Foreign Affairs: Gazze Savaşı'nda dönüm noktasına mı geliniyor?
İsrail gelecek nesillerine, uluslararası desteğin bu kadar kısa bir zamanda nasıl büyük bir çöküş yaşadığını açıklamakta zorlanacak. ABD ve İngiltere'nin tavrı, Gazze'deki savaşta bir dönüm noktası mı olacak?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Foreign Affairs'de, altı ayını geride bırakan ve artık uluslararası literatüre soykırım savaşı olarak giren Gazze katliamında değişen dengelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'e daha fazla silah tedariki konusunda bir ambargosu kaçınılmaz göründüğü belirtilen analizde, İsrail'e verilen uluslararası destek konusunda da büyük bir çöküş yaşandığına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca; Gazze'deki savaştan, bazı silah sistemleri ve mühimmatın kullanımına ilişkin koşulların belirlenmesi gerektiği ile ilgili derslerin alınması gerektiği vurgulandı.
İşte Foreign Affairs'de yayınlanan analiz:
Gazze'deki savaşın üzerinden altı ay geçtikten sonra, aralarında Hollanda, Japonya, İspanya ve Belçika'nın da bulunduğu bir dizi ülke, İsrail'in kampanyasını yürütme biçiminden öylesine rahatsız oldular ki, Tel Aviv'e silah satışlarını askıya almak gibi alışılmadık bir adım attılar.
İngiltere ve ABD'de de bu seçenek ciddi bir şekilde değerlendiriliyor ve alınacak olası bir karar, bu ölümcül silahların sivillere karşı ayrım gözetmeksizin kullanılmasını durduran bir oyun değiştirici olabilir.
Geleceğin tarihçileri, 1.200'den fazla insanın ölümüne ve yüzlercesinin rehin alınmasına neden olan korkunç bir saldırının ardından, bir ülkeye yönelik uluslararası destek ve sempatinin bu kadar kısa bir süre içinde bu denli büyük bir çöküş yaşamasını açıklamakta zorlanacaklardır.
İsrail'in "Hamas'ı yok etme" savaşının üzerinden altı ay geçtikten sonra, İsrail'in verdiği orantısız ve gelişigüzel karşılık nedeniyle İsrail'e olan uluslararası destek adeta buharlaştı.
Hatta Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in eylemlerinin soykırım anlamına gelebileceğine dair makul bir karara imza attı.
Sonuç olarak, İsrail'e daha fazla silah tedariki konusunda bir ambargosu kaçınılmaz görünüyor.
Geçtiğimiz hafta Deyr El-Balah'ta İsrail'in konvoylarına düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden yedi World Central Kitchen yardım görevlisinin trajik ölümü dünyayı haklı olarak öfkelendirdi ve İngiltere'nin İsrail'le askeri ilişkilerini yeniden değerlendirmesine, hatta ABD'nin bile “politikamız değişebilir” söylemlerine neden oldu.
Uluslararası toplumun, özellikle de BM Güvenlik Konseyi'nin geçen ay acil ateşkes ve rehine takası çağrısında bulunan kararını kabul etmesinin ardından, İsrail'in bu kararı yok sayması ile tavrı daha da değişmeye başladı.
Gazze'de bir ateşkes ihtiyacı son derece acil ve bu, sadece çok sayıda insanın hayatını kurtarmak ve daha fazla acı çekmesini önlemek için değil, aynı zamanda İsrail'i parya bir devlet olmaya doğru götüren anlayıştan ve bölgesel istikrarı tehlikeye atan hükümetinden kurtarmak için gerekli.
İngiltere'de Başbakan Rishi Sunak üzerinde, üçü İngiliz olan World Central Kitchen yardım görevlilerinin öldürülmesinden önce bile İsrail'e silah satışının durdurulması yönünde baskılar artmaktaydı.
İlk olarak, 130'dan fazla parlamenter tarafından imzalanarak Dışişleri Bakanı David Cameron'a gönderilen bir mektupta, İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının "her zamanki gibi devam etmesinin" "kesinlikle kabul edilemez" olduğu, zira İngiltere yapımı silahların Gazze'de kullanıldığı ve oradaki felaketin devam etmesine katkıda bulunduğu savunuldu.
Ayrıca; İngiltere hükümetinin kendi avukatları bile, İsrail'in Gazze'de uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiği ve dolayısıyla İngiltere hükümetinin bu tür yasadışı eylemlere ortak olmak istemiyorsa İsrail'e silah tedarikini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtti.
Bu hafta aralarında üç eski yüksek mahkeme yargıcının da bulunduğu 600 avukat, akademisyen ve emekli üst düzey yargıç, İngiltere hükümetini, İsrail'i silahlandırmaya devam ederek ve UNRWA'ya gelecekte yapılacak yardımları askıya alarak uluslararası hukuku ihlal ettiği konusunda uyardı.
İsrail'e silah tedariki konusunda İngiltere, 53 milyon dolar gibi resmi bir rakamla, İsrail'in diğer müttefilkleri arasından minimal bir noktada görünüyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün silah transferleri veri tabanına göre, İsrail'in 2013-2022 yılları arasındaki silah ithalatının yüzde 68'i ABD'den, yüzde 28'i ise Almanya'dan gerçekleşiyor.
Dönüm noktası olabilir mi?
Ancak bu tabloya rağmen İngiltere'nin silah satışının sembolik etkisi, diğer ülkelerin satışlarına göre çok daha büyük olabilir.
Bu nedenle İngiltere'nin silah satışını askıya alması da büyük bir mesaj olacak ve dahası bu adım ABD'ye, uluslararas arenada bu konuda giderek yalnızlaştığı sinyalini verecektir.
Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Joe Biden ile Başbakan Benjamin Netanyahu arasında gerçekleşen telefon görüşmesi, bu müttefik iki ülke lideri arasında, tarihte gerçekleşen en sert görüşmelerden biriydi.
Görüşme sırasında Biden, ABD'nin askeri yardım da dahil olmak üzere İsrail'e gelecekte vereceği desteği, sivil kayıplar ve Gazze'deki insani krizle başa çıkma konusundaki yaklaşımını değiştirmesi koşuluna bağlamakla tehdit etti.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu gergin telefon görüşmesinin hemen ardından İsrail savaş kabinesi Gazze Şeridi'ndeki sivil nüfusa insani yardımı arttırmak için "acil adımlar" atmaya karar verdi.
Ancak bu durum dünyadaki çoğu kesimi adeta şaşkına çevirdi.
Bu kritik görüşme neden haftalar, hatta aylar önce yapılmadı?
Şüphesiz İsrail'e kapsamlı bir silah ambargosu gerçekçi bir öneri olmayacakrtır. Zira İsrail'in müttefikleri onu İran ve vekilleri de dahil olmak üzere düşmanlarının tehditlerine maruz bırakmak istemeyecektir.
Ancak Gazze'deki savaştan çıkarılacak derslerden biri de rasyonel karar alma mekanizmasının hafife alınamayacağı, dolayısıyla bazı silah sistemleri ve mühimmatın kullanımına ilişkin koşulların belirlenmesi gerektiğidir.
Bunun en bariz örneği, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kullanılmasına asla izin verilmemesi gereken ancak İsrail hava kuvvetleri tarafından Gazze'de kullanıldığı anlaşılan 2000 kiloluk Mark 84 bombasıdır.
İsrail, uluslararası alanda sıkışıyor ve bu, bu korkunç savaşı durdurma sürecinde bir dönüm noktası olabilir.