Delikanlı üşümez, sadece donar!

Kimisine göre güven ve itibar... Kimine göre ise istikrar. Masanın ne tarafında olduğunuza bağlı olduğunuza göre değişir. Ama amaç ceketi düşürmemek...

1. resim

Nereden bakarsanız bakın aslında istek ve arzuların ne olduğu belli. Risklerin bu kadar yoğun yaşandığı bir dünya ve Türkiye’de piyasalar, yatırımcılar endişeli gözlerle sığınacak sakin bir liman ararken; ekonomi yönetimleri de “Miş gibi yapmak” üzerine kurgulu olan “ceketi düşürmemestratejisine sahip çıkmaya çalışıyor. Küresel ekonomi orkestrasının şefi olarak bilinen FED 2 yıl önce “bu enflasyon geçici” derken sonra çaktırmadan enflasyonun varlığını kabul etti. Sonra düşürüyoruz dedi, düşmedi. Sonra yok resesyon yok stagflasyon olabilir dendi ama nihayetinde gelinen noktada artık gündem “yumuşak iniş” olarak belirlendi.

Bu hafta oldukça yoğun bir ekonomik haber akışı ile geçti. Dünya bir yandan insanlığın resmen öldüğü İsrail-Filistin meselesini büyük bir tedirginlik, endişe ve hayal kırıklığı ile takip ederken diğer yandan da gözünü kulağını ekonomik gelişmelere yöneltmişti.

Çarşamba günü (1 Kasım 2023) FED faiz kararını açıkladı. Piyasanın beklediği gibi sabit tuttu. ABD politika faizinde bu noktayı en son sanırım 20 yıl önce falan görmüştü. Attığı taş ürküttüğü kaza değmiş mi? Veriler pek öyle demiyor. Zira üretim verileri (PMI) bir miktar düşmesine rağmen hala beklenti altı. İstihdam tarafında da bir miktar daralma var ama bu kadar faiz artışına rağmen pek de beklentileri karşıladı denemez.

2 yıldan fazla bir süredir 20 yıllık politika faizi rekorunu egale edecek taş atarak sadece 1-2 kuşu hafif yaralamak enflasyonla mücadele ise ehh peki o zaman FED doğru yolda! Ama bana sorarsanız 2 yıldır söylüyorum. Enflasyon FED’in pek umurunda değil. Onun için bu kadar faiz artışı ile temel hedef doların küresel değerini yüksek tutma gayreti. Tahvil faizleri motoru yakacak kıvama gelmesine rağmen “ceketi düşürmüyor.”

Dünyanın fabrikası Çin’de de işler pek iç açıcı değil. Her nevi devlet desteğine rağmen, toparlanıyoruz derken üretim istenen düzeye çıkmıyor. Veriler (PMI) bize Çin ciddi ciddi yavaşlıyor diyor!

Sözün özü:

Dünyanın fabrikası Çin’in yavaş yavaş tüyleri diken diken olmaya, içi ürpermeye başladı. Ama sorsanız sorun yok üşümüyorlar. Kürenin diğer ucu ABD’de pastırma sıcakları var, güzü bahar zanneden bitkiler çiçek açmaya başladı! Bir don tehlikesi bu seneki tüm hasat hesaplarını yerle bir edebilir. Ama olsun Powell merak etmeyin her şey mevsim normallerinde diyor, ceketi asla düşürmüyor.

Biz de de durum çok farklı değil. Önce “Böyle olmaz kardeşim, herkes Mersin’e biz Tersine gidiyoruz” dedik. Ekonomi yönetimini değiştirerek “rasyonel” politikalara dönüş yaptık. Hızlıca OVP’yi açıkladık. Aşırı karlara karşı kör olurken; enflasyonu durdurmak için vatandaşın tüketici kredisi ve kredi kartına el attık. Bastık vergiyi. Neticede Türkiye’de yeni ekonomi yönetiminin üst üste faiz artışları ile pahalı hale gelen krediler tarafı talebi ciddi daraltmış görünüyor.

Dün (2 Kasım 2023) TCMB Başkanımız Sn. Erkan’dan enflasyon raporunu dinledik. Önceki raporda %58 olarak açıkladığımız 2023 sonu enflasyon rakamını OVP ile senkronize hale getirerek beklentiler dahilinde %65’e revize ettik. Muhtemelen Kasım Aralık ayında havaların da soğumasıyla artacak olan doğalgaz kullanımının enflasyona geçişkenliği dikkate alınmış. 2024 için ise daha evvel %33 olarak belirlediğimiz tahminimizi %36 revize ettik. Bunu yaparken tahmin bandını da genişlettik (%30 ile %42 arasına). Demek ki TCMB önceki duruma göre riskler daha da artacak diye düşünüyor ki tahmin aralığını genişletmiş. 2025 tahminimiz ise %14. Bu revizyon meselesinde parçadan şu sonuç çıkıyor: Demek ki politika faizi artışları sürecek. Erkan baz etkisinin de devreye gireceği 2024 Mayıs ayını enflasyonda zirve olarak işaret etti ve sonra düşecek dedi.

Erkan revizyonun gerekçesi olarak da beklentilerdeki bozulmayı, vergi artışlarını, akaryakıt fiyatlarını, kuru işaret etmiş. Hoppala... Zaten beklentiler bozuk diye ekonomi yönetimini değiştirmemiş miydik? Neyse... Tıpkı FED gibi 5 aydır faiz artışı yapıyoruz enflasyon tarafında hala bir arpa boyu yol kat edemedik. Kimilerine göre “hala negatif faizdeyiz, pozitif olsa enflasyon düşer” geçerli iken kimilerine göre de “ilişki yanlış kuruluyor, sabaha kadar faiz arttırsa enflasyon böyle düşürülmez” geçerli. Olsun yumurta da tavuktan çıkar tavuk da yumurtadan...

Hülasa; hissedilen sıcaklığa mı yoksa tabelada yazan dereceye mi bakacağız pek emin değiliz.

Ama önümüzde bir gerçek var. Son yıllardaki enflasyonist süreçten nemalananlar süper karları götürdü. Sabit gelirli ve borçlanarak (kredi kartı, tüketici kredisi) ayakta kalma mücadelesi veren vatandaşın talebini daralttık. Siparişler de azaldı. ISO’nun PMI verileri 4 aydır geriliyor. Bu da yakında istihdam kaybına dalalet eder.

Ama olsun. Delikanlı üşümez, sadece donar!

Tartışma