East Asia Forum: Ermenistan'ı Batı'ya yönelen dış politikasının sonuçları ne olacak?
Ermenistan'ın son dönemde Batı'ya yönelen dış politikası, Rusya tarafından soğukkanlılıkla karşılanmayacak! Peki Ermenistan için bu değişimin sonuçları ne olacak?
Avustralya merkezli düşünce kuruluşlarından East Asia Forum'da; Ermenistan'ın son dönemde izlediği dış politikasının, hem bölgesel hem de küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Ermenistan'ın özellikle Azerbaycan'a karşı kaybettiği savaşlardan sonra Batı'ya yöneldiği belirtilen analizde, Gürcistan ve Ukrayna deneyimleri göz önüne alındığında Rusya'nın, bu gelişmeyi soğukkanlılıkla karşılamasının pek olası olmadığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Ermenistan'ın açıkça Rusya ile bir çarpışma rotasına girmesinin köklü sonuçları olacağına dikkat çekildi.
İşte East Asia Forum'da yayınlanan analiz:
Ermenistan'da ve çevresinde son derece endişe verici şeyler yaşanıyor.
Ülke, Batı ile Rusya arasındaki yıkıcı, tehlikeli ve gereksiz çatışmanın bir sonraki sahnesi olmaya giderek yaklaşıyor ve Ermenistan'ın hükümeti, görünüşe bakılırsa daha önce Gürcistan ve Ukrayna'nın renkli devrimleri tarafından açılan aynı yoldan yürüyerek Rusya'dan Batı'ya doğru dönüyor.
Gürcistan ve Ukrayna deneyimlerinin bir gösterge olduğu kabul edilirse, Moskova'nın bu gelişmeyi soğukkanlılıkla karşılaması pek olası değil.
Rusya'nın eldivenlerini çıkarması durumunda ise, Batı'nın Ermenistan için Gürcistan'a yaptığından daha fazlasını yapmaya istekli olacağına da dair umut yok.
Batı'nın Ermenistan'ın rota değişikliğini giderek daha şeffaf bir şekilde teşvik etmesi de durumu daha da kötüleştirebilir.
Çatlak derinleşiyor
Yakın döneme kadar, Ermenistan'ın Rusya ile yakın ittifakını sürdürmesinden başka çok az seçeneği vardı.
Ancak ülkenin Azerbaycan başta olmak üzere komşularıyla yaşadığı sorunlar ve kırılgan yönetim yapısı göz önüne alındığında, Ermenistan'ın güvenlik sorunları yaşadığı taraflı tarafsız herkes tarafından kabul edilir hale geldi.
Nitekim Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan geçtiğimiz günlerde Ermenistan'ın Rusya'nın hakimiyetindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden ayrılma niyetinde olduğunu açıkladı.
Aslında örgütten ayrılma söylemleri Ermenistan'da bir süredir oldukça yaygın. Hatta hükümet yanlısı bazı siyasi gruplar, Ermenistan'ın Avrupa Birliği'ne katılması için referandum yapılması talebiyle bir kampanya başlatmış durumda.
AB ile Rusya arasındaki ilişkilerin mevcut durumu göz önüne alındığında, bu sadece AB'ye yönelik bir açılım değil ayrıca Rusya'ya karşı da bir hamledir.
Peki Rusya ve Ermenistan arasındaki ilişkileri bu kadar düşük bir noktaya getiren asıl mesele ne?
Ermeniler Rusya'yı güvenilmez bir müttefik, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nü ise işe yaramaz bir kurum olarak görmeye başladı.
Rusya'nın 2020'deki Ermenistan-Azerbaycan savaşı sırasında Ermenistan'ı Azerbaycan veya Türkiye'nin insafına terk ettiğini düşünen Ermenistan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün sürece müdahale etmeyi reddetmesinden dolayı kendisini mağdur durumda hissediyor.
Ruslar ise bu suçlamalara, 2020 yılında Karabağ'da savaş patlak verdiğinde Rusya ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nü müdahale etmek için resmi bir yükümlülüğü olmadığına işaret ederek yanıt veriyor.
Rusya ayrıca, 2022 sonbaharında eylemsizlik suçlamalarına Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sınırın belirlenmediğini ve bunun da müdahaleye ilişkin hukuki argümanı şüpheli hale getirdiğini savunarak yanıt veriyor.
Semptomlar hastalığa dönüştü
Gerek Paşinyan hükümetinin Batı yanlısı görünümü, gerekse de Rusya'nın Ukrayna'daki meşguliyetinin Ermenistan'ı ikinci planda bırakmış olması gerçeği, Batı'nın giderek Ermenistan konusunda daha hevesli hale gelmesine neden oldu.
Aslında Ermenistan; bağımsızlığını kazandığı günden bu yana, hem Moskova hem de Batı ile iyi ilişkiler kurmayı öngören ve genellikle "tamamlayıcılık" olarak adlandırılan bir dış politika izlemeyi hedefliyordu.
Nitekim; Ermenistan ve Rusya arasında askeri bir ittifak hayatına devam ederken, MINSK grubu nedeniyle başta Fransa olmak üzere Batı da, Ermenistan'ın güvenliğinin vazgeçilmez bir ayağı olarak kabul ediliyordu.
Ancak Ermenistan için işler; 2020'deki Ermenistan-Azerbaycan savaşından ve ardından Ukrayna'daki çatışmanın tırmanmasından sonra çok dramatik bir hal aldı.
Paşinyan hükümeti, Rusya'nın arabuluculuk yaptığı ateşkes anlaşmasının belirli şartlarını uygulamamak konusunda ayak sürüdü ve ardından da, Rusya'yı işe yaramaz bir müttefik olarak suçladı.
Ermenistan hüükümeti ve hükümet yanlısı medya kuruluşları, bu yenilginin bir Türk-Azeri işbirliğinin sonucu olduğunu ve buna Rusya'nın izin verdiğini yaymaya çalıştı. Bu propaganda, Ermenistan halkı üzerinde oldukça da etkili oldu.
Bu popaganda süreci Ermenistan adına iki amaca hizmet etti.
Birincisi Paşinyan'ı, şaşırtıcı derecede pervasız yürüttüğü diplomasisinin sorumluluğundan korudu.
İkincisi ise, Ermeni kamuoyunu Rusya'nın Türkiye ve Azerbaycan'a karşı güvenilmez bir güvenlik ortağı olduğuna ikna etti.
Sonuç olarak; Batı ile herhangi bir yakınlaşmanın, Ermenistan'ın güvenliğini artırabileceği algısı oturtulmuş oldu. Ukrayna'daki savaş da bu argümanlara güçlü bir destek sağladı.
Rusya kendisini kanlı ve uzun süreli bir savaşın içinde bulduktan sonra, Ermenistan için "Batı'ya yönelmek" daha da iyi bir fikir gibi görünmeye başladı.
Bu değişimin sonuçları ne olacak?
Ermenistan açıkça Rusya ile bir çarpışma rotasına girmiş durumda ve bunun sonucunda da, Türkiye ve Azerbaycan'a karşı tamamen savunmasız hale gelme yolunda ilerliyor.
Ermenistan'ın Rusya pazarına ve Rusya'dan ucuz enerji ihracatına olan bağımlılığı göz önüne alındığında, bunun Ermenistan için ciddi ekonomik sonuçları da olacak.