Eurasia Rewiew: Dünya nükleer bir savaşla karşı karşıya mı kalacak?

Rusya'nın Kuzey Kore, ABD'nin ise ATACMS hamlesi bin günlük savaşın seyrini değiştirdi! Dünya nükleer bir savaşla karşı karşıya mı kalacak?

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından Eurasia Rewiew'de, ABD-Ukrayna ve Rusya arasında tırmanan nükleer savaş riskinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD'nin ATACMS füzelerinin kullanımına onay vermesinin, bin gününü geride bırakan savaşı yeni bir boyuta taşıdığı belirtilen analizde, Kuzey Kore'nin Rusya'ya 10.000'den fazla askerini göndermesinin de beklenenden daha fazla etki uyandırdığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; büyük bir risk olarak görülen nükleer savaş restinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair dengelere dair ayrıntılara yer verildi.

İşte Eurasia Rewiew'de yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Joe Biden'ın ani bir karar değişikliğiyle Ukrayna'nın Rusya topraklarındaki hedefleri vurabilen daha uzun menzilli ATACMS balistik füzelerini kullanmasına onay vermesi, bin gününü geride bırakan savaşı yeni bir boyuta taşıdı.

Biden ve ulusal güvenlik “beyin takımı” olarak adlandırılan Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, sürekli olarak Kiev'in bu tür füzeleri kullanma talebini ve Ukrayna'nın Rus hedeflerini vurmak için İngiltere'nin Storm Shadow havadan fırlatılan uzun menzilli seyir füzelerini kullanmasına izin verilmeyeceklerini açıkladı.

ABD bu kararını, Rusya'nın kalbine yönelik bu tür saldırıların savaşın sarmal bir şekilde tırmanmasına yol açabileceğini savunarak yaptı.

Görünen o ki; Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un, Rusya'ya 10.000'den fazla Kuzey Kore askerini göndermesi beklenenden daha fazla etki uyandırdı.

Temel olarak, 1000 gündür devam eden Ukrayna-Rusya savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Kore Savaşı ve İspanyol-Amerikan Savaşı'na yol açan türden, çok yaygın bir kısasa kısas tırmanma modelinin yeni bir versiyonuna dönüştü.

Ancak bu defa farklı olan durum şu ki, bir noktada bu kısasa kısaslardan biri bu örneklerden farklı olarak nükleer bir yanıta yol açabilir.

Ve böyle bir tırmanma süreci sadece saatler ve hatta dakikalar içerisinde küresel bir yıkıma neden olabilir.

Nükleer savaş ihtimali

Nükleer savaşa yol açma ihtimalinin tamamen yok olduğu söylenemez. Ancak küresel bir felakete yol açacağının farkında olan tarafların “sorumlu tutumları” nedeniyle çok zayıf olduğu söylenebilir.

Ancak bunun dışında çok sayıda neden bulunuyor.

İlk olarak; İngiliz Telegraph gazetesi, askeri uzmanlarla desteklediği analizinde, Rusya'nın Kursk'ta ilerleyen karşı saldırısını devam ettirmesi için bu füzelerden 'yüzlercesinin' gerekeceğini belirtiyor. 

İkinci olarak; ATACMS'lari kullanan Ukrayna askeri personelinin bunları nasıl ateşleyecekleri ve hedeflere yönlendirmek için uydu tabanlı güdüm sistemini nasıl kullanacakları konusunda daha fazla eğitilmesi gerekiyor.

Tüm bunlar zaman alacak ve Biden yönetimi için zaman daralıyor.

3 Ocak 2025'te tamamen Cumhuriyetçilerin eline geçecek olan yeni Kongre göreve başlayacak ve Cumhuriyetçilerin önderliğindeki yeni Senato'nun, yeni seçilen Başkan Donald Trump'ın talimat vermesi halinde, Biden'ın elini kolunu bağlayacağına ve roketlerin tedariki konusundaki kararını geri alacağı neredeyse kesin.

3 Ocak'a sadece 45 gün kaldı.

Dahası, Trump'a “yumuşak bir geçiş” sözü veren Biden, önümüzdeki haftalarda Trump'ı ve dış politika ekibini herhangi bir dış politika krizi veya sorunuyla ilgili tartışmalara dahil ederek uzun süredir devam eden yumuşak bir devir teslim geleneğini takip etmek zorunda kalacak.

Dünya diken üstünde

Putin, Trump'ın ikinci başkanlık dönemine Ukrayna'da bir barış anlaşmasıyla başlamayı çok istiyor gibi görünüyor. Trump'ın da benzer bir niyette olduğu kampanya dönemindeki açıklamalarından çıkca görülüyor.

Bu nedenle Rus lider, 'kırmızı çizgilerinden' birinin ihlal edilmesine ne kadar kızarsa kızsın, bu süreci savaşı topyekün Avrupa'ya taşıyacak bir adım atmama konusunda kararlı davranabilir.

Böyle bir sonuç Trump'ın barışı sağlama planını hayata geçirmesini sağlayabilir.

Ancak tüm dengeler ortaya bir gerçeği koyuyor. Dünya 3 Ocak gününe kadar diken üzerinde olmaya devam edecek.

Tartışma