poster

Mao’nun 1976’daki ölümünün ardından iktidarı ele geçiren, Mao’nun üçüncü eşi Jiang Qing ve beraberindeki üç kişinin tasfiyeleri ise trajik bir yargı süreciyle noktalandı. “Dörtlü Çete” üyelerinin iktidar yolculukları önce cezaevi daha sonra çetenin iki üyesinin intiharı ile sonuçlandı. Onlar gibi Mao’nun siyasi yardımcısı Chen Boda da Kültür Devrimi’ndeki oynadığı rol nedeniyle soluğu cezaevinde almıştı.  

Çin’in yakın tarihindeki siyasi kaynaklı son büyük tasfiye 1989’daki Tiananmen Meydanı olayları sırasında sıkıyönetim ilan ederek demir yumruğunu kullanmadığı için partinin gazabına uğrayan ÇKP Genel Sekreteri Zao Ziyang oldu. Zao’nun ev hapsine alınmasıyla sıkıyönetim ilan edildi ve ardından Tiananmen Meydanı’nda demokrasi talep edenlerin üzerine ateş açıldı. Zao Ziyang’ın adı 2005 yılındaki ölümüne kadar bir daha ne anıldı ne de duyuldu. 

Şi Cingping dönemine gelindiğindeyse Zhou Yongkang, Bo Xilai, Xu Cahiou, Sun Zhengcai, Ling Jihua, Guo Boxiong yolsuzluk ve rüşvet odaklı suçlamalarla partiden ihraç edilerek çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar. Batılı kaynaklara göre bu 6 üst düzey isim Şi’yi tasfiye etmeye yönelik planları nedeniyle hedef alınmışlardı. Bunlardan Ling Jihua, 22 Ekim günü ÇKP Kongresi oturumunu terk etmek zorunda bırakılan eski Devlet Başkanı Hu Jintao’nun yardımcılığı görevinde de bulunmuştu. Ling, 2016 yılında yetkililerini kötüye kullanmak, rüşvet ve devlet sırlarını yasadışı şekilde tasarrufuna almak suçlarından ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 

Hu'nun kapıya konması kime mesajdı?

Devlet Başkanlığı görevinde 10 yılı geride bırakan Şi’nin otoritesi altındaki Çin Komünist Partisi’nde çeşitli sebeplerle yaptırımlara hedef olanların sayısı 1,5 milyona ulaştı. 20’inci kongre kararlarıyla, ömrü yeterse, 15 yıl daha Devlet Başkanlığı pozisyonunu koruyacak olan Şi için “Modern Zamanların Çin İmparatoru” nitelemesi yapılırken, gerçek iktidar döneminin yeni başladığı ifade ediliyor. Mao’nun 83 yaşında ölene kadar liderlik koltuğunda oturduğu, Deng Şiaoping’in 85 yaşına kadar Merkezi Askeri Komisyon başkanlığı görevini yürüttüğü dikkate alındığında, 69 yaşındaki Şi’nin gelecek 15 yıllık iktidarı ihtimal dahilinde görünüyor. 

Bu şartlar altında Şi’nin selefinin belirlenmesi de yakın gelecekte mümkün görünmüyor. Li Qiang bu pozisyon için en kuvvetli aday olarak işaret edilse de parti merkez komitesinin 200 yeni üyesi çevresinde şekillenecek yeni güç dengeleri Çin Halk Cumhuriyeti’nin geleceğini belirleyecek. Hu Jintao’nun salondan çıkarılış sahnesinin gerçek etkilerinin bu 200 delegenin belirlenmesinde görülmesi bekleniyor. 

Hu Jintao’nun şahsında sembolleşen tasfiye ve temizlik hamlesinin öncelikli hedefinin Tayvan olduğu dikkate alınabilir. “Hu’ya bunu yapan otorite bize ne yapmaz ki?” düşüncesinin akıllara kazınması istenmiş olması muhtemel. Aynı zamanda, Ukrayna Savaşı ile yıpratılan Moskova’da temin edilecek bir iktidar değişikliğinin Çin’in kuşatılmasındaki hamleler zincirinin en önemli kısmı olduğu da Pekin tarafından görüldü. Pekin yönetimi kaçınılmaz olduğu varsayılan bu kuşatma girişimine karşı ülkenin yekpare granit bir kaya olduğunu göstermek mecburiyetinde.

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi, mesajlarını vermek için uzun cümleler kurmaktan imtina eden bir lider. 12 Mayıs 2010’da ÇKP Merkez Parti Okulu Bahar Dönemi Açılışında yaptığı “Kötü Yazma Stilinin Üstesinden Gelme ve İyi Yazı Yazma Stilini Desteklemek”  başlıklı konuşmasında sarf ettiği;

“Mao Zedong yoldaşın ‘Halkın Kahramanları” anıtı kitabesi için yazdığı yazıda sadece 114 kelime vardır ve bu yazı Çin modern tarihinin bir yansımasıdır”

ifadesi, onun kısa ve keskin mesaj verme anlayışının özeti olarak dikkate alınmalıdır. Hu’ya salonu terk ettirme biçimi de, içeriye ve dışarıya yönelik Mao’nun 114 kelimesi kadar yalın ve net bir mesaj olmuştur. 

Tartışma