gdh'de ara...

Foreign Policy: Gazze bölgesel bir savaşa mı evrilecek?

İsrail, birden fazla cephede tek başına savaşamaz ve ABD olmadan Hizbullah'a karşı savaş başlatamaz! Peki ABD, seçime giderken olası bir Lübnan savaşına destek olacak mı?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Foreign Policy'de, İsrail ve Lübnan arasında artan gerilimin olası sonuçlarının ve geleceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Biden Yönetimi'nin bugüne kadar izlediği dirayetli politika ile savaşın yayılmadığına dikkat çekilen analizde, gelinen noktada ise İsrail ve Hizbullah arasında geri dönülmeyecek noktaya varan bir gerilimin fitilinin ateşlendiğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; İsrail'in çok yönlü ve iyi silahlanmış birden fazla düşmana karşı uzun sürecek bir savaşa tek başına giremeyeceği ve tek başına Hizbullah'a karşı kapsamlı bir savaş başlatamayacağı belirtildi.

İşte Foreign Policy'de yayınlanan analiz:

İsrail'in Hizbullah'ı suçladığı ancak Hizbullah'ın reddettiği İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ndeki Mecdel Şems'e yönelik ölümcül saldırı, iki eski düşman arasındaki hassas caydırıcılık dengesini bozan bir eylem haline gelebilir.

Hizbullah ve İsrail 7 Ekim'in ardından ve Hizbullah'ın Hamas'a desteğini açıklamasından bu yana karşılıklı çatışmalar yaşıyor.

Başından beri varsayım ve risk, Hizbullah ya da İsrail'in her an yanlış hesap yapıp büyük çaplı bir savaşı tetikleyebileceği yönündeydi. Mecdel Şems'te 12 çocuk ve gencin ölümüne neden olan saldırı ise bu riski en üst düzeye çıkardı.

Her iki tarafın da yıkıcı bir bölgesel savaştan kaçınma arzusu ve Washington'un böyle bir askeri çatışmada İsrail'e vereceği destek belirsiz.

Ancak gerçek şu ki; İsrail çok yönlü ve iyi silahlanmış birden fazla düşmana karşı uzun sürecek bir savaşa tek başına giremez.

Elbette bu gerçek, İsrail'in sessiz kalacağı anlamına gelmiyor.

Nisan ayında İsrail, İran'ın kendisine yönelik tarihi füze saldırısına İsfahan'daki hava savunma sisteminin bir kısmını imha eden ölçülü bir saldırı başlatarak karşılık vermişti.

Gelinen noktada; Hizbullah'ın İsrail'e yönelik niyetleri grubun lideri Hasan Nasrallah tarafından açıkça ifade ediliyor.

Nasrallah kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, Gazze'de ateşkes sağlandığı anda, kimseyle müzakere etmek zorunda kalmadan İsrail'e yönelik saldırılarını durdurma emri vereceğini belirtti.

Hizbullah savaşçıları güney Lübnan'da halkın arasına kolayca karışabiliyor. Yani bir gün geri çekilebilir, başka bir gün fark edilmeden mevzilerine geri dönebilirler. Bir Hizbullah üyesi gündüzleri asker, geceleri ise aile babası rolünde hayatına devam edebilir.

Diğer yandan; İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu İsrail kamuoyuna "kuzeydeki Hizbullah tehdidini ortadan kaldırdığını" söyleyebilirse, kendisine yönelik siyasi baskının bir kısmı azalabilir.

Hamas'ın 7 Ekim'deki işgalinin yarattığı travmayı göz önünde bulunduran İsrail, bu kez güney Lübnan'dan gelecek bir tekrar senaryosundan kaçınmaya odaklanıyor.

Hizbullah'ın İsrail-Lübnan sınırında olası bir çözümü düşünürken yaptığı hesaplar İsrail'inkinden çok da farklı değil.

Grup, uluslararası diplomasi ne üretirse üretsin, istediği takdirde İsrail'e saldırılar düzenleyebileceğini, keşif ve istihbarat operasyonları yürütebileceğini çok iyi biliyor.

Diğer bir ifade ile her iki taraf da diğerinin topraklarının derinliklerine saldırabilir. Dolayısıyla Hizbullah'ın İsrail ile varacağı herhangi bir anlaşma her zaman kırılgan olacaktır.

Yerel BM barış gücü olan Lübnan'daki BM Geçici Gücü'nün hem maddi hem de siyasi olarak güçlendirilmesi ve 15 bin Lübnan hükümet askerinin güney sınırı boyunca konuşlandırılması, 2006 yazında Hizbullah ile İsrail arasındaki 34 günlük savaşı sona erdiren 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının yenilenmesini desteklemek ve Hizbullah ile İsrail arasında yapılacak herhangi bir anlaşmanın siyasi güvenilirliğini arttırmak için gerekli olacaktır.

Sahadaki bu gerçekler savaşı durduramasa da büyük önem taşımaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri'nin hem İsrail'in en kötü dürtülerini kontrol ederek hem de 2022 İsrail-Lübnan deniz sınırı anlaşmasının mimarı olan yetenekli elçisi Amos Hochstein aracılığıyla diplomatik bir çözümü destekleyerek oynayacağı önemli bir rol vardır.

İsrail tek başına Hizbullah'a karşı kapsamlı bir savaş başlatamaz.

İsrail'in mühimmat, istihbarat, hava ve füze savunma kabiliyetleri şeklinde sürekli ABD askeri yardımına ihtiyacı olacaktır.

Ancak Biden yönetimi Gazze'deki savaşın Lübnan'a sıçramasını önlemek istediğini açıkça ortaya koyuyor ve ABD'nin kararlılığı, son aylarda İsrail'in Hizbullah'a karşı savaş kararını büyük ölçüde durduruyor.

Yaşanan son gelişmeler ciddi gözlemcilerin başından beri bildiklerini bir kez daha teyit ediyor.

İsrail-Hizbullah dinamiğinin kendine has bir tarihi, mantığı, riskleri ve sonuçları olabilir ve bu dinamiği etkisiz hale getirmenin yolu Gazze'den geçiyor.

Gazze'de bir ateşkes sorunu kökten çözmeyecek, ancak bir sonraki krize kadar tüm taraflara tansiyonu düşürmek için yeterli nefes alma alanı sağlayacaktır.

Tartışma