gdh'de ara...

Fransız gazetecilerden İsrail'e çağrı: Gazze Şeridi'ni uluslararası basına açın

İsrail'in medyaya uyguladığı Gazze Şeridi'ne giriş yasağının kaldırılmasını isteyen 150 Fransız gazeteci, Tel Aviv yönetimine hitap eden bir açık mektup yayınladı.

1. resim

11 medya kuruluşu ve 35 meslek kuruluşu ve çatışma bölgelerinde çalışan 150 Fransız gazeteci, Gazze Şeridi'ndeki durumun medyaya açılmasını talep eden bir mektup yayınladı.

Fransız gazeteciler, "Gazetecileri korumak ve çatışma bölgelerine erişimlerini sağlamak her zamankinden daha önemli bir görevdir." başlıklı açık mektupla, Gazze'deki çatışmaların boyutunu ve sivillerin karşılaştığı zorlukları dünyaya duyurmak isediklerini açıkladılar.

Gazetecileri koruyun

Mektupta 7 Ekim'de başlayan çatışmalarda 36 gazetecinin öldürüldüğü vurgulanırken, bu sayının kapsamlı olmadığı ve daha detaylı bir araştırma yapılması halinde sayının daha yüksek çıkacağı ifade edildi.

Mektubu imzalayan 150 gazeteci meslektaşlarının öldürüldüğü saldırıların şeffaf ve adil bir biçimde araştırılması çağrısında bulundu.

Gerçeği gölgelemeyin

Savaşların bir boyutunu da dezenformasyon savaşlarının oluşturduğunu belirten gazeteciler, savaş ortamında gerçeğin kaybolduğunun altını çizdi. Gazeteciler, Gazze'de görev yapmanın risklerini bildiklerini belirttikleri mektupta, uluslararası basına Gazze Şeridi'ne girme konusunda izin verilmesi çağrısı yaptı. 

İşte o mektup

Gazetecileri korumak ve çatışma bölgelerine serbestçe erişimlerini sağlamak her zamankinden daha önemli bir görevdir. 

Çoğunluğu çatışma bölgelerinde çalışmaya alışkın olan biz Fransız gazeteciler, savaşan taraflardan tüm muhabirleri korumalarını ve Gazze Şeridi'nin uluslararası basına erişimini açmalarını istiyoruz.

Gazetecileri Koruma Komitesi'nin aktardığı bilgilere göre 7 Ekim 2023'ten bu yana 31 Filistinli, 4 İsrailli ve 1Lübnanlı olmak üzere 36 gazeteci öldürüldü . Onlarca medya mensubu da yaralandı.

İlk kurbanlardan biri 22 yaşındaydı. İbrahim Lafi, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın Aïn Media için Erez geçiş noktasına yönelik saldırısını haberleştirirken öldürüldü. Üzerinde canını garanti altına alması gereken şeyin yazılı olduğu mavi kurşun geçirmez yeleğini giymişti: “Basın”.

13 Ekim'de Güney Lübnan'da Agence France Presse, Reuters ve El Cezire gazetecileri, Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki sınır çatışmalarını haberleştirirken İsrail'in art arda attığı iki topçu atışıyla vuruldu. Ayrıca gazeteci oldukları da açıkça belliydi. Reuters muhabiri 37 yaşındaki Issam Abdallah olay yerinde hayatını kaybetti. 6 meslektaşı da yaralandı. 

19 Ekim'de, BBC, Reuters, Al Jazeera, AFP ve yerel haber ajanslarından ekiplerin Han Yunus'taki Nasser hastanesinin yakınındaki çadırda barındığı geçici bir yazı işleri bürosu, İsrail'in hava saldırısının hedefi oldu.

22 Ekim Pazar günü Roşdi Sarraj, eşi ve kızıyla birlikte sığındığı evden çıkarken Gazze'de düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybetti. Roshdi, ayrıca Radio France ve Ouest-France gibi çok sayıda Fransız medya kuruluşunda da çalışmıştı. 

Bu liste ne yazık ki kapsamlı değil, haliyle eksikler var.  Dolayısıyla uluslararası toplum gerekeni yapmaz, ateşkes ilan edilmez ve İsrail ordusu Gazze Şeridi'ndeki kara operasyonlarını genişletme kararı alırsa, öldürülen gazetecilerin sayısının artması muhtemel.

Bu terör ortamında kız ve erkek kardeşler, ailelerinin bir bombalamada yok edildiğini öğrenme fikriyle felç olmuş, psikolojik olarak artık çalışamayacaklarını söylüyorlar. 

Meslektaşımız Wael Al-Dahdouh, 25 Ekim'de El Cezire haber kanalında bir bombalı saldırıyı canlı yayınlarken eşi ve iki çocuğunun öldüğü haberini aldı. Wael Al-Dahdouh, acısına rağmen çalışmalarına ve uluslararası kamuoyunu bilgilendirme görevine devam etmek için hemen yayına döndü.

Dahası 16 Ekim'den bu yana dokuz Filistinli gazeteci de Batı Şeria'da İsrail yetkilileri tarafından tutuklandı.

Kuşkusuz savaşın ilk kaybı gerçektir. İsrail ve Mısır hükümetleri tarafından Gazze'ye gitmemiz yasaklansa da biz, Fransız gazeteciler olarak bu durum karşısında çaresiz kalamayız. Gazetecileri korumak, demokrasilerin sürekli sarsılan ama vazgeçilmez bir direği olan basın özgürlüğünü korumak anlamına gelir.

Tüm tarafların propaganda savaşlarına karşı savaşın ilk kaybedeninin gerçek olduğunu vurguluyoruz. Tahminize göre, Gazze'de benzeri görülmemiş bir durum var. Çünkü gazetecilerin engellenmesiyle, Gazze'deki krizin boyutunun öğrenilmesi de önleniyor.

Hatırlatmalıyız ki; gazetecilerin katılmadıkları çatışmalarda öldürülmesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü'nün 8. maddesi hükmünce savaş suçu teşkil etmektedir. Meslektaşlarımız kasıtlı olarak mı hedef alındı? Ölümlerine ilişkin koşulların bağımsız ve şeffaf bir şekilde soruşturulmasını talep ediyoruz. 

Ancak medyanın özgürlük arayışı, öldürülenlerin ortadan kaldırılmasıyla bitmeyecek. Sınır Tanımayan Gazeteciler'in deyimiyle, eğer bitecek olsayedı İsrail'in medya karartmasına boyun eğmiş olurduk.

Gazze'de pek çok medya kuruluşu, İsrail ordusu tarafından tamamen veya kısmen yok edildiğinden, Filistinli gazeteciler işlerini yapma imkanından yoksun. Kameraları için pillerden, bilgisayarlardan ya da güvenilir iletişim araçlarından mahrum kalan bazıları her şeyini kaybetti.

Diğerleri ise İsrail ordusunun evlerini olabildiğince çabuk terk etmeleri emrini aldıktan sonra her şeyi bırakmak zorunda kaldı. 28 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'deki gazetecilerin bazen internet bağlantısı olmuyor ve ekipmanlarını şarj edebilecekleri elektrik çok az oluyor. Bu da haber alma özgürlüğünün önünde engel teşkil ediyor.

Fransız yetkililere ve uluslararası kuruluşlara kuşatma altındaki Filistinli gazeteci kardeşlerimizin korunması ve hareket özgürlüğü için daha sıkı çalışmaları çağrısında bulunuyoruz.

16 yıllık ablukanın ardından Gazze Şeridi, 10 Ekim'den bu yana topyekün kuşatma altında. Artık kimse Filistin yerleşim bölgesine girmiyor veya çıkmıyor. Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırının kurbanlarının ifadelerini toplayabildik, Gazze'de olup bitenlerin öyküsünü anlatmak için güvenli bir şekilde çalışabilmeliyiz. 2014 yazında İsrail ordusu uluslararası basına erişim açarak bilgi edinme özgürlüğümüzü garanti altına aldı. Artık durum böyle değil.

İşimizi yapmak için Gazze Şeridi'ne girelim.

Riskleri biliyoruz.

Tartışma