Devşirme Sistemi Osmanlı'da nasıl uygulanıyordu?

Osmanlı’nın 14. yüzyıldan itibaren uyguladığı Devşirme sistemi, Balkanlarda etkin bir şekilde yönetim kurmasını, ordu ve bürokraside sadık devlet adamlarının yetiştirilmesini sağladı. Devşirilen gençler, özellikle Yeniçeri Ocağı’nın asker ihtiyacını karşılamak amacıyla seçilirken, bir kısmı da yeteneklerine göre sarayda eğitim alarak üst düzey idari ve bürokratik görevlere kadar çıktı.

1. resim

Devşirme sistemi nedir?

Devşirme sistemi, Osmanlı'nın Balkanlarda art arda gerçekleştirdiği fetihlerden sonra artan asker ihtiyacını karşılamak için 14. yüzyıldan itibaren uyguladığı, Hristiyan tebaadan genç ve sağlıklı erkek çocukların seçilerek devlet hizmetine alınmasını sağlayan bir askerî ve idari sistem oldu.

Devşirme seçilen çocuklar 
Devşirme seçilen çocuklar 

Devşirme nasıl uygulanıyordu?

Devşirme sistemiyle yetiştirilecek çocuklar özellikle Balkanlardan seçilirdi.

Osmanlı, devşirme sistemini, her bölgede aynı şekilde uygulamamış, yerel gereksinimlere göre şekillendirmişti.

Sistem ilk başlarda daha çok Rumeli’de, özellikle Üsküp, Manastır, Köstendil, Prizren, Ergirikasrı, Yanya, İşkodra, Ohri ve Mostar gibi bölgelerde uygulandı.

15. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’ya da yayılmış, Erzurum, Harput, Diyarbakır, Bursa ve İstanbul çevresinde de uygulanmaya başlamıştı.

Devşirmeye tabi olmayan bölgelerde yaşayan ailelerin elinde, muafiyet belgeleri bulunurdu.

Kale ve köprü koruyucuları, maden işçileri ve inşaat işçileri gibi gruplar bu sistemden muaf tutulurdu.

Devşirme için genellikle Sırp, Boşnak, Arnavut, Rum, Hırvat ve Bulgar çocukları tercih edilirken; Türk, Yahudi, Kürt, Rus, Acem, Gürcü ve Çingene çocukları devşirilmezdi.

Ermenilerden ise sadece saray hizmetine özel olarak az sayıda çocuk alınırdı.

Tüm şartları sağlayan 8 ile 18 yaş arası sağlıklı Hristiyan erkek çocuklar köylerden belirli aralıklarla özel bir görevli tarafından toplanırdı.

Çocuklar, Osmanlı yetkilileri tarafından sıkı bir denetim ve fiziksel değerlendirmeye tabi tutulurdu.

Seçilenler Osmanlı topraklarına götürülerek Türkçe öğretilir ve askeri ya da idari hizmet için uygun olan eğitim alanına dahil edilirdi. 

Devşirme sistemine dahil edilmeyenler

Toplanacak çocukların belirli kriterleri karşılaması gerekliydi.

Hristiyan bir ailenin iki çocuğundan sadece biri seçilir ve genellikle çok çocuklu ailelerin en sağlıklı çocuğu tercih edilirdi.

Tek çocuğu olan ailelerin çocukları devşirme sistemine dahil edilmezdi.

Ayrıca yetim çocuklar, açgözlü oldukları bilinenler, çoban çocukları, kel, köse, fodul, doğuştan sünnetli olanlar ve aşırı uzun ya da kısa boylular devşirilmezdi.

Ancak bazı saray hizmeti görevleri için fiziksel olarak uygun olan uzun boylu çocuklar az sayıda da olsa tercih edilirdi.

Fatih Sultan Mehmed döneminde, Müslümanlığı kabul eden Bosna halkının çocukları, babalarının talebi üzerine sadece saray ve Bostancı Ocağı için devşirilirdi.

Bu, devşirme sisteminin ne kadar titizlikle yürütüldüğünü ve Osmanlı Devleti'nin yerel koşullara göre nasıl stratejiler geliştirdiğini gösteren önemli bir örneklerden biri olarak görüldü.

Seçilen çocuklar genellikle iki temel eğitim alanından birine yönlendirilirdi:

Yeniçeri Ocağı: Devşirilenlerin büyük çoğunluğu, Osmanlı'nın en elit askerî birliği sayılan Yeniçeri Ocağı’na katılırdı.

Yeniçeriler, padişaha doğrudan bağlı olan seçkin, özel eğitilmiş bir asker sınıfıydı. 

Yeniçeri Ocağı, Osmanlı’nın özellikle Yükselme dönemi olarak tabir edilen 14. ve 15. yüzyılda önemli savaşlarda büyük başarılar sağlamış ve devletin genişleme politikalarında önemli bir rol oynamıştı.

Saray Eğitimi: Devşirme sistemine alınan çocuklardan zeki ve yetenekli görülenler Enderun Mektebi’ne yönlendirilerek orada eğitim bir eğitim sürecinden geçmesi sağlanırdı.

Enderun
Enderun

Enderun, Osmanlı sarayında iyi bir yönetici ve devlet adamı yetiştirme okulu olarak kabul edilirdi.

Enderun'da eğitim gören devşirmeler, vezirlikten sadrazamlığa kadar uzanan yüksek idari mevkilere gelebilirdi.

Devşirme sistemine her

Sistemin amaçları ve faydaları

Devşirme sistemi, Osmanlı Devleti'nin bir cihan devleti olmasında oldukça önemli bir etken olarak görüldü.  

Yeniçeriler
Yeniçeriler

Devşirme sisteminin Osmanlı'ya sağladığı stratejik avantajlar şunlardı:

Sadakat: Devşirme olarak seçilmeye uygun olan gençler, ailelerinden ve yaşadıkları coğrafyadan ayrılır Osmanlı toplumuna dahil edilirdi.

Bu durum, onların devlete tam anlamıyla sadakat göstermelerini sağlardı, çünkü Osmanlı'da seçkin ve önemli görevlere gelerek tek aidiyetleri mensup oldukları devlete oluyordu.

Merkeziyetçilik: Devşirme sistemi, devletin askeri ve idari yapısını merkezileştirme çabası sonucunda oluşturulan bir sistemdi.

Devşirmeler, herhangi bir aileye bağlı ve gruba bağlı olmadığı için padişaha doğrudan hizmet ederdi. Bu sebeple Osmanlı’nın özellikle eyaletler üzerindeki denetimi güçlü bir şekilde tavizsiz yapılabiliyordu.

Kültürel zenginlik: Devşirme sistemiyle yetişen çocuklar Balkanlarda yaşayan Hristiyan nüfusun da Osmanlı sistemine dahil olmasını sağlamasına önemli katkı sağlıyordu. Bu çocuklar, bir yandan İslam’a geçerken, bir yandan da Osmanlı yönetim tarzını ve değerlerini benimserdi. Dolayısıyla çok uluslu bir devlet olan Osmanlı'nın fetih politikalarında da önemli bir unsur olarak görev yapardı.

Devşirme sistemiyle yetişen önemli isimler

Devşirme sistemi, Osmanlı'ya birçok önemli devlet adamı ve asker yetiştiren bir sistemdi.

Bu kişilerin birçoğu, devletin en üst düzey kademelerine kadar yükselmiş, Osmanlı’nın genişlemesinde ve yönetiminde önemli roller oynamıştı.

Sokollu Mehmed Paşa (1506-1579)

Sırp kökenli olduğu bilinen Sokollu Mehmed Paşa, Osmanlı’nın en uzun süre görev yapan sadrazamlarından biri olarak tarihe geçti.

II. Selim ve III. Murad dönemlerinde devlet yönetiminde büyük etkisi olmuş, Osmanlı donanmasının yeniden inşasında ve stratejik projelerde önemli rol oynamıştı.

Sokollu Mehmed Paşa
Sokollu Mehmed Paşa

Köprülü Mehmed Paşa (1583-1661)

 Arnavut kökenli olan Köprülü Mehmed Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nu 17. yüzyılda içine düştüğü siyasi ve ekonomik krizlerden çıkaran reformcu bir sadrazamdı.

Görevde olduğu süre boyunca, devleti yeniden güçlendiren sert ve etkili politikalar izledi.

Köprülü ailesi, Osmanlı yönetiminde uzun süre etkin bir rol oynamış, Osmanlı’nın klasik dönemine damga vurdu.

Köprülü Mehmed Paşa
Köprülü Mehmed Paşa

Pargalı İbrahim Paşa (1493-1536)

Yunan kökenli olan Pargalı İbrahim Paşa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde sadrazam olarak görev yapmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde çok etkili bir rol üstlenmişti.

Kanuni’nin yakın arkadaşı ve güvendiği danışmanı olan İbrahim Paşa, imparatorluğun dış politikada aktif olduğu bir dönemde diplomasi ve askerî alanda büyük başarılar elde etmiştir.

Pargalı İbrahim Paşa
Pargalı İbrahim Paşa

Rüstem Paşa (1500-1561)

Hırvat kökenli olan Rüstem Paşa, Sultan Süleyman döneminde sadrazamlık yaptı ve devşirme sistemiyle yetişen en zengin ve etkili sadrazamlardan biri olarak sarayda görev yaptı.

Aynı zamanda Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan ile evlenerek politik olarak da güçlü bir figür haline geldi.

Sadrazam Rüstem Paşa
Sadrazam Rüstem Paşa

Mimar Sinan (1490-1588)

16. yüzyılda Osmanlı'nın baş mimarı olarak önemli yapılarda görev yaptı.

Mimar Sinan'ın ustalık eseri
Mimar Sinan'ın ustalık eseri

Kariyerinde önemli eserler veren ve Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, yapıtlarıyla tarihte hala ayakta duran mimari şaheserlere imza attı.

Tartışma