Eurasia Rewiew: İran ve Rusya, Batı'nın küresel hegemonyasına nasıl meydan okuyor?

İran ve Rusya, Batı'nın küresel hegemonyasına meydan okuyacak yeni bir ikili anlaşma üzerinde çalışıyor. İki ülke arasındaki ekonomi, askeri ve güvenlik alanlarında hangi adımlar atılacak?

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından Eurasia Rewiew'de, Ukrayna ve İsrail çatışmalarının ardından Rusya ve İran arasında artan işbirliği sürecinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Rusya ve İran'ın, Batı tarafından izole edilen ve yaptırımlar nedeniyle zor bir dönem geçiren iki ülke olduğuna dikkat çekilen analizde, iki ülkenin özellikle güvenlik ve ekonomi başlıklarında stratejik ortak haline geldikleri tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Rusya ve İran'ın, Batı'ya karşı ortak muhalefetlerinin altını çizecek yeni bir ikili anlaşmayı hayata geçirmek üzere oldukları belirtildi.

İşte Eurasia Rewiew'de yayınlanan analiz:

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 22-24 Ekim tarihlerinde düzenlenen son BRICS zirvesi sırasında Rusya'nın Kazan kentinde bir araya geldi.

İran'ın kısa bir süre önce dış ilişkilerini geliştirmek isteyen yeni bir cumhurbaşkanı göreve getirdiği göz önüne alındığında, ikili gündem oldukça genişti ve her iki ülkenin de Ukrayna ve Orta Doğu'daki kendi çatışmaları ışığında daha yakın ilişkiler geliştirmeye olan ilgisini ortaya koydu.

Her iki taraf da kendilerini Batı tarafından izole edilmiş, yaptırımların hedefi olmuş ve yeni müttefiklere ihtiyaç duyan benzer bir konumda buldular ve daha yakın siyasi ve askeri işbirliği kurmak istiyorlar.

Moskova ve Tahran, değişen tercihlerini yansıtacak ve kolektif Batı'ya karşı ortak muhalefetlerinin altını çizecek bir anlaşmayı hayata geçirmek istiyor.

İki ülke arasındaki işbirliği, karşılıklı güvensizliğe rağmen 2022'den bu yana çeşitli cephelerde kademeli olarak gelişme gösterdi. Bu eğilimin, stratejik ortaklıklarının kapsamını yeniden tanımlamayı vaat eden kapsamlı bir anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlanması bekleniyor.

Böyle bir anlaşmanın imzalanması için kesin bir tarih henüz belirlenmemiş olsa da, hem Moskova hem de Tahran muhtemelen yıl sonuna kadar bir tür anlaşmayı onaylamaya çalışacaktır. Çünkü her iki taraf da ikili ilişkilerdeki iddialı tasarımlarının da gösterdiği gibi hızlı bir şekilde bir anlaşma imzalamaya hevesli görünüyor.

Bu anlaşmanın içeriğinin ne olacağı tam olarak bilinmiyor. İki ülke arasında yirmi yıldan uzun bir süre önce imzalanan bir önceki anlaşmayla karşılaştırıldığında, beklenen anlaşmaların çok daha kapsamlı siyasi, ekonomik ve kültürel bağlar içermesi muhtemeldir.

Genişleyen ilişkilerinin temel taşı olan askeri ve güvenlik işbirliğine büyük bir vurgu yapılması muhtemeldir.

Daha açık bir ifadeyle, insansız hava aracı ve füze üretiminin Moskova ve Tahran'ın gündeminde en üst sıralarda yer alacağı kesin; zira Ukrayna ve İsrail ile yaşadıkları çatışmalar bu tür silah sistemlerinin önemini her ikisine de kanıtladı.

İki tarafın ayrıca daha fazla eğitim yardımı ve İran'ın Rus Su-35 savaş uçakları ve potansiyel olarak S-400 füze sistemleri satın alması konusunda da anlaşması muhtemel.

Yeni anlaşmanın savunma dışında ticaret, medya, eğitim, uzay araştırmaları, kültürel değişim ve ortak ödeme sistemi gibi alanlarda da işbirliğini genişletmesi öngörülüyor.

Moskova ve Tahran ayrıca İran'da büyük doğalgaz boru hatlarının inşasını, sıvılaştırılmış doğalgaz projelerinin hayata geçirilmesini ve doğalgaz ve petrol ürünlerini içeren takas işlemlerinin yapılmasını engelleyen anlaşmazlıkları çözmeye istekli olacaktır.

Moskova ve Tahran hayati önem taşıyan Uluslararası Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru'nu iyileştirmeye ve genişletmeye çalışıyor.

Hazar Denizi boyunca uzanan ve Rusya ile İran'ın güney limanlarını birbirine bağlayarak Hint Okyanusu ve Güney Asya pazarlarına erişim sağlayan bu koridor, on altıncı yüzyıldan bu yana Rusya ve İran arasında tarihi bir ticaret yolu olmuş ve aralarındaki işbirliğinin tarihsel köklerini oluşturmuştur.

İran için Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali ve ardından Batılı diplomatik kurumlardan tecrit edilmesi, Rusya'yı İran ile daha yakın ilişkilere iten belirleyici bir an oldu.

Batı ticaretinden izole edilen ve ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalan Rusya, Orta Doğu ve Asya'ya yöneldi. Bu süreçte de İran'ı vazgeçilmez bir ortak haline getirdi.

İran Rusya'yı gelişmiş silahlarla destekledi ve bu gelişen ilişkiler Rusya'nın, Husilere geleneksel olarak karşı çıkan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer bölgesel güçlerle ilişkilerine zarar verme pahasına destek vermesine kadar uzandı.

İran ve Rusya'daki liderler Batı'nın jeopolitik ve ekonomik hegemonyasına meydan okumaya dayalı çok kutuplu bir dünya tasavvur etmektedir.

Bu yaklaşım da, Çin'in başlıca aktör olduğu, alternatif ittifak ağları ve küresel çapta kilit jeopolitik liderler yaratmaya çalışan daha kapsamlı bir ülkeler sürekliliğine uymaktadır.

BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi örgütlerin uluslararası alanda ilgi görmesi ve yükselişi, Rusya ve İran'ın kendilerini yükselen güçler olarak konumlandırmasıyla birlikte küresel jeopolitikte yeni bir döneme işaret etmektedir.

Tartışma