Fransız milyarderler Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ ile temas kurma yarışına girdi
Financial Times’a konuşan üst düzey yöneticiler, sol ittifakın iş dünyası için Le Pen yönetimindeki Ulusal Birlik’ten bile tehlikeli olduğunu söyledi.
Financial Times’a konuşan dört üst düzey yönetici ve bankacı, anketlerde aşırı sağın en büyük rakibi olarak görünen sol ittifakın iş dünyası için Le Pen yönetimindeki Ulusal Birlik’ten bile tehlikeli olduğunu söyledi. Ulusal Birlik finansman kaynağını belirtmeden vergi indirimine ve göç karşıtı politikalara yöneleceğini açıklamıştı.
Solun antikapitalist ajandası
Ülkenin en itibarlı borsa endeksi CAC 40’ta yer alan bir şirketin başkanı 30 Haziran ve 7 Temmuz’daki iki turlu seçim öncesinde diğer grupların önünde olan parti hakkında “Ulusal Birlik’in ekonomi politikaları boş bir sayfaya benzediğinden iş dünyası bunları doğru rotaya yönlendirebileceğini düşünüyor. Solun katı antikapitalist ajandasını yumuşatması ise muhtemel görünmüyor” diye konuştu.
Fransa’dan bir başka önemli patron,yatırımcı ve milyarder ise “İki hafta önce iş dünyasının Ulusal Birlik’i destekleyeceğini ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u denklemin dışında tutacağını söyleseniz inanmazdım” diyor.
İsimlerini vermek istemediler
İki yönetici de siyasete dair görüşlerinin kamuoyu tarafından bilinmesini istemediği için ismini vermedi. Ülkede gündem yoğun. Macron başında bulunduğu merkez ittifakın Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Ulusal Birlik tarafından hezimete uğratılması sonrası erken seçim çağrısında bulundu.
Ulusal Birlik salt çoğunluğu kazanırsa Le Pen’in yardımcısı Jordan Bardella’nın başbakan olması bekleniyor. Paris’teki yatırım bankası ve şirket yöneticileri Bardella’nın son aylarda iş dünyasının liderlerini yanına çekmek için halihazırda kapalı kapılar ardında görüşmeler yaptığını söylüyor.
Ekonomi politikaları üzerine çalışan Ulusal Birlik milletvekili Jean-Philippe Tanguy de lobicilerden telefonlar aldığını, yatırımcı ve şirketlerin partinin planlarını öğrenip anlamaya hevesli olduğunu söyledi.
Tanguy “Onlara Ulusal Birlik’in bütçe açıklarını kontrol altına alacağını ve makul bir plan sunacağını anlattık. Piyasalar bize yumuşak yaklaşmayacağı için böyle yapmaktan başka çaremiz yok” diye konuştu.
Macron ekonomisinden kopuş
Piyasaların siyasi belirsizliğe tepkisi sert oldu. CAC 40 endeksi bir hafta önceki erken seçim ilanından pazartesi günü kapanışa kadar yüzde 5’ten fazla değer kaybetti.
Alman ve Fransız gösterge tahvil getirileri arasındaki fark erken seçim çağrısından beri yüzde 0.31 puan arttı. Fransa’nın eldeki borcu tutma riskine dair en önemli piyasa göstergelerinden biri olarak görülen bu fark 2011’deki Euro Bölgesi borç krizinden beri en büyük haftalık artışı yaşadı.
Bir başka üst düzey yönetici ise Fransa’nın ekonomi stratejisini ya aşırı sağ ya da sol partilerin belirleme ihtimalini “veba ile kolera arasında kalmak” olarak niteledi.
Hem aşırı sağ hem de soldaki Yeni Halk Cephesi ittifakı, Macron’un iş dünyası dostu ekonomi politikasından radikal kopuş istiyor.
Cumhurbaşkanı Macron şirketlerden alınan üretim vergilerini indirerek firmaların çalışanları kovmasını kolaylaştırmış ve JPMorgan Chase, Pfizer ve Amazon gibi yabancı şirketlerin Fransa’ya yatırım yapmalarına odaklanmıştı. Neticede ülkede işsizlik düştü ve Avrupa’nın geri kalanının aksine durgunluk yok. Ancak Macron döneminde Covid-19 pandemisi ve Ukrayna’daki savaştan kaynaklanan enerji şoku boyunca kamu borçları muazzam seviyelere çıktı.
Rekabet kurallarını ihlal edebilir
Tam bir ekonomi programı yayınlamayan Ulusal Birlik ise kamu hesaplarını denetledikten sonra Macron’un en önemli hamlesi olan emeklilik reformunu bu yıl içinde iptal edebileceği yönünde sinyaller verdi. Hatta bu plan kampanyanın kritik vaatlerinden biri olarak sunuluyor.
Parti enerji ve yakıttan alınan katma değer vergisini indirme sözünü de tutacağını söylüyor. Mevcut hükümete göre böyle bir hamlenin edeli 16 milyar euro. Öte yandan pazartesi akşamı konuşan Bardella aşırı sağın seçmeni ve piyasaları sakinleştirme girişimleri kapsamında hane ihtiyaçlarına uygulanacak 7 milyar euro’luk KDV indirimini erteleme kararını açıkladı. Ulusal Birlik ayrıca ihalelerde Fransız şirketlerine öncelik vereceğini söylüyor ama bu AB rekabet kurallarının ihlali anlamına geliyor.
Le Pen ise iş dünyasına güven verme derdinde. Pazar günü Le Figaro’ya yaptığı açıklamada “Finans piyasaları Ulusal Birlik’in projesini gerçek manada anlamış değil. Projemizin sadece karikatürünü duymuşlar. Gerçekten okuyunca son derece makul bulacaklar” ifadelerini kullandı.
Soldaki Yeni Halk Cephesi benzer açılımlar yapmış değil. Ancak sol ittifak artan harcamaları karşılamak için planlanan milyarlarca euro’luk vergi artışları sebebiyle daha sorumluluk sahibi bir ekonomi programı sunacağını dile getiriyor.
Sosyalist Parti Genel Sekreteri Olivier Faure “Bu programı elimizi en zenginlerin ceplerine atarak finanse edeceğiz” diye konuştu.
Yeni Halk Cephesi’nin programında Macron’un emeklilik reformunun iptali, kamudaki maaş ve sosyal yardımları artırma, ayrıca asgari ücrete yüzde 14 zam, temel gıda ve enerji fiyatlarının sabitlenmesi yer alıyor.
Sol ittifak varlık vergisini yeniden getireceğini, varlıklılar lehine olan birçok vergi muafiyetini kaldırmayı ve en çok kazanan kesimden alınacak gelir vergisini artırmayı vaat ediyor.
"Euro bizi korur"
Şirket patronları bu planlara tepkili. Seçim sonuçlarından endişe eden yüksek profilli bir girişimci, “Solun ekonomik programı kesinlikle kabul edilemez ve Fransa’nın kapitalist sistemin dışına çıkmasına yol açar. Bardella güven veren bir görünüşe sahip olsa da aşırı sağ da sadece ekonomiye değil demokrasiye de tehdit oluşturuyor” diyor.
Daha iyimser olanlar da var. Kamu borcu konusunda uzman danışmanlık firması Centerview Partners’tan yatırım bankeri Matthieu Pigasse’a göre AB’ye şüpheci bakan Ulusal Birlik euro’yu ve AB’yi ne kadar eleştirse de Fransız ekonomisi bizzat AB ve “euro sayesinde korunuyor.”
L’Express dergisine konuşan Pigasse “Tarihsel bir ironi söz konusu. Euro sayesinde solun ve aşırı sağın ekonomi üzerindeki etkisine karşı bağışık olacağız” ifadelerini kullandı.