CNN International: Türkiye'nin yeni kabinesi, Türkiye'nin politikaları hakkında hangi mesajları veriyor?
Erdoğan'ın yeni dönemi için yaptığı kabine atamaları, uygulayacağı politikalar hakkında çok sayıda ipucu veriyor. MİT görevi sırasında zorlu ilişkiler konusunda ustalaşan gölge diplomat, artık Türkiye'nin yurtdışındaki ana sesi olacak.
ABD merkezli CNN International, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın atadığı kabinenin değerlendirildiği bir analiz yayımladı.
Yeni kabinenin, Türkiye'nin yeni dönemdeki politikalarına dair ipuçları verdiği belirtilen analizde, özellikle Hakan Fidan'ın ve Mehmet Şimşek'in Türkiye'nin politikaları üzerinde en çok etkiyi üretecek bakanlar olduğu belirtildi.
İşte CNN International'de yayımlanan analizin tamamı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yeni kabinesi yemin ederek, ikinci yüzyılına başlayan Türkiye Cumhuriyeti için "yeni bir zafer dönemi" olarak adlandırdığı ve ulus üzerindeki egemenliğini pekiştireceğini umduğu dönemi başlattı.
Cumhurbaşkanı Edoğan'ın iktidardaki üçüncü on yılına girerken yaptığı kabine atamaları çok sayıda ipucu veriyor. Atamalar; Türkiye'nin uzun zamandır yürüttüğü dış politika rotasını koruyacağını, ekonomi de ise ortodoks politikalara dönüşün ipuçlarını veriyor.
Daha önce 2009-2015 yılları arasında maliye bakanlığı ve Erdoğan'ın başbakan yardımcılığı görevlerini üstlenen Mehmet Şimşek'in, maliye bakanlığı görevine geri dönmesi yurt içi ve yurt dışında iş çevrelerinde merakla bekleniyordu.
Erdoğan'ın son birkaç yıldaki alışılmışın dışında ekonomi politikaları, yaşam maliyeti krizine ve Türk lirasının düşmesine yol açtı. Para birimini koruma çabaları, Türk merkez bankası rezervlerinin düşmesine neden oldu.
Şimşek, göreve atanmasından bu yana yaptığı ilk konuşmasında;
“Önümüzdeki dönemde hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uyum temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye'nin rasyonel bir temele dönmekten başka seçeneği yok. Kurallara dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, arzu edilen refaha ulaşmanın anahtarı olacaktır.”
ifadelerini kullandı.
Şimşek bu mesajla yabancı yatırımcıları ikna edebilir.
Daily Sabah gazetesi koordinatörü Mehmet Çelik'e göre, Şimşek büyük olasılıkla yeni bir ekonomi politikasının baş mimarı olacak olsa da, Cumhurbaşkanının kabinesine atadığı diğer isimlerin de farklı ekonomik vizyonlarından yararlanacak.
Örnek olarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanan Cevdet Yılmaz kariyerli bir bürokrat ve ekonomist, Ticaret Bakanı olarak atanan Ömer Bolat ise tecrübeli bir iş insanı.
Türkiye uluslararası arenada dışişleri ve savunma bakanlıkları aracılığıyla uyguladığı güçlü politikayı bölgesel olarak genişleten ve NATO üyesi olmasına rağmen bağımsız yol izleyen bir anlayış ortaya koydu. Bu bağlamda, dış politika konusundaki bu süreklilik muhtemeldir.
Türkiye'nin yeni dışişleri bakanı, Türkler ve son zamanlarda Türkiye ile müzakere eden uluslararası aktörler tarafından iyi bilinen bir isim.
2010 yılından bu yana Türk İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanı olarak görev yapan Hakan Fidan, son birkaç yıldır Türk dış politikasında önemli olan her konuda ve her tartışmada yer aldı. Erdoğan'ın dış politika hamlelerinde, Suriye, Libya ve ötesinde hep gölge diplomat olarak var oldu ama nadiren duyuldu.
Hakan Fidan MİT başkanlığı görevini, dış politikanın şekillenmesinde ve yürütülmesinde yine merkezi bir rol oynamış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın'a devretti.
Fidan, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada;
"Milletimizin egemen iradesi ve devletimizin her türlü etki alanından bağımsızlığına dayalı milli dış politika vizyonumuzu geliştirmeye devam edeceğim."
ifadelerini kullandı.
Ankara'nın dış politikası Türkiye'yi, özellikle Suriye'de ABD'nin desteklediği gruplardan kaynaklanan tehdit algısı ve Doğu Akdeniz'de gergin ilişkilere sahip olduğu Yunanistan başlıkları nedeniyle, müttefikleri ve ortaklarıyla çatışma rotasına soktu.
Bu gergin ilişkileri onarmak kolay olmayacak ama Fidan, MİT görevinde zorlu ilişkilerde müzakere etmenin yollarını bulmakta ustalaştı.
Körfez Arap ülkeleriyle yıpranan bağları onarmak için devreye girdi ve Şam ile Ankara arasındaki yavaş yavaş yakınlaşmanın arkasındaki itici güç oldu. Gölge diplomat artık Türkiye'nin yurtdışındaki ana sesi olduğu bir döneme giriyor.
İsveç'in NATO'ya katılma girişimini yönlendirirken tüm gözler onun üzerinde olacak. ABD ve Avrupalı NATO üyeleri İskandinav ülkesini kabul etmek için acele ederken, Ankara'nın söylediğine göre Türkiye, ABD ve AB'de yasadışı olarak kabul edilen PKK'nın İsveç'in barındırması nedeniyle Türkiye onay vermedi.
İçişleri Bakanlığı'na ise, Süleyman Soylu'nun yerine kariyerli bürokrat ve eski İstanbul Valisi Ali Yerlikaya atandı. Yerlikaya'nın ana odak alanları, Türkiye'nin güneyinde 50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği deprem, ülkedeki 3,5 milyon Suriyeli mülteci ve PKK'ya karşı devam eden terörle mücadele çalışmaları olacak.
Yerlikaya, 2018'den beri İstanbul'u sessizce yöneten ve Soylu'nun sert retorik tarzını taklit etmesi pek olası olmayan, daha yumuşak dilli bir siyasetçi. Ton değişikliği, son yıllarda Türkiye'nin başına bela olan toplumsal bölünmenin bir kısmını kapatmaya hizmet edebilir.
Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'ni ikinci yüzyıla taşırken, temele dönüş yaklaşımı uyguluyor gibi görünüyor. Türkiye'nin yeni kabinesinin, dış politika çizgisini korumaya devam edecek ancak geçmiş yılların bazı ekonomik yanlış adımlarını sıfırlama potansiyeli barındırıyor.