Council for Arab-British: İsrail ile silah anlaşmaları Avrupalı güçlerin ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor

Alman-İsrail silah anlaşması, reelpolitiğin kriz zamanlarında her türlü ahlaki duyguya nasıl hükmettiğini gösteriyor. İsrail ile silah anlaşmaları Avrupalı güçlerin ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor

1. resim

İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Council for Arab-British'de, Rusya-Ukrayna savaşı ortaya çıkan yeni gerçeklikte, Avrupa ülkelerinin özellikle de Almanya'nın İsrail ile ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

Nazi dönemi nedeniyle İsrail ve Almanya arasında ilişkilerin her zaman mesafeli olduğu belirtilen analizde, ancak Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan reelpolitiğin, kriz zamanlarında her türlü ahlaki duyguya nasıl hükmettiğinin ortaya çıktığı tespiti yapıldı. 

Analizde ayrıca; Rusya-Ukrayna savaşını önemseyen Avrupalı güçlerin, İsrail ile böylesine kazançlı anlaşmalar yaparak, bir çatışmada uluslararası hukukun önemli olduğu, diğerinde ise göz ardı edildiği konusunda kendi ikiyüzlülüklerini ortaya koydukları belirtildi. 

İşte Council for Arab-British'de yayınlanan analiz:

İsrail tarihinin en büyük savunma anlaşması olan Almanya ile imzalanan 3,5 milyar dolarlık silah anlaşması, Almanya-İsrail ilişkilerini yeni bir düzeye taşıdı.

Alman Federal Meclisi Haziran ayında bu alımın onaylanması yönünde oy kullandı ve anlaşma ABD-İsrail ortak füze savunma sistemi Arrow-3'ü de içerdiği için, hemen ardından resmi olarak Amerikan onayına da aldı.

Bu gelişme, İsrail'in Avrupalı güçlere giderek daha fazla silah ihraç ettiği, Ukrayna krizinden cömertçe faydalandığı ve milyonlarca Filistinliye karşı her zamankinden daha acımasız olduğu bir döneme denk geldi.

Anlaşma Almanya-İsrail ilişkileri açısından ne anlama geliyor?

İsrailli Yahudilerin Nazi rejimini doğuran Alman ulusuna karşı her zaman karışık duygular beslemesi anlaşılabilir bir durumdur. Ancak son dönemde birbirini izleyen Alman liderler, uzun süredir İsrail ile sağlam ve kalıcı bir ittifak kurmaya çalışıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede bu duruma atıfta bulunarak;

"Yetmiş beş yıl önce Yahudi halkı Nazi Almanyası topraklarında toz haline getirildi. Yetmiş beş yıl sonra ise İsrail Almanya'ya kendini savunması için gerekli araçları veriyor."

ifadelerini kullandı.

Almanya-İsrail askeri ilişkileri iki yönlü bir ilişkidir. İsrail de uzun zamandır Alman silahlarını satın almak istiyor. Ancak eğer Almanya İsrail ile askeri bir ortaklıktan fayda sağlıyorsa, İsrail'in Filistinlilere yönelik korkunç muamelesi hakkında konuşmak da çok daha zor hale geliyor.

Almanya özellikle yerleşim yerleri konusunda İsrail'i eleştiriyor, ancak anlamlı bir eylemde bulunmayı reddediyor.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali küresel silahlanma sahnesini adeta altüst etti. İşgalden hemen önce Almanya, bir anti-balistik füze sistemi satın alma planlarını ertelemiş ve Anti-drone sistemlerine yatırım yapmayı tercih etmişti.

Ancak Rusya'nın eylemleri Almanya gibi ülkeler için tehdit algısını tamamen değiştirdi. Önceki bütçelerde olmayan fonlar kullanılabilir hale geldi ve bütçler tüm şartlar zorlanarak artırıldı.

Rusya, şüphesiz ki İsrail ve Almanya arasındaki böyle bir anlaşma yaptığı için İsrail'den memnun olmayacaktır. İsrail ise bunların saldırı değil savunma silahları olduğunu savunacaktır. Tel Aviv doğrudan destek vermeyi reddetse de İsrail'in anti-drone radarları Litvanya'nın izniyle Ukrayna'da bile konuşlandırıldı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Netanyahu ile her zaman güçlü bir ilişkiye sahip olsa da, tutumunu değiştirebilir. İsrail, Rusya'nın İsrail'in Suriye'ye yönelik askeri saldırılarını zorlaştırabileceği endişesiyle Ukrayna krizinden uzak durmaya çalıştı. İsrail düzenli olarak Suriye'nin derinliklerindeki hedefleri vuruyor ve genellikle bu saldırıların Hizbullah'ın gelişmiş silahlar elde etme girişimlerini engellemek için tasarlandığını iddia ediyor.

İsrail silah endüstrisi, yine büyük ölçüde Ukrayna'nın bir sonucu olarak, bir patlama dönemi yaşıyor. Geçen yıl İsrail savunma sanayii için rekor bir yıldı. 12.5 milyar dolarlık ihracatın yaklaşık yüzde 30'u Avrupa ülkelerine yapıldı. Üstelik sadece Almanya değil, Avrupa'daki diğer ülkeler de savunma harcamalarını arttırıyor. Doğu Avrupa, Baltık ve Karadeniz ülkeleri, Rus tehditlerine karşı caydırıcılık oluşturmak için istekli müşteriler olarak öne çıkıyor.. Macaristan da İsrail ve Almanya ile ortak bir proje kapsamında insansız hava araçları inşa ediyor. İsrailli liderler Macar lider Viktor Orban'ın da antisemit sicilinden endişe duymuyor gibi görünüyor.

Bu arada Alman ve diğer liderler, siber silahlar da dahil olmak üzere birçok İsrail silah sisteminin Filistinliler üzerinde sürekli olarak test edilmesinden endişe duymuyor. Polonya yüzlerce İsrail yapımı tanksavar füzesi satın alıyor ya da Danimarka 256 milyon dolarlık bir anlaşmayla İsrail topçu sistemlerini satın almak için anlaşmaya varıyor.

İsrail ile anlaşma yapan diğer Avrupalı güçler arasında Yunanistan, İtalya, Estonya, Birleşik Krallık ve İsveç yer alıyor.

Alman-İsrail anlaşması, reelpolitiğin kriz zamanlarında her türlü ahlaki öfke duygusuna nasıl hükmettiğini gösteriyor.

Tarihinin en sağcı, şiddet yanlısı ve antidemokratik koalisyonu olan İsrail'in mevcut aşırı sağcı koalisyonu, bu silah ihracatı başarısından güç alacak ve eylemlerinde haklı olduğunu hissedecektir.

Avrupalı güçler, ABD ve İsrail ile böylesine kazançlı anlaşmalar yaparak, bir çatışmada uluslararası hukukun önemli olduğu, diğerinde ise göz ardı edildiği konusunda kendi ikiyüzlülüklerini ortaya koyuyorlar.

Tartışma