gdh'de ara...

Foreign Policy Research Institute: ABD'nin Rusya ile ile yüzleşmesindeki büyük strateji

Ukrayna'daki savaş dünya düzeni için varoluşsal bir mücadele haline geldi. ABD, dünyada daha merkezi bir rol üstlenmeye doğru ilerliyor.

1. resim

Geçen yıl boyunca, ABD'nin uluslararası stratejisinde dramatik iki değişiklik gerçekleşti. ABD artık Rusya ile denge kurmaya öncelik vermeye çalışmıyor ve artık daha fazla Rusya-Çin işbirliğini engellemeye yönelik bir yol izlemiyor.

ABD için Ukrayna'ya destek, Rusya'nın yeteneklerini azaltmak için tasarlanmış genel bir stratejinin parçası olarak en kritik hamle olarak görünüyor. Ancak önümüzdeki 6 aydaki gelişmeler önümüzdeki on yıldaki ABD politikalarını şekillendirecek ve sınırlayacak.

Geçtiğimiz otuz yıl boyunca ABD'nin Rusya'ya yönelik politikası, Sovyet sonrası bir Rusya'nın ABD'ye yakın bir ortak olabileceği umudu ile Rusya'nın ABD'nin tercihlerini boşa çıkarma ve maliyetleri artırma kabiliyetine ilişkin endişeler arasında gidip geldi.

Obama yönetiminin ilk döneminde ABD-Rusya ilişkilerini “sıfırlama” çabası, Ukrayna'nın Avrupa ile daha fazla ekonomik bütünleşme arzusu ile ABD'nin Rusya'ya bu konuda güvenlik garantisi vermesi arasındaki denge kurma çabaları zemininde gerçekleşti.

2014 Turuncu Devrimi, Yanukoviç rejiminin yıkılmasına neden olduğunda Obama'nın ilişkileri yeniden başlatma çabası sürdürülemez hale geldi. Yanukoviç sonrası da iktidara gelen Ukrayna hükümetlerinin Batı ile entegrasyona dair istekleri Vladimir Putin tarafından bastırılmak istendi.

Putin, Ukrayna'daki yönetimlerin bu isteklerini kırmak için Kırım'ın kontrolünü ele geçirmek gibi hamlelerle kuvvete başvurdu. Bu noktadan sonra ise artık ABD-Rusya ortaklığı siyasi olarak imkansız hale geldi.

ABD'nin "büyük güç" rekabeti politikası açısından İran ve Çin'e daha fazla odaklaması gerektiği düşünüldü ve Obama sonrası gelen diğer ABD yönetimleri Kırım işgalini neredeyse görmezden geldi ve dikkatini İran ve Çin'e vermeye başladı.

Örneğin ABD, Tahran üzerindeki yaptırım baskısını yoğunlaştırırken, Rus enerjisinin yayılması ile ilgili riskleri gözardı etti. Çünkü Rusya, Çin'in yükselişini dengelemeyi amaçlayan herhangi bir uzun vadeli koalisyonda hala gerekli bir ortak olarak görülüyordu.

Ancak Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı açıktan işgal etmesi tartışmayı sona erdirdi.

Resmi bir politika beyanı olmasa bile artık ABD'nin yeni politika sinyalleri oldukça açık. ABD artık Putin'in yönetimi altındaki Rusya ile herhangi bir ortaklık kuramayacağını ve Çin'in ya da İran'ın engellenmesi için Rusya ile denge kurması gerekmediğinin farkında.

Bu nedenle ABD, yaptırımlar, finansal araçlar ve Ukrayna'ya doğrudan askeri destek yoluyla, Rusya'nın gücünü geriletmeye çalışıyor.

Yeni ABD politikasına göre Rusya'nın gücünü azaltmak, Moskova ile Pekin arasında daha yakın bir ilişkiyi engellemek veya caydırmaktan da öncelikli hale geldi. ABD, Rusya'nın gücünü düşürmeye çalışmanın yanı sıra, Ukrayna devletinin uzun vadeli desteklenmesini de taahhüt ediyor gibi görünüyor.

Kiev'e verilen askeri, ekonomik ve mali desteğin seviyesi, Rusya'nın yeteneklerini zayıflatan basit bir stratejinin ötesine geçerek, Ukrayna'daki savaşı bir varoluş mücadelesi haline getirdi.

Biden yönetimi, ABD eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun “Üç Deniz Feneri” yaklaşımını açıkça onaylamasa da, Ukrayna'nın Avrupa-Atlantik dünyasının doğu siperi olarak hizmet etmesini sağlamaya çalışıyor.

George HW Bush'tan Joe Biden'ın başkanlığının ilk yılına kadar ABD politikası, Ukrayna'nın Avrupa-Atlantik dünyasıyla daha yakın ilişkiler kurma isteği ile Moskova ile işbirliğine dayalı bir ilişkiyi sürdürme arasında denge kurmaya çalıştı.

Biden, 2021 yazında hem Zelensky hem de Putin ile yaptığı görüşmelerde bu dengeleme politikasını sürdürmeye çalıştı. Ancak Putin'in Şubat 2022'de “özel askeri harekatı” başlatma kararı bu çabayı sona erdirdi.

Amerika'nın Ukrayna'ya verdiği destek ve aynı zamanda Rusya'nın yeteneklerini zayıflatma çabaları, ABD'nin Moskova ile işbirliğine dayalı bir ilişkiden elde edebileceği olası faydalardan daha ağır basıyor ve daha yakın bir Rusya-Çin ittifakının riskleri, Rusya'nın çabalarını kontrol altına almaktan daha az acil kabul ediliyor.

Bütün bunlar ve Japonya'nın yeni ulusal güvenlik stratejisinin ve ilgili savunma beyaz kitabının yakın zamanda yayınlanmasıyla Hint-Pasifik havzasını Avrupa-Atlantik bölgesine bağlayacak bir ortaklıklar ağı tasavvur eden ve Ukrayna'nın savunmasını bu çabanın merkezi olarak tanımlayan ABD, dünyada daha merkezi bir rol üstlenmeye doğru ilerliyor.

Tartışma