EUObserver: Türkiye'de yaklaşan seçim ittifaklar arasındaki çekişmeden çok daha fazlası

Aylarca süren ve Şubat ayının son haftasında doruğa ulaşan gerilimin ardından Türkiye muhalefeti, cumhurbaşkanı adayı olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak genel seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında aday olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde seçim tarihini belirleyen bir kararnameyi imzalayarak, depremi oylamayı ertelemek için bir bahane olarak kullanacağı yönündeki spekülasyonlara son verdi.

Kılıçdaroğlu, bünyesinde barındırdığı muhalefet partileri nedeniyle halk arasında Altılı Masa olarak bilinen Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olacak. Millet İttifakı'nda CHP'nin yanı sıra ılımlı milliyetçi İYİ Parti, bir İslamcı parti, bir merkez sağ ve iki muhafazakar parti yer alıyor.

Erdoğan, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Parti ve sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve bir İslamcı-Kürt partisinin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olacak.

Esas rekabet bu iki blok arasında yaşanırken, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) liderliğindeki Emek ve Özgürlük İttifakı seçimin sonucunda belirleyici rol oynayacak.

Emek ve Özgürlük İttifakı üyeleri, ilk tur oylamada kendi cumhurbaşkanı adaylarını gösterip, olası ikinci turda Kılıçdaroğlu'nu destekleyebilecekleri gibi, Kılıçdaroğlu'nu baştan destekleme kararı da alabilirler.

Türkler seçimlerde, cumhurbaşkanlarıyla birlikte yeni bir parlamento hatta muhtemelen yeni bir paradigma seçecek. Parlamento seçimlerinin sonucunu tahmin etmek nispeten daha kolay. Zira ittifakların hiçbiri parlementoda çoğunluğu elde edemeyecek gibi görünüyor.

Millet İttifakı, özellikle kritik siyasi reform konularında önde olabilir. Altılı masa, güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek için bir anlaşma ve bir anayasa değişikliği içeren, ortak hedefler belirleyen bir Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı taslağı hazırladı.

Millet İttifakı, bu konuda ağırlıklı olarak Emek ve Özgürlük İttifakı'nın desteğini alıyor. Bu destek, anayasa değişikliği gerektirmeyen siyasi reformların parlamento tarafından onaylanmasını mümkün kılıyor. Parlamenter sistemin restorasyonu da dahil olmak üzere daha geçmiş reformlar için ise daha geniş bir mutabakata ihtiyaç var.

Anketler yol gösterici değil

Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu tahmin etmek o kadar kolay değil. Bir adayın kazanması için birinci veya ikinci turda kullanılan geçerli oyların yüzde 50'sinden fazlasını alması gerekiyor.

Çok sayıda Türk kamuoyu yoklamasına rağmen, halka açık olan anketlerim çoğunda metodoloji sorunları var. Hatta bazıları, sadece siyaset mühendisliği araçlarından birisi olarak yapılıyor. Sonucu tahmin etmek için onlara güvenmek yanlış algılamalara yol açabilir.

Türkiye, uzun ve demokratik seçim geleneğine rağmen, seçimin süreci ve sonuç bütünlüğü konusunda da endişeler var.

Türkiye'de yaklaşan seçim, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu veya temsil ettikleri partiler ve ittifaklar arasındaki bir çekişmeden çok daha fazlası.