Çin ve Pakistan işbirliğine karşı terör ittifakı

Pakistan'da İmran Han'ın iktidardan uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan siyasal kaosa etnik ve dini temelli terör hareketleri de eşlik ediyor. Bu terör grupları Çin'in Pakistan'daki çıkarlarına yönelik artan saldırılarıyla küresel jeopolitik mücadeleyi de körüklüyorlar. Pakistan güvenlik güçleri 2022'in ilk 4 ayı dolmadan 120'den fazla kayıp verdi. Pakistan Talibanı (TTP) dini saiklerle hareket ederken ağırlıklı olarak İran sınırında faaliyet gösteren Belucistan Kurtuluş Ordusu, etnik temelli terör eylemlerinde bulunuyor.

1. resim
29.04.2022

Dini ve etnik terör kıskacında Pakistan

Yükselen terörün sebepleri

Pakistan’ın 11 Eylül ve ABD’nin Afganistan işgalinden sonra karşılaştığı terör dalgasını durdurabilmesi yaklaşık 15 yılına, 70.000 sivil ve askerin hayatıyla yüz milyarlarca dolarlık maddi kayba mal olmuştu. Son 5 yıldır görece bir istikrara kavuşan Pakistan, bu güvenli ve istikrarlı ortamı ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın Afganistan’da iş başına geçmesiyle 9 ay gibi kısa bir sürede kaybetti. Bu süreçte terörün yükselmesindeyse iki ana etmen göze çarpıyor. Bunlardan ilki, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmek için başlattığı saldırılarda kontrolünü ele geçirdiği hapishanalerde bulunan TTP ve diğer irili ufaklı Pakistan karşıtı örgüt mensuplarını serbest bırakması. Hali hazırda 4-5 bin kişilik militan gücüne sahip TTP, Afganistan içersinde Taliban’dan sonraki en örgütlü güç konumunda. İkinci etmen ise, ABD Ordusunun çekilirken Afganistan’da bıraktığı silah ve ileri teknolojik ekipmanların sadece bölgede faaliyet gösteren TTP’nin değil Belucistan Kurtuluş Ordusu gibi Pakistan karşıtı diğer örgütlerin de eline geçmiş olması. TTP tarafından yayınlanan propaganda videolarında, örgüt militanları ABD yapımı silahlar, gece görüş dürbünleri ve termal görüntüleme cihazlarıyla karşımıza çıkıyor. Hatta TTP militanları yine ABD yapımı keskin nişancı tüfekleri ve bunlara monte edilmiş gece görüş dürbünleri sayesinde Pakistan tarafına dahi geçmeden rahatlıkla sınırdaki Pakistan birliklerine saldırılar düzenleyebilme kapasitesine erişmiş durumda. 

Ülkenin kuzeyinde bunlar olurken, Pakistan’ın toprak olarak en geniş ancak gelişmişlik olarak en geri eyaleti olan Belucistan’da işler oldukça çetrefilli bir hal almış durumda. Neredeyse Pakistan’ın kurulduğu 1947’den beri bağımsız Belucistan devleti için mücadele eden Belucistan merkezli örgütler de ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra güç ve ivme kazanmış durumda. Burada faaliyet gösteren bir çok farklı örgüt Belucistan Kurtuluş Ordusu (BKA) altında yeniden organize olmuş durumda. BKA’ya bağlı faaliyet gösteren Mecid Tugayları sadece Nisan ayı içerisinde gerçekleşen (bir kısmı teyide muhtaç) 13 saldırıyı üstlenmiş durumda. Örgütün 2022 yılındaki en önemli saldırılarını ise şu şekilde listeyebiliriz:

  1. 28 Ocak – Belucistan’ın Kech bölgesinde bulunan Pakistan Sınır Birliklerine ait bir kampa saldıran  teröristler, 10 askeri öldürdü.
  2. 2 Şubat - Panjur ve Noshki bölgelerine bulunan Pakistan Sınır Muhafızlarının kamplarına saldıran Belucistan Özgürlük Orduna bağlı Mecid Tugayları onlarca asker ve sınır muhafızını öldürdüğünü, 72 saat boyunca da kampların kontrolünü elinde tuttuğunu iddia etti. Pakistan makamları kayıpları konusunda bilgi vermese de yapılan saldırıları doğrulayarak kabul etti.
  3. 4 Şubat –Belucistan Kurtuluş Ordusuna bağlı teröristler tatafından Panjur bölgesinde bir kontrol noktasına yapılan saldırıda 4 Pakistanlı asker hayatını kaybetti.
  4. 26 Nisan – Kadın bir intihar bombacısı Karaçi Üniversitesi’ne bağlı olarak olarak faaliyet gösteren Konfüçyüs Enstitüsün’de çalışan Çinli eğitmenleri hedef aldı. 3 Çinli eğitmen ve 1 Pakistan vatandaşı saldırılarda hayatını kaybetti. 

Geçtiğimiz dönemlerde bu kadar sık, etkili ve Pakistan güçleri için ölümcül saldırılar düzenleme kapasitesinden uzak bir profil çizen Belucistan Kurtuluş Ordusu da kısa sürede kuvvet kazanmasınıysa yine 2 faktöre borçlu. İlk faktör, Afganistan’dan bölgeye yayılan ABD silahları olurken ikinci ve asıl önemli faktörse Pakistan güvenlik makamlarının Belucistan ve Pakistan genelinde Beluc kökenlerine karşı takındığı agresif tutum. 2018’den bu tarafa basına yansıyan bilgilere göre yaklaşık 5000 Beluc kökenli Pakistan vatandaşı için kayıp başvurusu yapılmış durumda. Yakınlarından haber alamayan özellikle yeni nesil Beluci vatandaşlar bölgede faaliyet gösteren örgütlere katılmayı tercih ediyor. Bu şekilde insan ve silah kaynağına kavuşan örgütler de Imran Khan’ın başbakanlıktan indirilmesine giden süreçle birlikte ortaya çıkan istikrarsız ortamdan da ciddi olarak faydalanmış durumda.  Ancak Belucistan’da faaliyet gösteren örgütler sadece Pakistan’ı değil aynı zamanda ülke büyük yatırımları olan Çin’i de hedef alıyor. Bölgedeki örgütlerin Çin’e ait kişi ve kurumlara yaptığı en önemli saldırılarsa şu şekilde:

  1. Kasım 2018 – Karaçi’de bulunan Çin konsolosluğu hedef alındı. Binaya girmeyi başaramayan saldırganlar, koruma görevi üstlenen 4 Pakistanlı polisi ve bölgedeki 1 sivili öldürdü.
  2. Mayıs 2019 – Gwadar’da bulunan Pearl Continental otele gerçekleştirilen saldırıda 1 özel harekat polisi, 1 koruma ve 3 sivil otel çalışanı hayatını kaybetti. Saldırıyı üstlenen Belucistan Kurtuluş Ordusu hedeflerinin otelde kalan Çinli ve diğer yabancılar olduğunu belirtti.
  3. 2020 – Karaçi’de bulunan borsa binasını hedef alan saldırganlar burada da 4 sivili katletti.
  4. Nisan 2021 - Pakistan'ın Belucistan eyaletinin Quetta kentindeki Serena Hotel'de Afganistan bomba yüklü araçla düzenlenen bombalı saldırıda ebeş kişi öldü ve on iki kişi de yaralandı. Patlama esnasında Çin’in Pakistan Büyükelçisi de otelde bulunuyor. Büyükelçi saldırıda herhangi bir yara almadan kurtuldu.
  5. 26 Nisan 2022 – Kadın bir intihar bombacısı Karaçi Üniversitesi’ne bağlı olarak olarak faaliyet gösteren Konfüçyün Enstitüsün’de çalışan Çinli eğitmenleri hedef aldı. 3 Çinli eğitmen ve 1 Pakistan vatandaşı saldırılarda hayatını kaybetti.

Belucistan’ın bağımsızlığı için mücadele eden örgütlerin Çin’i hedef almasının ana sebebiyse Pakistan ve Çin arasında devam eden  Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru projesi. 2016’da imzalanan anlaşmayla hayata geçen proje, Çin’in Sincan Bölgesiyle, Pakistan’ın Belucistan eyaleti içerisinde bulunan kıyı şehri Gwadar’ı 3000 km’lik bir yol ile birbirine bağlıyor. Proje kapsamında Pakistan’ın kuzey-güney ekseninde boydan boya geçen modern otoyollar yapılırken, Gwadar’a yapılacak devasa liman ve deniz üssü projesi de Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun  en önemli ayağını oluşturuyor. 

Bu devasa projenin en stratejik kısmı olan Gwadar limanı ve  bazı diğer kritik altyapı yaptırımları Belucistan eyaletinde yer alıyor. Belucistan’ın özgürlüğü için faaliyet gösteren örgütlerse, Pakistan’ı sosyo-ekonomik açıdan güçlendiren bu projenin Beluc halkına herhangi bir faydası olmadığını söylüyor. Aksine bölgenin yer altı ve yer üstü kaynaklarının Çin-Pakistan işbirliğinde yağmalandığı iddia eden örgütler, zaten hali hazırda Pakistan’ın en fakir eyaleti konumundaki Belucistan’ın daha da fakirleştiğini öne sürüyorlar. Karaçi’de gerçekleşen saldırının Konfüçyüs Ensitüsü ve orada çalışan Çin vatandaşlarının hedef alınmasıysa hem Pakistan hem Çin için yeni bir dönemin başlangıcı. Bölgedeki örgütler yayınladıkları video ve bildirilerde Pakistan’da bulunan Çinli kurum ve kişilerin Belucistan’ı terk etmemeleri durumunda, kendilerini bundan sonra daha çok hedef alacaklarını ilan etmiş durumdalar. 

Uzmanlar, Karaçi’de gerçekleşen intihar saldırısının veya gelecekte yaşanacak benzer saldırıların Pakistan’da uzun yıllara yayılmış ve toplamda 50 milyar dolara yaklaşan yatırımı bulunan Çin’in bölgeden çekilmesi için  yeterli olmayacağını belirtiyor. Zira Çin Pakistan Ekonomik Koridorunun en önemli ayağı olan Gwadar limanı Çin için neredeyse varoluşsal seviyede önemli. Çin bu limanla Pasifik’de yüz yüze kalabileceği herhangi bir deniz ablukası karşısında Pakistan üzerinden kara yoluyla Gwadar’a ulaşarak her türlü mal ve hizmetin ihracat ve ithalatına devam edebilmeyi planlıyor.

Sonuç olarak, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ve Pakistan’da yaşanan siyasi istikarsızlık neticesinde bölgedeki örgütler oldukça güç kazanmış durumda. Asya-Pasifik bölgesinde devam eden Çin-ABD rekabetinin bölgeye yansıması olan yukarıdaki gelişmeler ise Ukrayna benzeri bir krizi Güney Asya'ya taşıyabilir.