Ekonomiyi 'irade' etmek
Başlığı özellikle seçtim. Zira görünen o ki hem içeride hem dışarıda ekonomik gidişatı “İDARE” etmekle ilgili bir sorun yok. Mahir ekipler iş başındalar. Temel eksiklik ekonomideki uzun vadeli hedeflere ulaşmada “İRADE” gereksinimi...
Küresel tarafın oldukça hareketli olduğu bir dönemi geride bıraktık. Daha önce yazdığımız bir yazıda -takip edenler hatırlayacaktır- “FED’in faizi sabit tutma ihtimaline ilişkin elindeki en değerli gerekçe enflasyona rağmen tahvil fiyatlarıdır” demiştik. Nitekim Kasım ayı başında tahvil faizlerini gerekçe sunarak ek faiz artışına sıcak bakmadığını belirtmişlerdi. Hasretle ve uzun süredir FED’in faiz artışlarına son vermesini bekleyen piyasa bu haber olması gerekenden olumlu karşılamış olacak ki; Powell açıklamalarını yine sertleştirdi. Yani “idare” var ama “irade” yoktu. Ama piyasa anketleri de dahil olmak üzere Aralık’ta bir faiz artışı beklenmiyor. Öncü çalışmalara göre; ABD’de enflasyon beklentilerinin tekrar yükseliş eğilimine girdiğini, güven endeksinde de zayıflama olduğunu not etmeden geçmeyelim.
Moody’s’in ABD’nin kredi not görünümünü negatife çevirdiğini açıklaması haftanın belki de en önemli haberiydi. Tabi dünyanın en büyük borcunu, 2 yıldan fazla süren faiz artışlarını da eklersek çekip çevirmek o kadar da kolay değil. İdare değil, irade lazım...
Dış ticaret rakamları geldi. İhracat 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalat %14,6 azalarak 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti. Enerji ürünleri ve altın hariç ihracatın %2,3, ithalatın ise %1,5 azaldığını görüyoruz. Ekim ayı sanayi üretiminin yıllık %4 (beklenti % 4.9) arttı, aylık olarak da -%0.1 (beklenti %0.6) azaldı. Bir miktar daralmaya işaret ettiğini söylemeden geçmeyelim!
İşsizlik rakamları da %9,1’e düştü. Hizmet sektörünün etkisi büyük... Turizmde bu ay itibariyle canlılığın azalacak olması önümüzdeki aya ilişkin istihdama dair olumlu havayı tersine çevirebilir.
Önemli verileri karşılayacağımız bir hafta oluyor, olacak...
Dün cari denge verisi geldi. Beklentiler 1,3- 1,4 milyar dolar fazlaydı ama beklenti üstü bir durum oluştu ve cari denge Eylül’de 1,9 milyar dolar fazla verdi. Basit ve alışılagelen cari denge fotoğrafımız şu: Bizim cari dengemizin ana mimarı dış ticaret dengesinden geliyor. Burada da ihracatın ithalat ile yakın ve sıkı pozitif korelasyonu ise ana odağı oluşturuyor. Eğer talep daraldıysa, buna bağlı olarak da ithalat düştü ise, onu dengeleyen turizm gelirleri yüksekse o zaman cari denge fotoğrafı olumlu oluyor. Şuanda da tam olarak bu oluyor. Ne zaman turizm gelirlerimiz azalsa, ithalatımız artsa o zaman cari açık fırlayıp gidiyor. Üstüne bir de artan enerji maliyetleri geliyorsa işte o noktada cari açık rekora koşuyor.
İşte bu dertten kalıcı olarak kurtulmanın yolunu 3 senedir tüm mecralarda anlatıyoruz. Enerji ihtiyacınızı kendi kaynaklarınızla ve ucuza çözeceksiniz(1). İhracatın da ithalat ile olan yoğun bağını(2); (hammadde yarı-mamul ihtiyacını ithalat ile değil içeride çözmek) azaltacaksınız. Bunu yaparken de birilerinin alıştıkları konforunu bozmanız gerekecek, canları yanacak, bazı sektörlerde köşe başlarını tutanlar kronik olarak alıştıkları karlarından vazgeçmek istemeyecekler... Bu öyle bugünden yarına olacak bir iş değil. Uzun soluklu, strateji isteyen ve o stratejiyi uygulayacak nefes ve motivasyon isteyen, önündeki engelleri de kaldıracak “İDARE” değil güçlü “İRADE” isteyen bir iş.
Aylık bütçe rakamı verilerini karşılayacağız. Geçtiğimiz ay gibi açık vermesi olası senaryo. Piyasa katılımcıları anketi de gelecek. Bu ankete katılan kişiler revize edilmişti hatırlarsanız. Geçen ay anketin yılsonu %68di. Bakalım revize edilen kişiler; veriyi de revize edecekler mi?
Yargıtay ile Anayasa mahkemesi arasındaki kriz Perşembe ve Cuma günü endeks tarafında negatif fiyatlamaya sebep oldu. Hukukçu değilim çok detaya girmeyeceğim. Ama Anayasa’nın üstünlüğünü zedeleyen bir kararın da taraftarı olmak; “Örnek Olay” anlamında doğru olabilir fakat “Genel olarak” anlamsız. Yüksek yargının birbiriyle çelişmesi Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
BİST-100 endeksinin 5 günlük ortalama altında kapanış yapması ve aynı zamanda kısa vadeli teknik göstergelerde zayıflama emaraleri teknik açıdan olumsuz bir tablo ortaya koyuyor. Jeopolitik risklerin varlığı, faiz oranlarındaki gidişat, işlem hacimlerindeki düşüklük ve alım iştahındaki zayıflığı da dikkate alırsak endeksin yukarı koşmasının önündeki temel engellerin bunlar olduğu aşikar. Gelecek olumsuz haberler 7400’e doğru bir düşüş getirir. Ama 7400 iyi ibr destek noktası. Daha kötüsü için çok daha kötü haberler gelmesi gerek. İyi haberler 8000 üstü bir endeksi getirebilir.
Hülasa son 3 yıllık gelişmeler gösteriyor ki idare değil, irade zamanı geldi de geçiyor bile...