Financial Times: ABD teknolojiyi finanse etme oyununa büyük adımlarla geri döndü
Financial Times Biden hükümetinin Asya teknolojisine karşı geliştirdiği hamleleri analiz etti.
ABD merkezli Financial Times gazetesi Silikon Vadisi'ndeki gelişmeleri, Biden hükümetinin Asya teknolojisine karşı geliştirdiği hamleleri analiz etti.
İşte o yazı:
Risk sermayesi yatırımcısı Bill Gurley’e göre Silikon Vadisi, Washington’daki federal hükümet merkezinin 4 bin 600 kilometre uzağında olduğu için başarılı. Ancak bu görüş, önemli bir tarihsel ikilemi göz ardı ediyor: Silikon Vadisi büyük oranda federal kaynaklarla inşa edildi. Askeri ve sivil roketleri yönlendirmek isteyen Pentagon ve NASA, ilk silikon çip alıcıları olmuştu ve iştahlarının sonu gelmedi. 1963 yılına gelindiğinde ABD'de üretilen tüm entegre devrelerin yüzde 60'ını Apollo uzay programı satın alıyordu.
ABD federal hükümeti bir kez daha teknolojiyi finanse etme oyununa büyük adımlarla geri döndü ve özel sektör yatırımları ve yenilikçiliğinin yeni bir dalgasını serbest bırakmayı vaat ediyor.
ABD, Çin’in yükselişini engellerken küresel teknolojik liderliğini yeniden ortaya koyma niyetinde ve bu kabiliyete sahip. Teknoloji önderlerinin bir kısmı kabul etmese bu yeni siyasi hırstan en çok faydalananlardan biri de Silikon Vadisi olacak. Dünyanın geri kalanı bir gün ABD’yi birçok stratejik sektörde geçeceğini umuyor olabilir ama diğer ülkelerin konumu daha ziyade yakalamak için peşinden koştukları arabalara havlayan köpeklere benziyor.
Bu hafta Yarı İletken Endüstrisi Birliği, yarı iletken endüstrisini desteklemek için 39 milyar dolarlık hibe teşviki sağlayan Çip Yasası’nın 2022 yılında kabul edilmesinin özel sektör yatırımlarını nasıl tetiklediğini vurgulayan bir rapor yayınladı. O zamandan bu yana 25 eyalette 83 ayrı projede 447 milyar dolarlık ek yatırım açıklandı. Rapor, ABD’nin öncü çipler, yani 10 nanometrenin altında parçalar alanındaki küresel üretim kapasitesini 2032’ye kadar yüzde 28’ine çıkaracağını tahmin ediyor. ABD’nin payı bugün yüzde 0.
“Sputnik anı” gibi
Tıpkı 1957’de Sovyetler Birliği’nin ilk uyduyu fırlatmasının ardından yaşanan “Sputnik anı”nın ABD’de teknolojik yatırımları tetiklemesi gibi, Çin ile yaşanan süper güç rekabeti de teknoloji sektöründeki federal harcamaları gevşetti. Washington sonunda Tayvan ve Güney Kore’den çip ithalatına olan bağımlılığının daha değişken bir dünyada kabul edilemez bir stratejik zaaf olduğunu fark etti.
Yarı İletken Endüstrisi Birliği Başkanı John Neuffer bana “Çiplerimizin yüzde 75 ila 85'inin Doğu Asya'da üretildiği fikri sürdürülemezdi” diyor.
"Dünyanın geri kalanı bir gün ABD‘yi birçok stratejik sektörde geçeceğini umuyor olabilir ama diğer ülkelerin konumu daha ziyade yakalamak için peşinden koştukları arabalara havlayan köpeklere benziyor."
Ancak federal hükümetin hedefleri yarı iletkenlerin ötesine uzanıyor. Yine 2022 yılında kabul edilen Enflasyon Azaltma Yasası, iklim teknolojisinde önemli bir yatırım dalgasını teşvik ediyor. Biden yönetimi ABD'nin biyoteknoloji ve kuantum sektörlerindeki gücünü de artırmayı hedefliyor. ABD’nin daha önce bazı kritik alanlarda örneğin telekomünikasyon altyapı ekipmanları ve bataryalarda erken elde edilen teknolojik liderliğinden faydalanamadığını kabul ediyor ve bu hatayı tekrarlamak istemiyor.
Elbette Washington’un yapabileceği çok şey var. Ancak ABD özel teknoloji sektörü, yatırımcıların yapay zekanın dönüştürücü gücü üzerine büyük bahisler oynamasıyla bağımsız olarak yeni bir finansman dalgasının tadını çıkarıyor. Google, OpenAI, Nvidia, Microsoft ve Anthropic'in başını çektiği ABD şirketleri, halihazırda üretken yapay zeka alanına hakim. Goldman Sachs, diğer önde gelen ekonomilerde yüzde 1.5 ila yüzde 2.5 arasında olan yapay zeka ile ilgili yatırımların ABD‘de GSYH'nin yüzde 2.5 ila yüzde 4'üne yükselebileceğini tahmin ediyor.
Stanford Üniversitesi Dijital Ekonomi Laboratuvarı Direktörü Erik Brynjolffson “Bu gerçek bir atılım” diyor.
Seçim ve ithalat kısıtlaması riski
Üretken yapay zeka yalnızca ABD şirketlerinin rekabet gücünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda genel ekonomiyi de güçlendirecek. Kongre Bütçe Ofisi önümüzdeki on yıl içinde yıllık ortalama üretkenlik artışının yüzde 1,4 olacağını tahmin ederken, Brynjolffson bunun büyük ölçüde yapay zeka sayesinde yüzde 3'e yaklaşacağını öngörüyor. "Üretkenlik artış oranını kabaca iki katına çıkaracak" diyor.
GSYH'nin yüzde 6'sı oranında bütçe açığı veren ve yapay zeka sayesinde borsa patlaması yaşayan ekonomilerin iyi görünümünün aldatıcı olabileceği doğru. Amerika’nın zayıf ulaşım altyapısı ve beceri eksiklikleri gibi zayıflıklarının üstesinden gelmek kolay olmayacaktır. Çin’e getirilen üst düzey çip ihracatı kısıtlamaları da ABD şirketlerine zarar verecektir. Bu yılki başkanlık seçimlerinin ardından yaşanacak siyasi çalkantılar da göz ardı edilemez. Ancak efsanevi yatırımcı Warren Buffett'ın dediği gibi: “Asla Amerika'ya karşı bahis oynamayın.”