Geocase Institute: Filistinliler İsrail'de değil Washington'da değişim yaratmalı!

ABD ve İsrail yönetimleri arasında Filistin konusunda giderek daha fazla uçurum oluşuyor. Dünyanın siyasi düzeni çökmek üzere ve Batı için işler yavaş yavaş değişiyor.

1. resim

Gürcistan merkezli Geocase Institute'de, İsrail-Filistin savaşının dünyada oluşturduğu etkileri ve ABD'deki olası tepkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD ve İsrail yönetimleri arasında, savaş sonraso politikalar konusunda giderek daha fazla bir uçurum oluştuğu belirtilen analizde, bugüne kadar ABD tarafından koşulsuz olarak desteklenen İsrail hakkındaki görüşlerin ise yavaş yavaş değiştiği kaydedildi.

Analizde ayrıca; Biden yönetiminin İsrail'e verdiği destek nedeni ile iç politika da yaşadığı sorunlarla ilgili anketlere de yer verildi.

İşte Geocase Institute'de yayınlanan analiz:

İsrail'in neredeyse iki aydır devam eden Gazze savaşı dünyayı kutuplaştırdı ve Batı'da halklar ve hükümetler arasında derin bir uçurum yarattı.

Milyonlarca Avrupalı ve Amerikalı "özgür bir Filistin" ve işgalin sona ermesi için yürürken, hükümetleri kalıcı bir ateşkes çağrısı yapmadan İsrail'in Gazze'deki askeri harekatını desteklemeye devam ediyor.

Ancak Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının ardından İsrail'e verilen ilk körü körüne destek, Avrupa başkentlerinin çoğunun İsrail'i uluslararası insancıl hukuka uymaya, sivilleri hedef almaktan kaçınmaya ve Gazze halkına kesintisiz yardım akışına izin vermeye çağırmasıyla yavaş yavaş değişti.

İsrail'e en aşırı destek ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan geldi.

Her ikisi de İsrail'in "terörist Hamas"a karşı kendini savunma hakkını desteklemeye devam ederken, bu destek İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun çıkıp çözümü rayından çıkaracak en iyi adamın kendisi olduğunu söylediğinde bile değişmedi.

Ancak Beyaz Saray'ın iki devletli çözümden bahsetmesi nedeniyle aslında tepe yönetimlerindeki hava farklı.

ABD'li milletvekillerinin büyük çoğunluğu İsrail'e sorgusuz sualsiz destek sözü verdi. Milyarlarca dolar sağladı ve açıkça Hamas'ın ne pahasına olursa olsun tamamen yok edilmesi çağrısında bulundu.

Hatta ABD'li senatör Lindsey Graham, CNN'in İsrail'in Gazzelilere karşı yürüttüğü savaşın ağır sivil maliyeti konusundaki bir sorusuna, ABD bombardıman uçakları Tokyo'ya bomba yağdırırken Amerikalıların kaç kişinin öldüğünü umursamadığını söyleyerek yanıt verdi.

Bu isimler, her sivil ölümünden Hamas'ı sorumlu tutuyor ve İsrail'in sivilleri canlı kalkan olarak kullandığı iddiasını tekrarlıyor.

Sekiz Demokrat temsilciden oluşan bir grubun gayrı resmi adı olan Squad olarak adlandırılan bir avuç milletvekili dışında, hiçbir kilit ABD senatörü ya da temsilcisi açıkça ateşkes ve İsrail'in savaş suçlarının soruşturulması çağrısında bulunmadı.

İki devletli çözüm ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti olasılığı söz konusu olduğunda, her iki meclis de genel olarak yüksek sesle karşı çıkıyor.

Görünen o ki; Filistin'in işgaline çözüm, mülteci sorununun çözülmesi ve bölgede kalıcı ve sürekli bir barışın tesis edilmesi İsrail'den gelmeyecek. Netanyahu yönetiminin politikaları ve son 20 yılı aşkın süredir aşırı sağa verdiği destek zaten bu umudu yok etmişti.

Tüm anketler İsrail'de bugün seçim yapılsa, kuruluşundan sonra onlarca yıl İsrail'i yöneten İşçi Partisi'nin Knesset'e girmek için gerekli yasal barajı geçecek oyu alamayacağını gösteriyor. Şu anda İsrail'de sağ ve aşırı sağın üstünlüğü var ve bir süre daha böyle devam edecek.

Ve görünen o ki; Filistinlilerin işgali sona erdirmeye yönelik çözüm arayışı Washington'da yatıyor. İşte sorun da burada başlıyor.

Bugün ABD'de faaliyet gösteren 50'den fazla İsrail yanlısı grup var. Bunların en önde geleni ve en etkilisi olan Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi, en etkili kanun yapıcılar ve potansiyel adaylar üzerinde nüfuz sahibi.

Geçen yıl İsrail yanlısı baskı grupları sadece lobi faaliyetleri için 4 milyon dolardan fazla para harcamıştır. Çok daha fazlası ise "sadece bağımsız harcama yapan siyasi eylem komiteleri" olarak tanımlanan süper PACS'lere gidiyor.

Bu komiteler geleneksel PAC'lerden farklı olarak bireylerden, şirketlerden, sendikalardan ve diğer gruplardan sınırsız miktarda para toplayabilmekte ve bu paraları örneğin siyasi adayların lehinde ya da aleyhinde reklamlar için harcayabilmektedir.

Amerikan vatandaşları bu yetkilileri seçer, ancak AIPAC ve diğer baskı grupları daha sonra onlara sahip olur. Bu baskı grupları, milyonlarca yetişkin Amerikalı için ana haber ve bilgi kaynağı olmaya devam eden ana akım medya aracılığıyla sıradan Amerikalılara hitap etmektedir.

Buna ek olarak İsrail, sözde ortak Yahudi-Hıristiyan değerlerine odaklanarak ABD Hıristiyan toplumuna da nüfuz etmeyi başardı. Bu gruplardan biri olan ve 10 milyondan fazla üyesi olduğunu iddia eden Christians United for Israel, 7 Ekim'deki Hamas saldırısının hemen ardından İsrail'e destek için 2 milyon dolardan fazla para topladı.

Ancak daha da önemlisi, Güney Baptist Konvansiyonu'nun bir kolu olan Etik ve Dini Özgürlük Komisyonu ile ortak bir "İsrail'i destekleyen Evanjelik bildiri" yayınlamayı başardı. Bu grubun ABD'de 45,000 kilisesi bulunmaktadır.

Filistinlilerin ABD siyasetine ve dini kültürüne sızan bu büyük İsrail/Siyonist gücünü dengelemeleri mümkün değil.

ABD'deki Arap lobileri daha çok ABD ile ikili askeri ve ekonomik bağları geliştirmeye odaklanmış durumda. Yani diğer bir ifade ile Filistinlilerin Amerikan siyasetinde söz hakkı yok.

Ancak işler yavaş yavaş değişiyor

Amerika'nın Z kuşağı asi bir kuşak. Washington siyasetinin yozlaşmasını reddediyor ve Filistin davasını destekliyor. Bunun en büyük nedeni ana akım medyayı bir kenara bırakıp sosyal medya platformlarına yönelmeleri.

Bu grup 2024 başkanlık seçimlerinde önemli bir rol oynayabilir.

Pew Araştırma Merkezi'ne göre, 18-29 yaş arası insanların yüzde 58'i İsrail'e olumsuz bakarken, 65 yaş üstü Amerikalıların yüzde 28'i olumsuz bakıyor. Geçen hafta yayınlanan bir NBC News anketi, Biden'ın 18 ila 34 yaş arası seçmenler arasındaki onay oranının Eylül ve Kasım ayları arasında yüzde 46'dan yüzde 31'e düştüğünü ortaya koydu. ABD'li Müslüman seçmenler de Biden'ı terk ediyor.

Dünya iki devletli bir çözüm istiyor ama bunu uygulayacak siyasi iradeden yoksun ve İsrail siyaset kurumu ne pahasına olursa olsun intikam peşinde.

Sonuç olarak dünyanın siyasi düzeni çökmek üzere. İsrail ABD tarafından savunulduğu ve korunduğu sürece Filistinliler özgürlüklerine kavuşamayacaklar. Bir şeylerin değişmesi gerekiyor ve öncelikle Amerika'da büyük bir değişiklik olmazsa, Filistinliler daha uzun yıllar apartheid ve baskıya katlanmak zorunda kalacaklar.

Tartışma